Türkiye’de siyasetçiler ne konuştuğunu, sözlerinin nereye gittiğini bir türlü bilmiyor.

Türkiye yerel seçimlere hazırlanıyor.

Çok sayıda siyasi parti olsa da görülen, Türkiye fiiliyatta iki partili sisteme döndü.

Biri Cumhur

Biri Millet

Yani partilerin ittifakıyla oluşan ikili sistem...

Bu sistemde, ülkücüler var, Ak Parti’ye oy vermek istemiyor... Ama onların partisi MHP...

Ne diyorlar; “Sandık başına gitmeyeceğim. Oy Kullanmayacağım”

İYİ Parti’deki ülkücüler var; CHP’ye oy vermek istemiyorum.

Ak Parti’de bazı seçmenler, MHP’ye kızgın... “MHP’nin adayı olan noktada oy vermem” diyor. Bu seçmenlerin daha çok doğu kökenli Ak Partili seçmenler olduğu gözden kaçmıyor.

Saadet Partili seçmen Liderine sadık... Ama içlerinde “CHP dinsiz parti, gidip nasıl onun logosunun üzerine oy pusulasını basacağız” diyenler da yok değil.

HDP seçmenleri partisi aday göstermesi durumunda kendi adayına, yoksa Ak Partiye gideni de CHP’ye gideni de olcak gibi görülüyor...

Pardon; Ak Parti, CHP değil, Cumhur İttifakı, Millet İttifakı...

Seçimde sandık başına gitmek ve oy kullanmak bir görevdir...

Vatandaşlık görevidir...

Ülkemizin geleceği ve demokrasinin varlığı için mutlaka sandık bayına gidip oyumuzu kullanmalıyız.

Siyasi partileri beğenmeyebilirsiniz.

Bugünkü sisteme tepki göstermek için sandık başına gitmemek bir şey ifade etmez.

Seçime katılım düşük görülür...

Ancak sandık başına gidip, oyunuzu bilinçli olarak partiler dışında bir noktaya basıp tepkinizi ortaya koyabilirsiniz.

Düşünsenize Türkiye genelinde sandıklarda 20 milyon insanımız boş oy kullanmış...

Buna açıkladıklarında geçersiz oy diyeceklerdir.

Evet geçersiz ama, bilinçli olarak boş oy kullanıldığı ortada olan mühür baskısı mesajı verecektir.

İşte o zaman bu gün oturdukları koltuklardan kalkması, gitmesini bilmeyen, vatandaşa nasıl hitap edeceğini bilmeyen, vatandaşın zihniyle oynayıp her şeyi oy almak için gören siyasetçiler büyük bir ders alacaktır.

İçlerinden düşünenler çıkacaktır;

“Bu vatandaş neden böyle yaptı. 20 milyon insana hitap edebilen bir parti yok. Ne yapmalıyız. Vatandaş neyi beğenmiyor.”

Yerel seçimlere az bir zaman kaldı.

**** **** **** *****

Adaylar açıklanıyor.

Ak Parti’nin Ankara adayı Mehmet Özhaseki başkant için iyi olduğunu düşündüğüm bir isimdi. Ancak şu sözlerini iyi bir siyasetçiye hiç yakıştıramadım.

“İktidarın belediye başkanı”

Belediye başkanı iktidarın değil vatandaşın, bölgede yaşayan vatandaşların başkanıdır. Belediye Başkanı seçildikten sonra görev alanı içersinde ikamet eden vatandaşlara eşit bir şekilde hizmet etmelidir. Bir nevi parti kimliğini çıkartmalıdır. Partisel yapılan hizmetler, 'Kul hakkı'na girer. 

Özhaseki’nin bu açıklaması, 16 yıldır iktidarda bulunan Ak Parti’ye zarar verir.

Bir projesini yapamamış muhalif belediye başkanları, bu sözü gündeme getirerek, “İktidar ödeneklerimizi kesti, iş yapmamıza izin vermedi... Buna rağmen biz iyi işler yaptık” diyebilir. Ve yine Ak Partili başkanların yapamadığı projelerle ilgili bu sözlerle eleştiri yapabilir.

Siyasetçilerin ağzından çıkan her kelimenin vatandaşlar arasında nasıl değerlendirilebileceğini düşünmesi gerekir.

Cumhur ittifakı adaylarını belirlerken, daha dikkatli...

Ankara’da Mehmet Özhaseki, MHP tabanının da oyunu alabilecek bir isim...

Ancak karşısında Millet İttifakı’nın adayı Mansur Yavaş özellikle milliyetçi ülkücü oylara daha iyi hitap ediyor. Yavaş CHP listesinde olduğu için sol oylar da ona gelir. Sonuz ne olur 31 Mart’ta ortaya çıkacak.

**** ***** **** ****

İstanbul’da Binali Yıldırım...

TBMM başkanlığından istifa edip gelseydi daha iyi olurdu...

Kendisine yönelik eleştirilecek çok şey kalmazdı.

Yıldırım, gençlik yıllarında ülkücü harekete yakınlığı ile bilinen bir isim.

İstanbul’da CHP adayına göre daha şanslı bir duruşu var.

CHP’nin de bunu düşünerek, ittifak tabanına hitap edebilecek bir aday üzerinde durması gerekirdi.

Ekrem İmamoğlu, çalışmalarıyla dikkat çekiyor.

İstanbul’da 1989 Yerel seçimlerinde Bedrettin Dalan ile Nurettin Sözen arasında geçen seçim yarışı gibi bir yarış izleyeceğiz.

Yani tüm devlet imkanları elinde olan TBMM Başkanılığı devam eden Binali Yıldırım ile İstanbul’da bir ilçe belediye başkanlığı görevini yürüten Ekrem İmamoğlu...

**** **** ****

İzmir’de CHP neyi bekliyor?

CHP’nin kalesi olarak bilinen İzmir AK Parti tarafından kuşatıldı.

CHP hala aday belirleyemedi.

Ak Parti, bakanlığı ve denizli belediye başkanlığı dönemindeki başarılarıyla bilinen Nihat Zeybekçi’yi İzmir Belediye Başkan adayı olarak atadı.

Zeybekçi’nin adaylığı İzmir’de dengeleri değiştirdi.

İzmir’de CHP’den Sefherhisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan adı konuşulurken, daha önce aday olmayacağını açıklayan mevcut Başkan Aziz Kocaoğlu’da son dakika çıkışı yaptı.

Burada görülen şu:

CHP diğer iki adayla ilgili yaptığı anketlerde Nihat Zeybekçi karşısında sıkıntıya düşüyor. Aziz Kocaoğlu aday olursa AKP adayı Zeybekçi ile mücadele daha iyi olacak.

Bu üç büyük il Türkiye’yi belirliyor. Cumhur ve Millet ittifakı için İstanbul, İzmir ve Ankara çok önemli...

Bu üç ili alan ittifak Türkiye’de oy yüzdesi olarak önde çıkar.

Ne diyelim...

Hadi hayırlısı... 31 Mart’ta sandık başına...











Haseki, hiç has konuşmadı...



Türkiye’de siyasetçiler ne konuştuğunu, sözlerinin nereye gittiğini bir türlü bilmiyor.

Türkiye yerel seçimlere hazırlanıyor.

Çok sayıda siyasi parti olsa da görülen, Türkiye fiiliyatta iki partili sisteme döndü.

Biri Cumhur

Biri Millet

Yani partilerin ittifakıyla oluşan ikili sistem...

Bu sistemde, ülkücüler var, Ak Parti’ye oy vermek istemiyor... Ama onların partisi MHP...

Ne diyorlar; “Sandık başına gitmeyeceğim. Oy Kullanmayacağım”

İYİ Parti’deki ülkücüler var; CHP’ye oy vermek istemiyorum.

Ak Parti’de bazı seçmenler, MHP’ye kızgın... “MHP’nin adayı olan noktada oy vermem” diyor. Bu seçmenlerin daha çok doğu kökenli Ak Partili seçmenler olduğu gözden kaçmıyor.

Saadet Partili seçmen Liderine sadık... Ama içlerinde “ CHP dinsiz parti” gidip nasıl onun logosunun üzerine oy pusulasını basacağız” diyenler da yok değil.

HDP seçmenleri partisi aday göstermesi durumunda kendi adayına, yoksa Ak Partiye gideni de CHP’ye gideni de olcak gibi görülüyor...

Pardon; Ak Parti, CHP değil, Cumhur İttifakı, Millet İttifakı...



Seçimde sandık başına gitmek ve oy kullanmak bir görevdir...

Vatandaşlık görevidir...

Ülkemizin geleceği ve demokrasinin varlığı için mutlaka sandık bayına gidip oyumuzu kullanmalıyız.

Siyasi partileri beğenmeyebilirsiniz.

Bugünkü sisteme tepki göstermek için sandık başına gitmemek bir şey ifade etmez.

Seçime katılım düşük görülür...

Ancak sandık başına gidip, oyunuzu bilinçli olarak partiler dışında bir noktaya basıp tepkinizi ortaya koyabilirsiniz.

Düşünsenize Türkiye genelinde sandıklarda 20 milyon insanımız boş oy kullanmış...

Buna açıkladıklarında geçersiz oy diyeceklerdir.

Evet geçersiz ama, bilinçli olarak boş oy kullanıldığı ortada olan mühür baskısı mesajı verecektir.

İşte o zaman bu gün oturdukları koltuklardan kalkması, gitmesini bilmeyen, vatandaşa nasıl hitap edeceğini bilmeyen, vatandaşın zihniyle oynayıp her şeyi oy almak için gören siyasetçiler büyük bir ders alacaktır.

İçlerinden düşünenler çıkacaktır;

“Bu vatandaş neden böyle yaptı. 20 milyon insana hitap edebilen bir parti yok. Ne yapmalıyız. Vatandaş neyi beğenmiyor.”

Yerel seçimlere az bir zaman kaldı.

**** **** **** *****

Adaylar açıklanıyor.

Ak Parti’nin Ankara adayı Özhaseki desteklediğim bir isimdi. Ancak şu sözlerini iyi bir siyasetçiye hiç yakıştıramadım.

“İktidarın belediye başkanı”

Belediye başkanı iktidarın değil vatandaşın, bölgede yaşayan vatandaşların başkanıdır.

Özhaseki’nin bu açıklaması, 16 yıldır iktidarda bulunan Ak Parti’ye zarar verir.

Bir projesini yapamamış muhalif belediye başkanları, bu sözü gündeme getirerek, “İktidar ödeneklerimizi kesti, iş yapmamıza izin vermedi... Buna rağmen biz iyi işler yaptık” diyebilir. Ve yine Ak Partili başkanların yapamadığı projelerle ilgili bu sözlerle eleştiri yapabilir.



Siyasetçilerin ağzından çıkan her kelimenin vatandaşlar arasında nasıl değerlendirilebileceğini düşünmesi gerekir.



Cumhur ittifakı adaylarını belirlerken, daha dikkatli...

Ankara’da Mehmet Özhaseki, MHP tabanının da oyunu alabilecek bir isim...

Ancak karşısında Millet İttifakı’nın adayı Mansur Yavaş özellikle milliyetçi ülkücü oylara daha iyi hitap ediyor. Yavaş CHP listesinde olduğu için sol oylar da ona gelir. Sonuz ne olur 31 Mart’ta ortaya çıkacak.



**** ***** **** ****



İstanbul’da Binali Yıldırım...

TBMM başkanlığından istifa edip gelseydi daha iyi olurdu...

Kendisine yönelik eleştirilecek çok şey kalmazdı.

Yıldırım, gençlik yıllarında ülkücü harekete yakınlığı ile bilinen bir isim.

İstanbul’da CHP adayına göre daha şanslı bir duruşu var.

CHP’nin de bunu düşünerek, ittifak tabanına hitap edebilecek bir aday üzerinde durması gerekirdi.



Ekrem İmamoğlu, çalışmalarıyla dikkat çekiyor.

İstanbul’da 1989 Yerel seçimlerinde Bedrettin Dalan ile Nurettin Sözen arasında geçen seçim yarışı gibi bir yarış izleyeceğiz.



Yani tüm devlet imkanları elinde olan TBMM Başkanılığı devam eden Binali Yıldırım ile İstanbul’da bir ilçe belediye başkanlığı görevini yürüten Ekrem İmamoğlu...



**** **** ****



İzmir’de CHP neyi bekliyor?

CHP’nin kalesi olarak bilinen İzmir AK Parti tarafından kuşatıldı.

CHP hala aday belirleyemedi.

Ak Parti, bakanlığı ve denizli belediye başkanlığı dönemindeki başarılarıyla bilinen Nihat Zeybekçi’yi İzmir Belediye Başkan adayı olarak atadı.

Zeybekçi’nin adaylığı İzmir’de dengeleri değiştirdi.

İzmir’de CHP’den Sefherhisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan adı konuşulurken, daha önce aday olmayacağını açıklayan mevcut Başkan Aziz Kocaoğlu’da son dakika çıkışı yaptı.

Burada görülen şu:

CHP diğer iki adayla ilgili yaptığı anketlerde Nihat Zeybekçi karşısında sıkıntıya düşüyor. Aziz Kocaoğlu aday olursa AKP adayı Zeybekçi ile mücadele daha iyi olacak.



Bu üç büyük il Türkiye’yi belirliyor. Cumhur ve Millet ittifakı için İstanbul, İzmir ve Ankara çok önemli...



Bu üç ili alan ittifak Türkiye’de oy yüzdesi olarak önde çıkar.

Ne diyelim...

Hadi hayırlısı... 31 Mart’ta sandık başına...