Gülseli KENARLI / İSTANBUL, (DHA) CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Esenler Belediyesi kentsel dönüşüm konutlarının teslim töreninde yaptığı konuşmada, "Dikkat ediniz bugün Paris yanıyor, Brüksel yanıyor. Başka Batı şehirlerinde de çok ciddi protestolar, olaylar, eylemler yaşanıyor. 3 yıl önce İstanbul'u mesken tutup, neredeyse kesintisiz canlı yayın yapan medya kuruluşları bu olaylara adeta kör, sağır ve dilsiz kalmışlardır" dedi. Erdoğan, Fransız polisinin protesto hakkını kullanan insanlara uyguladığı şiddeti de kınadığını açıkladı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 6,5 milyon yapıyı bu şekilde dönüştürmeyi hedeflediklerini belirtti. Erdoğan şöyle devam etti: "Çirkin yapılaşmaya hayır. Modern, insanca yaşayabileceğimiz yapılara evet ve bunu gerçekleştireceğiz. Yola çıktığımızda bu projeyi sadece rant projesi olmakla itham edenler, gelsinler buraya, Havaalanı Mahallesi'ne bir baksınlar. Bu bölgenin geçmişteki haliyle bugününü bir karşılaştırsınlar. Onların öyle bir derdi yok ki. Var mı öyle bir derdi? Yok... Onlar sadece itham etsinler. Ah Geziciler ah... Eğreti binaların, çarpık yapıların, sokakların yerlerinde şimdi nasıl modern bir örnek yerleşim alanının yükseldiğini, oluştuğunu gözleriyle görsünler. Ama onların gözleri var görmezler, kulağı var duymazlar, dili var hakkı söylemezler. Onlara gerçek dersi siz vereceksiniz. Gerçek demokrasiye inanmış olanlar olarak siz vereceksiniz. Bugüne kadar verdiniz, bundan sonra da vereceksiniz." "RAHMETLİ MENDERES'İ, ARKADAŞLARINI İPE GÖNDEREN SİZDİNİZ YA!" Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne diyor? Çıkmış, 'Kanımızı dökerler' diyor. Ya bizim öyle bir derdimiz yok ki, senin öyle bir derdin var, geçmişinde var. Rahmetli Menderes'i, arkadaşlarını ipe gönderen sizdiniz ya! Parlamentoda 'Sizi biz bile kurtaramayız' diyenlerin izinden gidenler sizdiniz. Ama bizim ne geçmişimiz ne bugünümüzde ne de yarınımızda... Biz ancak bölücü terör örgütü ile bu mücadeleyi veririz. Bizim demokrasi mücadelemizde asla böyle bir şey olamaz. Bu konuşulamaz. Afet riski taşıyan alanların dönüştürülmesi için dava üstüne dava açanlar, mahkeme kapılarını aşındıranlar, gelsinler şu güzel manzarayı yerinde incelesinler. İnsan olan bu durumu görünce, geçmişte yaptıklarından utanacak yüz varsa utanır, çıkıp özür diler. Ama biliyoruz ki bunlar böyle bir ahlaka, kabiliyete, karaktere, böyle bir cibilliyete de sahip değiller. Açıkçası bunlar bizim muhatabımız da değil. Bizim için asıl olan milletimizin memnuniyetidir, milletimizin huzurudur, güvenidir" şeklinde konuştu. "KARADENİZ'İ MARMARA'YA BAĞLAYACAĞIZ İNŞALLAH" Erdoğan, "Kanal İstanbul'un da adımlarını atıyoruz. Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacağız inşallah. Dünyaya bir mesaj daha vereceğiz. Yeni bir adım daha geliyor inşallah, Çanakkale Köprüsü'nün de hazırlıkları yapılıyor. Biz yaparız, onlar yıkar. Aradaki fark bu" dedi. "ÖTEKİ ZIRVALARI SAYMIYORUM BİLE" Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bundan 3 yıl önce, bugünlerde İstanbul'da, Taksim Gezi Parkı'ndaki düzenlemeler bahane edilerek bir eylem başlatılmıştı. Bir süre sonra diğer şehirlerimizin bir kısmına sıçrayan bu eylemler sırasında, arabalar, dükkanlar yakıldı, yollar, kaldırımlar tahrip edildi. Eylemlerin bahanesi olan Gezi Parkı'nın da adeta altını üstüne getirdiler. Gezi olaylarını 17-25 Aralık darbe girişimi, onu da bölücü terör örgütünün eylemleri izledi. Gezi olayları sırasında arkadaşlarımızın da ısrarıyla, eylemcilerin sözcülüğünü üstlenen bir grupla bir araya geldim, taleplerini dinledim. Tabii bana söyledikleri başka şeylerdi. Ama dışarıya çıktıklarında, kamuoyuna bir talep listesi açıkladılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden nükleer santrallere, yeni havalimanından Kanal İstanbul'a kadar Türkiye'nin gündeminde ne kadar proje varsa hepsinin durmasını istiyorlardı. Ya, bunların dikili ağacı yok, dikili ağacı! Hatta kentsel dönüşüm projeleri dahi bu kesimin durdurulmasını istediği faaliyetler arasında yer alıyordu. Aynı talep listesinde yer alan öteki zırvaları saymıyorum bile. Şimdi bunu görünce, insan ister istemez, 'Gezi Parkı'yla bu taleplerin ne ilgisi var?' diye düşünüyor. Gezi Parkı'nda yapılan iş, bölgede yapılan düzenlemeler sırasında 12 ağacın bir yerden bir yere naklinden başka bir şey değildi. Yani ortada herhangi bir ağaç kesimi, yeşil alan tahribi veya benzeri bir durum yoktu. Nitekim bugün park da, ağaçlar da, eylemcilerin bölgede yaptıkları tahribata, yıkıma rağmen yerli yerinde duruyor zaten. Dünyada orman ve yeşil alan varlığını en çok artıran ülke hangisi diye sorarlarsa, size bir cevap vereyim; Türkiye... Türkiye'nin böyle bir suçlamaya maruz kalması zaten mümkün değildir." "PROTESTO HAKKINI KULLANAN İNSANLARA FRANSIZ POLİSİNİN UYGULADIĞI ŞİDDETİ KINIYORUM" Erdoğan, şöyle dedi: "Gezi olayları Türkiye'nin gelişmesinden, güçlenmesinden, büyümesinden rahatsızlık duyanların sahneye koydukları senaryoların aşamalarından biriydi. Dikkat ediniz, bugün Paris yanıyor, Brüksel yanıyor. Başka Batı şehirlerinde de çok ciddi protestolar, olaylar, eylemler yaşanıyor. 3 yıl önce İstanbul'u mesken tutup, neredeyse kesintisiz canlı yayın yapan medya kuruluşları bu olaylara adeta kör, sağır ve dilsiz kalmışlardır. Ne televizyonlarda canlı yayınlar, ne gazetelerde çarşaf çarşaf resimler, haberler, yorumlar, ne de olaylardan duydukları endişeleri dile getiren siyasetçiler göremezsiniz. Ama işte buradan açıklıyorum; Paris'te yaşanan olaylardan dolayı şu anda ben de endişeliyim, kaygılıyım. Protesto hakkını kullanan insanlara Fransız polisinin uyguladığı şiddeti kınıyorum. Yaşanan vahim olayları dünyaya aktarmayan Batı medyasını ayıplıyorum. İnsan hakları örgütlerini, Batılı politikacıları Paris'te yaşanan hadiseler konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Bana nasihat ediyordunuz, akıl veriyordunuz, 'Bu Gezicilere karşı niçin böyle yapıyordunuz?' diye. Şimdi size sesleniyorum; Paris'te, Paris'teki özgürlük mücadelesini verenlere karşı niye böyle yapıyorsunuz? Brüksel'dekilere karşı niye böyle yapıyorsunuz? Ya Brezilya'da niye böyle yaptınız? Gezi olaylarındaki görüntülerden rahatsız olanların, Paris'teki olaylar karşısındaki rahatlığı doğrusu bizi çok üzüyor. Daha da kötüsü, Fransa'nın ve diğer Batı ülkelerinin 17-25 Aralık tarzı darbe girişimlerine maruz kalmalarından korkuyoruz. İnşallah hadiseler bölücü terör örgütünün güney şehirlerimizdeki bazı mahallerde başlattığı eylemlerin benzerlerine kadar uzanmaz." "BATI ÜLKELERİNİN AYNI BAŞARIYI GÖSTEREBİLECEKLERİ KONUSUNDA ŞÜPHELİYİZ" Erdoğan, "Orada da yine fotoğrafçılarını gönderiyorlar. Kameramanlarını gönderiyorlar. Diyarbakır'ın sokaklarında çekim yapsınlar. Oradaki benim bir tane mağdur, mazlum, Anadolu kadınını konuşturuyorlar; ondan sonra da kalkıp endişeliyiz diyorlar. Evet ben şimdi endişeliyim. Paris'ten endişeliyim, Brüksel'den endişeliyim. Uzun yıllardır maruz kaldığımız için bu tür durumlar karşısında soğukkanlılığımızı muhafaza ediyor ve gereken önlemleri alıyoruz. Nitekim bu hadiselerin hepsinin de üstesinden geldik ama Batı ülkelerinin aynı başarıyı gösterebilecekleri konusunda şüpheliyiz" diye konuştu. Törenin sonunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esenler Belediyesi kentsel dönüşüm konutlarının anahtarlarını hak sahiplerine teslim etti.