İstanbul’da yapılan Türk-Yunan görüşmelerinde, ortaya bir sonuç çıkmadı ve kamuoyuna fazla duyurulmadı. Bunun en büyük nedeni, iki ülkenin de görüşmeler konusunda basına fazla bilgi vermemesinden kaynaklanıyor. Buna karşılık biraz sevindirici haber, bu görüşmelerin Şubat sonunda Atina’da devam edecek olması. 
Yunanistan masada Türkiye ile görüşürken silahlanmayı sürdürüyor

Bu görüşmeler yaşanırken Yunanistan büyük ölçüde silahlanıyor. Fransa’dan Rafale uçaklarından 18 adet alıyor, herhalde Yunanistan bu savaş uçaklarını Bulgaristan ve Romanya’ya karşı almıyor, Türkiye’ye karşı alıyor. Türk-Yunan geriliminden en fazla silah tüccarı olan ülkeler kar ediyor. Yeni Amerikan Başkanı Joe Biden, en kısa zamanda Batı Trakya’ya yeni askerler gönderme çabası içerisinde. 

Türkiye olarak biz ne yapabiliriz?

Bizim burada ciddi bir strateji oluşturmamız şart. Mısır ile olan görüşmelere hız kazandırmalıyız ve Mısır’a dostluk çubuğunu hızlı bir şekilde uzatmalıyız. Aynı zamanda Doğu Akdeniz’de tıpkı Mısır gibi yapılacak bir anlaşmadan karlı çıkacak olan İsrail’le de barışmamız şart. İsrail tüm Arap dünyasını şu anda eline almış durumda. Bu olaylar biraz daha gelişirse İsrail’in bölgede Türkiye’ye ihtiyacı kalmayacak. Suriye ile iyi ilişkiler içine girmemiz hem Doğu Akdeniz için önemli, hem de AB’den alınacak 9 milyar € katkıyla Suriyeli sığınmacıların geri dönüşleri sağlanabilir. Doğu Akdeniz’de şimdi Kuzeybatı Suriye’de Lazkiye çevresine hakim olan ve ordusunu oraya yerleştiren Rusya’da bölgede söz sahibi ülkelerden biri olacak. 

Azerbaycan Türkiye’nin desteği ile topraklarını kurtardı ancak KTC’yi tanımadı

En önemlisi Türkiye ve Libya Arasında yapılan MEB anlaşmasının geçerliliğinin kalması, Türkiye’nin Şubat ayında Yunanistan’la yapacağı ikili görüşmelerde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni nasıl etken bir pozisyona getirebileceği olacak. Maalesef Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Türkiye, yeni bir strateji uygulayıp,  KTC’nin tanınması konusunda çaba gösterecekti. Bu konuda Azerbaycan başta olmak üzere kimseden olumlu bir sinyal gelmedi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tüm Kıbrıs Adası’nı temsil etmesi ve KTC’de Türkiye’yi işgalci bir ülke olarak uluslararası kamuoyuna lanse etmeyi sürdürmesi, maalesef Doğu Akdeniz’de işimizi güçleştirecek. Bunun değişmesini dış politikada sağlamamız lazım. 

Güney Avrupa ülkeleri ile Akdeniz ittifakı güçlendirilmeli 

AB’nin yeni Dönem Başkanı olan Portekiz, Türkiye’ye karşı ılımlı bir ülke olarak söz sahibi oldu. Portekiz, İspanya, İtalya üçgenine Hırvatistan’da dahil edilerek, Türkiye’nin bir Akdeniz politikası oluşturması şart. 
PROF. DR. FARUK ŞEN– 27.01.2021