Ali Ruhluel, Lefkoşa, 1 Haziran (DHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakanı olarak ilk resmi ziyaretini KKTC'ye yapan Binali Yıldırım ile Cumhurbaşkanlığı'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Akıncı ve Yıldırım Cumhurbaşkanlığı'ndaki görüşmenin ardından basına açıklamalar yapıp, soruları yanıtladı. Başbakan Binali Yıldırım, Mardin'de ABD-İsveç ortak yapımı antitank roketinin ele geçirilmesinin müttefikliğe uygun olmadığını belirterek, "Türkiye'nin terörle mücadelesinde bütün dostlarımızın yanımızda olmasını bekliyoruz" dedi. Başbakan Binali Yıldırım, ilk ziyaretini KKTC'ye yapmaktan büyük mutluluk ve gurur duyduğunu dile getirdi. Başbakan Binali Yıldırım, "Garantör ülke olarak Türkiye, bu güzel adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alarak müzakere edilmiş bir siyasi çözüme önümüzdeki 1 yıl içinde ulaşılabileceğini samimiyetle beklemektedir." dedi. Akıncı ile görüşmede yakın iş birliği konularını ve geleceğe yönelik projeleri ele aldıklarını ifade eden Yıldırım, ayrıca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile sürdürülmekte olan müzakereler hakkındaki en son güncel bilgileri ve durumu Cumhurbaşkanı Akıncı'dan öğrenme fırsatı bulduğunu belirtti. KKTC ile gönül birliği içinde sürdürdükleri haklı mücadelede elde edilen kazanımları daha da ileri noktalara götürecek güçte ve kararlılıkta olduklarının altını çizen Yıldırım, şunları söyledi: "Artık uluslararası toplumun da hak verdiği üzere Kıbrıs Türk tarafı müzakere sürecine başlandığından bu yana iyi niyet ve kararlılığını göstermiş, adil eşit ve kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için her zaman inisiyatif alan taraf olmuştur. Diğer yandan hali hazırda yürütülen müzakere ve görüşmeler yalnızca 6 konu başlığından ibaret değildir. Kalıcı çözüm, eşit ortaklık anlayışıyla müşterek geleceğe olan inançla ancak mümkün hale gelebilir. Bu nedenle samimi olarak sonuca ulaşmak, tarafların birbirlerini gelecekteki ortakları olarak görmeleri, birlikte yan yana yaşamaya, birbirlerinin haklarına azami ölçüde riayet etmelerine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Garantör ülke olarak Türkiye, bu güzel adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alarak müzakere edilmiş bir siyasi çözüme önümüzdeki 1 yıl içinde ulaşılabileceğini samimiyetle beklemektedir." "TÜRKİYE'DE NE VARSA KKTC'DE AYNISI OLACAK" Kıbrıs meselesinin çözümünün bölgede güvenlik, istikrar, işbirliği ve refaha ciddi katkı sağlayacağını vurgulayan Yıldırım, "Olası çözümün ardından Kıbrıs adasının gerçek potansiyeli ortaya çıkacak. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ortak bir şekilde değerlendirme imkanına kavuşulacaktır. Türkiye'nin bugüne kadar KKTC ile ilişkilerinde özellikle bizim benimsediğimiz bir prensip var. O da Türkiye'de ne varsa KKTC'de aynısı olacak. Bu amaca yönelik gerek altyapı gerek üstyapı gerek diğer bütün alanlarda Türkiye'nin imkan ve kabiliyetlerinin aynı şekilde KKTC'de var olabilmesi için gereken her türlü çalışmayı yapmaya bugüne kadar yaptık bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Yıldırım, yarım asrı aşan sorunun Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'nin iyi niyet çalışmaları çerçevesinde devam ettiğini, Türk tarafının da uluslararası camianın daha fazla oyalanmaması konusunda beklentilerinin had safhaya geldiğini dile getirdi. Türkiye'nin her şart altında Kıbrıs Türk halkının yanında olacağını kaydeden Yıldırım, "Güvenlik ve kalkınma konularında kararlılıkla desteğimiz devam edecek. Adada huzur ve istikrarın yerleşmesi, refahın artırılması yönünde kararlı çalışmalarımıza hız vererek devam edeceğiz. Türkiye'deki kardeşlerimizin dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kıbrıs Türk halkının hakkının, hukukunun ve selametinin sağlanması yönündeki ahdi ve tarihi sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeye devam edeceğini ifade ediyorum" değerlendirmesinde bulundu. AKINCI: "İLK RESMİ ZİYARET KKTC'YE… MEMNUNİYET DUYDUK" KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs'ta tarihsel öneme sahip bir döneme girildiğini, 7 aylık kritik bir sürenin bulunduğunu belirterek, "Defalarca altını çizdiğimiz gibi çözüm fırsatının kaçırılmaması için bu sürenin samimiyetle ve çok çalışılarak değerlendirilmesi gerekir" dedi. Akıncı, "Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iki kesimli, iki toplumlu, siyasal eşitlik zemininde federal bir anlaşma metninin ortaya çıkarılması için var gücümüzle çalışmaya hazırız" ifadesini kullandı. Toplantıda, Başbakanı Binali Yıldırım ile oldukça samimi ve yararlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, Yıldırım'ın, kendinden önceki başbakanlar gibi ilk resmi yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yapmakta olmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Akıncı, bu ziyaretin iki ülke arasında var olan iyi ilişkilerin daha da gelişmesine katkı yapacağından kuşkusu olmadığını kaydetti. "7 AYLIK KRİTİK SÜRE.." Kıbrıs'ta tarihsel öneme sahip bir döneme girilmiş bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, "Kıbrıs sorunu bakımından önümüzde 7 aylık kritik bir süre var" dedi. "Defalarca altını çizdiğimiz gibi çözüm fırsatının kaçırılmaması için bu sürenin samimiyetle ve çok çalışılarak değerlendirilmesi gerekir" diyen Akıncı şöyle devam etti: "Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iki kesimli, iki toplumlu, siyasal eşitlik zemininde federal bir anlaşma metninin ortaya çıkarılması için var gücümüzle çalışmaya hazırız. Eşitlik, özgürlük ve güvenliğimizi sağlayacak bir çözüm hem adamız için bir ihtiyaçtır hem de bölgemiz için özellikle ekonomik işbirliğine yol açacak büyük fırsatlar yaratma potansiyeline sahiptir." Başbakanı Binali Yıldırım ile yaptıkları görüşmede Türkiye'nin Kıbrıs'ta müzakere sürecine vermekte olduğu desteğin ve çözüm konusundaki kararlılığının aynen devam ettiğini görmekten dolayı memnun olduğunu vurgulayan Akıncı, "Türkiye'nin diğer konularda olduğu gibi çözüm konusunda da Kıbrıslı Türklerin yanında olması oldukça önemlidir" şeklinde konuştu. Akıncı, başta Yunanistan olmak üzere diğer ilgili tarafların da Kıbrıs'ta adil bir çözüm için yapıcı katkılarını esirgememelerini diledi. "YAŞAM KOŞULLARINI DAHA İYİ BİR NOKTAYA TAŞIMAK…" Akıncı, "Kıbrıs'ta erken bir zamanda çözüme ulaşmak hedefimizdir. Fakat bu, günlük hayatı donduracağımız ve her şeyi çözüm sonrasına erteleyeceğimiz anlamına gelmemektedir. Bir yandan çözüm için çaba harcarken bir yandan da toplumsal yaşam koşullarımızı bugünkünden daha iyi bir noktaya taşımak için çok çalışmalıyız" dedi. Kıbrıs Türk halkının toplumsal ve kurumsal gelişmesinin, olası bir çözümde de sağlıklı bir şekilde yerini alabilmesinin başlıca teminatı olduğuna dikkat çeken Akıncı şöyle devam etti: "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapı hedefiyle, yurttaşın refahını ve yaşam standartlarını yükseltmek için fikirler geliştirmeli, kararlar üretmeli ve adımlar atmalıyız. Bu konuda Türkiye ile aramızda var olan iyi ilişkilerin bundan sonra da yapıcı bir ruhla devam edip, daha da gelişmesini dilerim." "KKTC'DE TEKNİK YANI AĞIR BASAN BAKANLIKLARA ÖRNEK.." Cumhurbaşkanı Akıncı, Binali Yıldırım'ın, siyasetin teknik yaratıcılıkla icra edilebilecek bir yönü olduğunu da kanıtlamış isimlerin başta gelenlerinden olduğunu, Ulaştırma Bakanlığı döneminde yaptığı icraatlarla adından sıklıkla söz ettirdiğini ve siyasetin yurttaşa hizmet üretme yönünü öne çıkarmayı başardığını belirterek, "Sayın Başbakan'ın bu yönünün hem Türkiye'de hem KKTC'de, özellikle teknik yanı ağır basan bakanlıklara örnek olmasını dilerim" ifadesini kullandı. Akıncı, Başbakanı Yıldırım ve ona eşlik eden Başbakan Yardımcısı, bakanlar ve bürokratlara "hoş geldiniz" diyerek, ziyaretin olumlu sonuçlar doğurmasını diledi. Başbakan yıldırım "Türkiye'nin KKTC'ye desteği sürecek" SORU - CEVAP BAŞKANLIK SİSTEMİ Binali Yıldırım, "Başkanlık sistemi mi partili cumhurbaşkanlığı mı? Bu konuda bir takvim var mı?" sorusuna karşılık şöyle dedi: "Türkiye'de gündemde yeni anayasa var. Yeni anayasanın konularından biri de sistemdir. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz hazırlanır hazırlanmaz da tercihen diğer siyasi partilerden destek isteyeceğiz. Halkımızın tamamını kapsayan bir anayasa hazırlamak istiyoruz." "MÜTTEFİKLİĞE UYGUN DEĞİL" Binali Yıldırım, Mardin'in Nusaybin ilçesinde ABD-İsveç ortak yapımı antitank roketi ele geçirilmesinin hatırlatılması üzerine "Şüphesiz müttefikliğe uygun değil. Müttefik demek, stratejik ortak demek, karşılıklı hak ve hukuka saygı göstermek demek. Türkiye'nin terörle mücadelesinde bütün dostlarımızın yanımızda olmasını bekliyoruz. Bizim söylediğimiz bir şey var PKK bir terör örgütüdür. Amerika da dünya da bunu kabul ediyor. Ancak PYD ve YPG gibi unsurların terör uzantısı olduğu konusunda dostlarımız malesef biraz ağırdan alıyorlar. Türkiye'de insanların hayatına kasteden bu silahların bilerek terör örgütüne aktarıldığını düşünmek bile istemiyoruz. Belli ki terör örgütü bu silahları alıyor ve Türkiye'ye aktarıyor" dedi. SUYUN ARDINDAN ELEKTRİK Binali Yıldırım, "Türkiye’den gelen suyun ardından elektriğin de kabloyla geleceği öteden beri dillendiriliyor. Bu konuyla ilgili bir takvimi belli mi?" sorusunu "KKTC ile ülkemiz arasında yakın zamanda imzalanan ekonomik ve mali işbirliği protokolü yürürlüğe girdi. Bu çerçevede ne gerekiliyorsa yapılacak. Buna ekonomi de dahil elektrik de dahil sanırım bunun detayına girmemize gerek yok" diye yanıtladı. "TÜRKİYE CUMHUBAŞKANI BENİ DAVET EDERSE..." Bir soru üzerine 2014’te yapılan anlaşma uyarınca müzakerele devam edildiğini vurgulayan Akıncı, şöyle konuştu: "O çerçeve dışında başka bir şart kabul etmeyeceğimizi, bunun düşünülemeyeceğini ifade etmemin nedeni Rum yönetiminden İstanbul olayı diye adlandırılan konudan sonra gelen açıklamalardır. Onlar müzakerelere yeniden başlamayı benim İstanbul benzeri toplantılara gitmemem o yönde yürüttüğüm çalışmaları ve çabaları bir daha tekrarlamamam şeklinde bir açıklama yaptılar. Müzakereye sanki ancak o şart altında yeniden dönebileceklerini söylediler. Eğer bunu kastetmedilerse mesele yok ama eğer bunu kastetmişlerse, ben bu konuda herhangi bir şart kabul etmeyeceğimizi açıkladım. Bunu tekrar ediyorum değil; İstanbul, işte bu Davos olur, Berlin olur, Londra olur... Başka herhangi bir yer olur. Bulunduğumuz her platformda ve eğer şartlar müsait olursa Genel Sekreter de uygunsa onunla da görüşme yapmaya her zaman hazır olacağım ve bunları da sürdüreceğim. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Türkiye Cumhurbaşkanı eğer beni yabancı ülke yetkililerinin de olduğu bir ortamda bir yemeğe davet ederse elbette gideceğim, eğer benim de durumum müsaitse. Şimdi bu ilk defa gittiğim bir yemek de olmadı. İslam Zirvesi toplandı orada, orada da benzeri bir yemek yine benzeri bir mekanda, aynı mekanda yapıldı. Ben onda da vardım. Davos’ta Sayın Rum liderin de olduğu bir salonda dünyanın çeşitli devlet devlet başkanlarının, hükümet başkanlarının da olduğu bir ortamda bulunduk. Temenni ederdim ki, İstanbul’da bunu beraber yaşayabilelim ama olmadı. Ancak böylesi şartlar koşarak müzakere sürecine geri dönebileceklerini eğer gerçekten kastediyorlarsa böyle bir şartın kabul edilemeyeceğini de bilmeleri gerekir. Yaptığım açıklamanın mahiyeti buydu." "RUM LİDER DE GÖRÜŞEBİLİR" Yıldırım ise konuyla ilgili olarak, "Kimin nerede, kiminle görüştüğü gibi konularla, biçimsel konularla uğraşmaya kalkarsak kalıcı ve adil bir çözümü tabiatıyla elde etmemiz kolay olmaz. Benim tercihim, icabında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilir, bizimle görüşebilir. Sayın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Sayın Çipras'la görüşebilir. Bunlar da bu konudaki tarafların samimiyeti açısından dünyaya ve iki topluma güzel bir mesaj olur diye düşünüyorum" diye konuştu.