Demokrasi öyle bir rejimdirki, herkesin eğitimine, bilgisine, görgüsüne, parasına, puluna, zenginliğine, fakirliğine bakılmaksızın seçime girdiği ve seçilebilme şartlarının olduğu ve herkesin ''ben adayım'' diyebilme şartlarının olduğu bir rejimdir.
Bizim gibi bir sürü engeli olan ve demokrasi diye yutturulan uyduruk rejimleri kastetmiyoruz.
Buna rağmen eksikte olsa, yanlışları da olsa demokrasi dediğimiz bu rejimde malum yerel seçimlere gidiyoruz.
Bu seçimlerde her partiden herkes belediyeyi yani halka en yakın olan kamu kurumunu yönetmeye talep açıyor.
Şu anda CHP de belediye meclisine talep açan ve belediye başkan aday adayıyım diye talep açan çok değerli yurttaşlarımızı izleme şansını bulmuş bulunuyoruz.
Buraya kadar her şey doğal mecrasında gidiyor.
Doğal olmayan ise aday adaylarının belediye meclisine seçildiğinde ne yapabileceğiyle ilgili olan kısmıdır.
Ben on yıldır belediye meclisindeyim,on yıldır da imar komisyonu üyesiyim.
Belediye meclisinde olup da beş yıl hiç sesini çıkarmayan kişilerin,belediye başkan adayıyım diye, tekrar belediye meclis üyesiyim diye ortaya çıkmaları ise haddini bilmemek değil de nedir bunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Geçmiş dönemlerde belediye meclis üyesi olup da, dilekçe yazmayı bilmeyen, önerge nedir bilmeyen seçilmiş olduğu partiyi savunmayı bile beceremeyen insanların da belediye meclis üyesi veya belediye başkanı adayıyım diye orta yere çıkmaya hakları olmadığını kendilerinin bilmesi gerekmiyor mu?
Yani, siyaset biraz da bilgi donanım uzmanlık alanı,biraz da haddini bilmek değil midir?
''Benim param var her türlü harcamayı yaparım, herkesin gönlünü yaparım, benim bu özelliğim yanında bilginin ne önemi var'' diyen anlayış siyasette söz sahibi olacaksa, buna susup göz mü yumacağız?
Yıllarca ''siyasette kalite,bilgi, birikim'' diyenlerin bu sözleri söyleme hakkı yok mu?
CHP İstanbul il başkanı sayın Salıcı'nın ''Ablacığım abiciğim modeliyle bol sıfırlı çeklerle iş bitirme aday olma dönemi sona ermiştir,bu yola giren varsa onların kaporaları yandı'' demesini yerden göğe haklı buluyorum.
Evet yıllardır irin akıtan bir yaraya parmak basmıştır,inşallah bu sözlerin arkasında durur ve parayla pulla makam mevki elde edenlere haddini bildirir.
Böylece parti eli kirli insanlarla siyaset yapılamayacağını temizlikte yapılamayacağını, eli kirli insanlara anlamış olur.
Bundan dolayı eğer soygun düzenine karşı bir CHP den söz edeceksek, soygun düzeninin parçası olan kişilerle iş tutulması önlemelidir.
Yıllarca siyaset yapıp bir gün olsun ticaret yapmayan, bir gün olsun vergi mükellefi olmayan, bu gün milyonlarca dolar servetleri olan tiplerin hala partide olmaları ve CHP kimliğiyle dolaşmaları önlenmelidir.
2014 mart yerel seçimleri,bu yolu açmanın ve partide temizlik yapmanın büyük fırsatlarıyla doludur.
Bundan dolayı İstanbul il başkanı sayın Salıcı'nın söyledikleri önemlidir ve bu sözlere pratikte de sahip çıkılmalıdır.
Demokrasi içinde, yerel yönetimler halka en yakın kuruluşlar olması nedeniyle, demokrasinin de en önemli kurumlarıdır.
Bu alanlar bilgili donanımlı insanların işi olmalıdır.
Eğer bu yapılmazsa 1989-94 yıllarında SHP ile yaşanan büyük fiyaskoyu bir kez daha yaşarız ve bir yirmi yıl daha yerel yönetimlerde iktidar olmayı bekleriz.
CHP de belediye başkan adayı olanların ve meclis üyesi olanların basın önünde mal beyanlarını yapmaları ve her yıl çocukları da dahil mal beyanı yapmaya devam etmeleri gerekir.
Bundan dolayı önümüzdeki dönemde belediye başkan adayı ve meclis üyesi adayları yazılı olarak partiye ve kamuoyuna mal beyanı vermelidir.
Partiler bunu şart koşmalıdır.
Siyaset zengin olmanın kapısı olmaktan çıkarılmalıdır
Önümüzdeki yerel seçimlerde aday adayı olan ve haddini bilen arkadaşlara başarılar diliyorum.