Sağlıkta reformlar yapıldı ya; her vatandaş artık çat kapı istediği hastaneye gidip muayene ve tedavi olabilecekmiş. Acaba gerçekten bunun olanağı var mı, ancak başına gelen bilebilir.

Örneğin; acil servis ve yoğun bakımlarda kesinlikle ücret alınmayacak deniyor. Babamın hastalığı nedeniyle 4 hastane değiştirerek tedavisinin yapılabildiğini yazmıştım. Her gidilen hastane çeşitli nedenlerle acil ve yoğun bakım servisine hasta kabul etmemek için adeta savaşıyor. Hasta sahibi olarak ne yapabilirsiniz? Hiç, sadece hiç; söylenenlere inanmak zorundasınız. “Doktorumuz, donanımımız, yatağımız yok” yanıtlarına “hele ben bir içeri girip bakayım, gerçek mi dedin” mi diyeceksiniz?

Üstelik size falan yerde bu işin yapılabileceği, kendilerinde olmayanların orada olduğu ve acilen oraya ulaşmanız gerektiğini söylediklerinde “aman oradaki pozisyonu bari kaçırmayayım” diye koşturup gitmekten başka ne yapabilirsiniz? Ya da, “tamam kardeşim, ben hastamı burada bırakıyorum, doktorun, malzemen yatağın yoksa hastam burada ölsün” mü diyeceksiniz? Başka çareniz var mı?

Benzeri konularla diğer hastanede de karşılaşabilirsiniz! Bu kez de başka bir umuda yolculuk başlar. Hasta için cana eşdeğer olan zaman da hızla akar geçer! İkinci hastane pil takabilse idi belki babam bir aydan fazla yoğun bakımda uyutulmayacak, daha kısa sürede, kalıcı ve hasarsız iyileşecekti!

Bir hastanenin her türlü hastalığı iyileştirebilecek düzeyde doktor, yardımcı eleman, donanım vs. sahibi olması beklenemez. Bu nedenle de zaten ruhsat verilirken A-B-C-D gibi farklı özelliklerine göre ruhsat verilmiyor mu? En önemlisi, her hastanenin gelen hastanın durumuna göre yeterli donanımın hangi hastanelerde olduğunu bilerek, hiç zaman kaybı olmadan hızla hastayı oraya yönlendirmesi gerekmez mi?

Ama benim son 3 örnekte ve 3 ay içinde yaşamak zorunda kaldıklarım bu işin pek böyle olmadığını gösteriyor.

Devlet Hastanelerinde sağlık personeline “düz memur” uygulaması yapılınca neredeyse dalında uzman kimse kalmadı, ya da onların hastaya ulaşması engellendi. Bu uzmanların çoğu özel hastanelere geçtiler. Ekonomik gerekçeler elbette çok önemlidir. Ama Devlet bunu çözmeliydi; kör düğüm yaptı!

Özel hastaneler adı üzerinde özel şirkettir, kâr amacıyla kurulmuşlardır. Kötü olan hastanın müşteri yapılmasıdır. Hastanelerin donanımlarına göre sınıfları yükseldikçe alacakları ücret de yükseliyor. Parası olanlar için zaten böyle bir sorun yoktur. Sigortalı olanlar için sıkıntı vardır. Devlete ileride olabilecek sağlık sorunlarını çözsün diye yıllarca sağlık primi ödeyenler hiç hak etmedikleri bir şekilde ortalık yerde kala kalmaktadırlar.

Devlet hastaneler ile sözleşme yapmış, ona acil ve yoğun bakımda bir hasta için ne kadar ödeyeceğini belirlemiştir. Ama görülen o ki, verilen ücretler özel hastanelerin beklediğini karşılamamaktadır. Bu kez aradaki fark ya hastadan ya da olmayan eylemleri yapıldı gibi gösterip devletten alınmaya çalışılmaktadır. Basında bunların örneklerini çok gördük. Bu durumda özel sektör ya olabildiğince az sayıda acil ve yoğun bakım hastası kabul etmekte, yataklarını özel paralı müşterileri için saklamaktadır; ya da hastadan şu farkı, bu farkı diyerek alabildiğince fazla para almaya çalışmaktadır.

Hastalarını iyileştirme derdine düşen kişiler bu farklı eylem ve kontrollerin zorunlu olup-olmadığını değerlendirebilecek konumda değildir. İsteneni çoğu zaman onaylamak zorunda kalmaktadırlar. Örneğin; yoğun bakımda ölümle pençeleşen hastası için “şöyle bir teknoloji var, bunu yaparsak çok iyi olacak, ama bunu devlet karşılamıyor, sizin ödemeniz gerekli” dendiğinde hangi hasta yakını o işlemin gerçekten zorunlu olup-olmadığını, yapılmazsa hastasının ölüvereceği korkusunu yaşamak ister? Farkı ödemekten başka çare kalır mı? Görüntüde alan razı-veren razı olmuştur; ama gerçekten gerektiği için mi; birilerine daha çok para kazandırabilmek için mi? Bunu asla tam doğru olarak bilemeyeceksinizdir!

Hastaneden çıkarken iki olay olacaktır. Ya hasta kurtarılamamış ve herkes üzgündür; bu durumda birde üste para ödemek nasıl olur, düşünemiyorum! Ya da hasta kurtulmuştur; sevinçten ne istenirse ödenecektir! Durum iki ucu pis değnek gibidir.

Özetle; acillerde acil durumlar olmaktadır. Bunu da ancak yaşayanlar görebilmektedir! Hiçbir şey reklâmlarda izlendiği gibi değildir.

Sağlıkla kalınız.