Şair ama farklı şair..İçinden geldiğince vatan ve aşk şiirleri yazan özel bir şair..

O çok farklı biri..

Yıllardır içten gelen duygularını, kağıda kaleme ve kelimelere döker..

İnsanı kendinden alır götürür..

Üç tane kitap çıkardı..ama hepsi özel şiirler..

Vatan aşkı özeldir onda.. Ana kuzuları daha özeldir..

Vatan uğruna ölen şehitlerimize çok gözyaşları dökmüştür..

Onlarla içiçe, acıları savaşmayı ve ölmeyi birebir yaşamıştır..

Bu şair çok değerli biri..

Adı Sinan Oğuzhan..

Yirmidört tane kınalı ana kuzusu şehit verildi..

Gözyaşlarıyla Sinan Oğuzhan'da bu şiiri yazdı..

Ben okurken çok duygulandım..Umarım sizlerde beğenirsiniz ...

Ellerine yüreğine sağlık güzel ve özel şair..

Vatan seninle gurur duyuyor..

 

SON SİPERDEN

Asildi kanım, asildi anam, babam

Vatan dediler, bayrak dediler

Bıraktım her şeyi koştum düşünmeden

Ne karı düşündüm, ne yağmuru

Ne de ölürüm dedim

Zaten garibandım

Serhattaydım bayrağımın altında

Siperde…

 

Vatanımı bekliyordum alaca karanlıkta

En son anamla konuştum

Nöbetimden önce helallik istedim

Yârim vardı kimselere sezdirmediğim

Görüşemedim çekindiğimden

 

Yine Laz İdris’le şakalaştım

Baran onbaşı ile çay içerken

Ali çavuşa teslim oldum görev için

Ben mi?

Ben gariban Mustafa

 

Karanlığı gözlüyordum, kahpeleri

Saklandıkları yerden

Kaç gündüz bekledik, kaç gün

Kahpelik kanlarında var

 

Gözlerim karanlığın içinde

Yüreğimde sevdiğim dolanır

Hayalleşirim salınışını, gülüşünü

En çokta nazları öldürürdü beni

Azcık da olsa ısınırdım ayazda

Üşüyen donan dizlerimi ovarken

Ama aklımdan çıkmaz kahpeler

 

Bir patlama bir parlama

Sonsuz sessizlik içindeyim aniden

Kırmızı ateş böcekleri uçuşuyor

Beklenen ana koşuşuyor yiğitler

Laz oğlu İdris, onbaşı Baran

Ali çavuşlar…

 

Bağırıyorum duymuyorlar

Silahım yok elimde, kolum da yok

Şahadeti yüzünde bir yiğit düşmüş toprağa

Tanıyorum sonradan o benim ben

Gariban Mustafa

 

Niceden sarılıyorlar bana

Lazoğlu İdris, onbaşı Baran, Ali çavuş

Anlıyorum ki sonradan

Onlarda artık benimle son siperde

 

Soyuyorlar şahadetimizin kefenlerini

Yıkıyorlar nişanemiz yaralarımızı kanımızı

Dikiyorlar kopan kolumu

Anacımın yüreği paralanmasın diye

Hani şehitler yıkanmazdı

Silinmez, kıyafeti soyulmazdı

Şahadeti nişanesi ile girerdi

Gömülürdü düştüğü yere

 

Nutuklar atılıyor haberlerde

“Acımız büyük!” diyorlar

Sırtımızdan geçinen gafiller

Çocukları nerede askerdi

Diyemiyorlar millete

Biz son siperdeydik de

Soğuk mavzerimiz elimizde

Onların neyi avuçluyordu

Diyemiyorlar millete

 

Asil kanlılar katılıyor yürekten törene

Sanat camiamız yok, zenginler yok

Hükmedenler yok, şov yapanlar yok

Sadece asil kanlı garibanlar

 

Kimse ilan vermiyor gazetelere boy boy

Sipere girdiğimiz gibi

Vakurâne gömülüyoruz sadece

Anam yanmış, babam çökmüş

Gizlice sevdiğim ağlıyor kenarda

Asil kanlılar bağırıyor sadece

“ŞEHİTLER ÖLMEZ! ŞEHİTLER ÖLMEZ!”

 

Binlerin omuzlarında gidiyoruz

Vatan için bayrak için son sipere

Örtülüyor üstümüze yorganımız

Unutuluyoruz daha haftasında

Bir anam unutmuyor görüyorum

Her gün gelip okşuyor yorganımı

Bir babam unutmuyor görüyorum

Her geçen gün çürüyor ciğerleri

Yârimi görüyorum üç ay sonra

Eli bir başkasının ellerinde

 

Unutuyor asil kanlılarda bizi

Kimi maç için takım kavgasında

Kimi siyasetinin arenasında

Mezhep kavgasında mezhepsizler

Ve üç ay sonra bir başka siperde

Yirmi dört şehit daha

 

Bir şey demiyoruz yanımıza geldiklerinde

Nasılsa yaşayacaklar bizim gibi

Koyun koyuna girip yatıyoruz

Lazoğlu İdris, Baran onbaşı, Ali çavuş

Ve ben Mustafalar

Vatan uğruna son siperimizde