Devleti Siyasetinize alet etmeyin!

İstanbul’un Fethi’nin 569 Yıl Dönümü Kutlamaları yapıldı. Fethin kutlanma alanı, Siyasetin tartışma konusu yapıldığı Atatürk Hava Limanı Millet Bahçesi.

Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve vekiller ile parti teşkilatları İstanbul’un Fethi kutlama programına katılım için vatandaşları mesaj yağmuruna tuttu. Mesajla vatandaşlar Atatürk Hava Limanı alanında yapılacak olan Millet Bahçesi’ne davet edildi.

İstanbul’un Fethi dünya tarihinde bir çağı açıp bir çağı kapatmış. Sadece Türkler değil tüm dünya için o kadar önemli.

Fatih Sultan Mehmet daha 16 yaşındayken yaptığı planlarla 1453’te İstanbul’u fethedip, Bizans İmparatorluğu’nu tarihten silmiştir. 

Yine Mustafa Kemal Atatürk de Kurtuluş savaşında İstanbul’u işgalcilerden kurtarmış ve dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan kent Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları olarak kalmıştır.

Bugün İstanbul’da Fetih kutlaması yapıyoruz…

Fetih Kutlamasını siyasallaştırıyor ve bölük pörçük gerçekleştiriyoruz.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, törene davet edilmediğini açıklıyor. Tören muhalif partilerden kimseyi göremiyoruz. Belli ki, Cumhur ittifakı dışından partiler davet edilmemiş.

Bu kutlama programı devlet kaynaklarıyla mı yapılıyor, siyasi partiler tarafından mı gerçekleştiriliyor.

Yapılan açıklamalardan belli ki davet; Cumhurbaşkanlığı’ndan geliyor.

Cumhurbaşkanlığı gibi bir makam; İstanbul’un Fethi olarak devletin düzenlediği bir programa, tüm siyasi partileri, belediyeleri ve bürokratları davet etmeli.

Devlet davetini yapar. Gelen gelir, gelmeyenin sorumluluğu ise kendine aittir.

Bu gün İstanbul’da ciddi bir oy alarak Büyükşehir Belediye Başkanı Seçilen Ekrem İmamoğlu’nun bu toplantıya davet edilmemesi devlet geleneği ve otoritesi açısından son derece vahim bir durumdur.

Devlet Devlettir…

Bugün devletin başında olanlar ve birlikte hareket edenler bir empati yapın…

Aynı durum yarın sizin başınıza gelse nasıl bir tepki verirsiniz.

Devlet erkanı, iktidarı, muhalefeti, bürokratı hep bir arada olmalı. Hele ki İstanbul’un Fethi gibi çağ açıp çağ kapatan bir günde…

Dış güçlere, Türkiye’de parçalanmış bir yapı gösterme yerine, Ülkemiz için birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu gösteren bir duruş sergilemeliyiz.

Bu duruşu sergilemediğimiz sürece, dışarıdan Türkiye’ye karşı ayak oyunları ortaya konulacaktır.

Bazen devletleri yönetenler ve yönetmeye talip olanlar, koltuk için kavga ediyormuş gibi görülürler, ancak arka planda dönenler daha farklı şeylerdir.

Bugün Yunanistan, Türkiye’ye karşı atıp tutuyor.

Türkiye Yunanistan’a ne yaptı.

Yunanistan Türkiye’nin burnunun dibindeki adaları askeri üs haline getirdi. Oysa bu adaların silahlı üst haline getirilmesi Lozan Anlaşması  gereği yasaktı.

Ama Yunanistan Türkiye’nin geçmiş yıllarda verdiği tavizle bu adaları silahlandırdı. Midilli’de bir tümen ve buna bağlı ana birlikler, 2 piyade alayı, 7 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 3 tank taburu, 4 top taburu ve bir uçaksavar tabur var. Bodrum’dan yüzerek gidebildiğimiz İstanköy’de bir tugay- bir piyade alayı, 4 piyade taburu, bir özel muhafız taburu, 2 tank taburu ve 8 bin asker var.

Türkiye’nin bu durumu çözmesi gerekir.

Türkiye tehlikeli bir hal alan bu duruma dur demeye kararlıdır ve bunun  blöf olmadığını Yunanistan’a göstermelidir.

Devleti ilgilendiren bu konularda Muhalefet, İktidar ortak kararlar almalı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Devlet adabını yürütecek birlik ve beraberliği ülkede vatandaşlara göstereceği gibi, dışarıdan gelecek tehlikelere karşı farkındalık ve birlik beraberlik vurgusu yapacak her alanda Devletin gücünü iç ve dış mihraklara göstermelidir.

Devleti yönetenler ve yönetmeye talip olanlar barışık bir düzen sergileyemiyorsa bunun sorumlusu da yönetenlerdir.

Bu gün, Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir kişi, vatandaşına hırsız