Urumçi'de 21 katlı bir apartmanda çıkan yangında kapı dışarıdan kilitli olması sebebi ile evlerinden kaçamayan tamamı Uygur Türkü 44 kişinin hayatını kaybetmesi ürerine ve de Çin makamlarının ölen sayısını 10 yaralı sayısını 9 açıklayarak gerçekleri saklamaya çalışması üzerine Çin geneline yayılan protesto gösterileri patlak verdi.

24 Kasım Urumçi’deki yangın faciası sonrası Doğu Türkistan’ın farklı şehirlerine yayılan karantina karşıtı eylemler, Hoten, Aksu, Kaşgar, Korla ve Gulca’da sokakların insanlarla dolduğu ve beyaz tulumlu polis güçlerinin engeliyle karşı karşıya geldiği gözlemlendi.

SABAHIN KÖRÜNDE POLİS ENGELİ
Protestolar sadece Doğu Türkistan’da değil, Çin geneline yayılırken, Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri de 30 Kasım sabah saatlerinde İstanbul'daki Çin Konsolosluğu önünde nöbet başlatmak istedi. Sabah saat 05.00'te Konsolosluk önüne gelen Uygurlar, polis müdahalesiyle karşılaştı.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülere göre Uygurları Konsolosluk kapısı önünden uzaklaştırmaya çalışan polis, "Bağırma" diyen bir Uygur kadını "Birazdan hepinizi süpüreceğiz aşağıya" diye tehdit etti.

"GÖZALTINA AL, SINIR DIŞI EDECEĞİZ SİZİ"


Uygurlara "Yürü aşağı, sabahın köründe bağırttırma insanı" diye bağıran polis, "Hangi hakla bağırıyorsunuz" diyen kadını itekledi. Ardından çevik kuvvet polislerini çağıran polis yetkilisi, oturma eylemine başlayan Uygurları "Gözaltına al, sınır dışı edeceğiz sizi" diye tehdit etti. Eylemciler de “bizi tutukla ve sınır dışı et!” şeklinde yanıt verdi.

TÜRK POLİSİ GERİ ÇEKİLMEYİ TERCİH ETTİ.
Eylemin Konsolosluk önünde yapılmasını engellemeye çalışan polis, "Benim muhatabım Çin" diyen Uygur’a "O zaman Çin'e git" diye bağırdı. Uygurların "Çin'e geldik, burası Çin işte" yanıtı üzerine ise "Türkiye Cumhuriyeti'ne saygılı davran" diyen Polis yetkilisi daha sonra çevik kuvvet polislerine "Gazla müdahale et! Yok mu gaz” talimatı vermek sitlerken Türk polisi geri çekilmeyi tercih etti.

Polis memurunun tavrı kısa sürede tepkilere neden oldu. Daha sonra olaya ilişkin İstanbul Emniyeti'nden açıklama yapıldı. Yazılı açıklamada "Gruba yapılan ikazlar sırasında kullanılan bazı ifadeler, yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermiş ve kastı aşmıştır. Kardeşlerimizi incitmek için değil, gösteri yasağını hatırlatmak için ikaz yapılmıştır." Denildi.

SÜLEYMAN SOYLU ÖZÜR DİLEDİ, TAHKİKAT BAŞLATTIĞINI BELİRTTİ

Uygur Türklerinin Çin konsolosluğu önündeki protestosunda polis memurunun "Birazdan zorla süpüreceğiz hepinizi aşağıya...Gözaltına alacağız, sınır dışı ederiz sizi” sözleri tepkilere neden oldu. İçişleri Bakanı Soylu, "Güvenliği sağlarken kullanılan bazı ifadeler, kastı aşmıştır" dedi, konuyla ilgili tahkikat başlatıldığı duyuruldu. 

Tepkiler üzerine açıklama yapan Bakan Soylu, şunları söyledi:

YSK  81 Seçim itirazını sonuçlandırdı YSK 81 Seçim itirazını sonuçlandırdı

“Bugün sabah saatlerinde İstanbul'da, Çin Konsolosluğu önüne protesto için giden Uygur Türkü kardeşlerimizin yolu kapatması üzerine, bölgenin güvenliğini sağlamakla sorumlu arkadaşımızla vuku bulan tartışma bizleri üzmüştür.

Elbette ki her ülkenin büyükelçiliğinin güvenliğini sağlamak görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Arkadaşlarımızın titizliği bu yüzdendir.

Ancak güvenliği sağlarken kullanılan bazı ifadeler, kastı aşmıştır. Böylesi hassas bir görevde bu şekilde ifadeler kullanmamalıyız. Türk Soylu kardeşlerimize, uzun dönemli ikametten vatandaşlığa kadar nüfus ve vatandaşlık birimlerimizde kurulan özel ofislerle hassasiyet gösteriyoruz, göstermek durumundayız.

Bu vesileyle üzüntümüzü ve özrümüzü tekrar belirtiyor, konuyla ilgili tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz.“

MERHUMUN ÇOCUKLARI KONUŞTU
Öğle saatlerine doğru İstanbul’daki Çin konsolosluk önü Doğu Türkistanlılarla doldu. Aralarında yangın faciasında şehit olan Rahmetli Kanbernisa Abdurrahman Hanımın Türkiye’de üniversite okuyan   Şarafet ve Mohammad adındaki iki çocuğu da hazır bulundu.

Polis memurunun müdahalesi sonrası kamuoyuna seslenen Mohammad, “Anneniz kendi evinizde yanarak ölmüş ve siz onunla 7 yıldır görüşemiyorsunuz. Sonra haberlerden ölüm haberini öğreniyorsunuz. Siz olsaydınız ne yapardınız?” şeklinde soru yönelterek vicdanları sızlattı.

TÜRKİYE ÇİN’DEN İZAHAT İSTEDİ

28 kasım Dışişleri Bakanlığı, 24 Kasım meydana gelen feci yangında kapı dışarıdan zorla kapatılması sonucu evinde yanarak can veren 5 aile için başsağlığı mesajı yayımlamış ve Çin rejiminden yaşanan yangın olayına açıklık getirmesini istemişti. Çin ise Türk tarafına henüz herhangi bir izahat vermedi. 

DAVUTOĞLU, BAHÇELİ'YE SESLENDİ

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, Çin konsolosluğu önünde Uygur Türklerinin eylemine yapılan polis müdahalesinde ortaya çıkan görüntülere tepki gösterdi.

Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenerek, “Sayın Bahçeli, himayenize aldığınız İçişleri Bakanına bir sorun! Türk kimliğini ve dilini korudukları için zulüm gören Uygur kardeşlerimize sahip çıkanlara Ankara'nın göbeğinde yapılan bu muamele töremize sığar mı? Yoksa bu işler Perinçek'e mi devredildi?” ifadelerini kullandı.

BABACAN: SİZ ÇİN POLİSİ MİSİNİZ?

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da tepkisini, “Uygurların zulme uğramasına sessiz kalanlar ‘ezilenlerin gür sesi’ olduğunu iddia etmesin. Hele zulmü protesto edenlere ‘Sizi süpüreceğiz’ diyen adaletten falan hiç bahsetmesin. Siz Uygur kardeşlerimize baskı uygulayan Çin polisi misiniz?” diye dile getirdi.