ABD' nin dünya üzerinde yapmış olduğu emperyalist saldırılar sürekli mazlumların yok olmasına neden olmuştur.

ABD emperyalizminin yanında yer alanlar daha sonraki süreçlerde lanetlenmiştir.

Bunun için, 1900 yılından bugüne kadar ABD' nin girdiği bütün topraklarda kan ve gözyaşı olarak orada yaşayan halklara bedel ödetilmiştir.

Bunun için 1963-73 yılları arasında Vietnam'da yaşananları lütfen inceleyin.

1950-53 yılı Kore savaşı, 1990-91 yılında yaşanan Körfez savaşı, 2003 yılında yaşanan Irak işgali ve milyonlarca Müslümanın katledilmesi.

Kadınların ve genç kızların tecavüze uğraması.

Bu günde Suriye olayı.

Bu güne kadar yaşanan ABD saldırılarına karşı emekten yana olan ve sol ve sosyalistler ve sivil toplum örgütleri ABD'nin karşısında olmuştur.

Çünkü şunu biliyorlar ki, ABD'nin girdiği her yerde mazlumlar ezilir ve giriş sebebi çıkardır, emperyalist saldırıdır.

O topraklara giriş sebebi insani değildir.

Bir kaç gün önce, Hatay da Esad'ı desteklemek için yapılan gösteri ve Esad'a duyulan sempatinin arkasında ABD emperyalizmine duyulan nefret vardır.

Gerçi bizim ülkemizde de her zaman ''Amerika dostumuz, kurban olsun postumuz '' diyenler olmuştur.

Yani ''ABD, bir yerde bir lidere veya bir oluşuma karşı ise, ben onun yanında yer alırım'' empatisi bu gün Esad'ı güçlü hale getirmiştir.

Ayrıca Türkiye'de ABD'nin desteğine canı gönülden varını yoğunu ortaya koyarak destek olan AKP iktidarı da, ABD'den nefret edenlerin, AKP' ye karşı olanların duygularını paralel hale getirmiştir.

Yani ''ABD kötü ise, onu destekleyenler de kötüdür'' tümevarımını otaya çıkarmıştır.

Bundan dolayı bizim ülkemizde de Ortadoğu Coğrafyasında da, ABD den nefret edenler Esad'ı destekler olmuştur.

Bu gün Çin,İran,Rusya ve daha bir çok bağlantısız ülke Esad'ın yanında yer almıştır.

Dünya kamuoyunda Esad'a karşı duruşu yavaşlatmış ve bizim hükümetimizin politikalarının yalnızlaşmasına neden olmuştur.

Yani ''kraldan çok kralcı olmak'' ve çevremizi düşünmeden erken hamleler yapmamız, bizim başımızın büyük bir belaya girmesine neden olmuştur.

Bu gün ülkemizde de AKP iktidarına karşı çıkanlar kerhende olsa Esad'ı destekler olmuştur.

Bunun mezheple ilgili olduğuna da inanmıyorum.

Suriye'nin kuzeyinde etkin olan ve dün Esad düşmanı olan PYD bile daha dün Esad'a karşı yapılan gösterileri kanlı bir şekilde bastırmıştır.

Yani bizim yanlışlarımız sonucunda Esad'ı sevmeyenler bile Esad'ı sever olmuştur.

Bu durumda ne yapmak gerekir?

Eğer hükümetimiz ABD politikalarını desteklemeye devam edecekse, girmiş olduğu bataklıkta daha da çok batacaktır.

İsmet İnönü'nün dediği gibi ''Büyük devletlerle siyaset yapmak, ayıyla yatağa girmek gibidir'' demiştir.

ABD'nin uzun süreli iktidar ve kişi dostluklarının olmadığını yakın tarihte bir kez daha göreceğiz.

ABD iktidarları ve kişileri çıkarı kadar kullanır ve çıkarı bittiğinde bırakır.

Bunu ya demokratik yoldan yapar ya da CIA ve MOSSAD kanalıyla ve onların yöntemleriyle yok eder. (Turgut Özal öldürüldü, Ecevit zehirlendi konusu hala gündemimizde değil mi? - Abdullah Gül zehirlendi denilmedi mi?)

Bundan dolayıdır ki öncelikle, ABD' nin dümen suyundan çıkacak hamleleri Türk hükümetinin atması gerekiyor.

ABD ve onun etrafındaki ülkeler bir kez daha bizi yalnız bırakmıştır.

ABD yıllardır PKK' yı desteklediği halde bunu hiç kimse ABD' nin yüzüne haykıramadı.

Bunu yapanlar ise iktidarda kalamadı. (defalarca yazdım, lütfen Ecevit'in başına gelenleri okuyun)

Bu durumda ne yapmak gerekecek?

Elbette ABD' nin desteklediği her yapının karşısında olmak yurtseverlik görevi olarak karşımızda duruyor.

''Yaşasın tam bağımsız Türkiye'' diyenler bundan sonra da utangaçlık göstermeden daha açık bir biçimde Esad'a destek olacaklardır.

Bu gün bu duygular içinde olan solcular,sosyalistleri,komünistler, yurtseverler, sivil toplum örgütleri Esad'a sempati duyuyor ve Özgür Suriye ordusu güçlerine ''çapulcuların bir araya gelmesi'' diye bakıyorsa bu duygudandır.

Artık Esad diktatör değildir,Esad ABD ve onu destekleyen güçlere karşı direnen ve emperyalizme kafa tutan bir kahramandır.

Bundan dolayı Esad kolay yıkılmayacaktır.

Saddam ve Kadadfi'nin yanında bu tür destekler yoktu ve dünya kamuoyu destekleri de yoktu.

Birleşmiş milletler de olsun,güvenlik konseyin de olsun Esad karşıtı karar alınamıyorsa sebebi budur.

Bundan dolayı Türkiye yalnızdır ve biran önce yanlış politikalarından vazgeçilecek adımlar atılmalı ve acil olarak dış işleri bakanı görevden alınmalıdır.

Bu iş artık ''kelle vermem'' olayını aşmıştır.

Bir bakanın kellesi gitmez ise Türkiye'nin kellesini koparacak olan Emperyalistler el ovuşturmaya devam edeceklerdir.

Bu kışın doğalgazımız kesilirse hiç şaşırmayın.

Malum Rusya'nın Suriye desteği bunu bile getirebilir.

Rusya'nın şakasının olmadığını, Ukrayna gazını kestiğinde gördük.

Artık bizim ülkemizde bile Esad'ı sevenler ve destekleyenler, AKP iktidarı karşısında duran güçler kadardır.