Yazılarımda (hoşgörünüze sığınarak) belli konuları bilerek oldukça sık yineliyorum. Amacım bunların hiç unutulmaması ve bu günü anlayabilmek için dünün ezberlenmesidir.

Şimdi size çok açık, kısa ve net iki soru; lütfen yanıt vermeden önce hem kendiniz hem de ülkemiz adına iyice düşününüz:

SORU - 1: ABD, gerek körfez savaşının ve gerekse demokrasi getirmek(!) amacıyla Irak’ı işgal etmesinin ardından (Türkiye+Irak+İran+Suriye)’den koparacağı topraklar ile “Büyük Kürdistan” olarak düşünü kurduğu ve gerçekte “ikinci İsrail” yapmak istediği bir sözde devleti kurmak istiyor mu, istemiyor mu? Gerçek ve asıl amacı bu değil mi?

Sanıyorum bu soruya katılımcıların çok büyük çoğunluğu “evet” diyecektir. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Gözünü sevdiğimin teknolojisi, taa ABD’ de konuşulanları aynı gün tüm dünyaya sunuveriyor! Bu nedenle artık hiç saklısı gizlisi kalmadan, utanmazca bir arsızlıkla açıkça kendileri de söylüyorlar. Haritalar yıllardan beri ortalarda geziyor. Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırlarının yeniden belirleneceği, rejimlerinin değişeceği kendi ağızlarından söylenmedi mi? (Bu ülkelerin içinde bizim ülkemiz de var!) Amaç Ortadoğu’nun yeni patronu olmak, İsrail’i yedeklemek değil miydi?

Buna rağmen bu soruya “hayır, ABD dünyanın en demokrat ülkesidir, Irak’ı Saddam gibi bir caniden kurtarıp oraya demokrasi getirdi, bu arada ölen 1-2 milyon sivil savaş kazasıdır” diyebilecek kişilerin lütfen bir kez daha dünya gerçeklerine dikkatle bakmalarını ve tekrar düşünmelerini öneririm. Bu arada Irak’ta ölen sivilleri göremeyip ölen “kahraman ABD askerleri” için dualar edenleri de unutmayalım!

SORU – 2: ABD bu planını davul çala çala açıklarken bir de isim koymuştu “Büyük Ortadoğu Projesi”, yani “BOP”. Bu BOP gündeme geldiğinin daha ilk günü bizim devlet büyüklerimizden birisi yerinden “hop”layıp “biz artık BOP’un eşbaşkanıyız, yani bu işin içindeyiz, görevlisiyiz” diye göğsünü gere gere demeçler verdi mi?

Bu soruya fanatikler dışında çok büyük çoğunluk “evet” diyecektir. Daha demeçlerin mürekkebi kurumadı. En az 3-4 TV kanalında kendi ağzından demeçleri internet sayfalarında duruyor.

Bu güne kadar da “yahu bizi aldatmışlar, ortada başka işler dönüyor, biz bu BOP’ a eşbaşkan olmaktan vazgeçtik, biz bağımsız bir ülkeyiz, kimse bize emir ve talimat veremez” falan dediler mi? Ben okumadım, görmedim, duymadım! Hoş; duyacağımı da hiç sanmıyorum! Bu çocuk oyuncağı değil; ortak bir karar alınmış ve adım adım uygulatırlar adama!

O zaman Ey ahali, duyduk duymadık demeyin;

“ABD’den dost, domuzdan post olmaz!”

“Körle yatan şaşı kalkar”

“Zararın neresinden dönülürse kardır”

“Dost acı söyler”

Bu gidiş doğru bir gidiş değildir. Kişilerin yaptığı hatalar kendilerini bağlar; ama devleti temsil edenlerin her damlası şehit kanıyla yıkanmış “Laik-Demokratik-Sosyal bir Hukuk Devleti” olan devletimizi bölmeye, parçalamaya, zayıflatmaya, birilerine peşkeş çekmeye hakları yoktur.

Devekuşu gibi kafasını kuma gömüp dünya gerçeklerine başka bir tarafıyla bakmanın zamanı çoktan geçti. “Benim adamım yanlış yapmaz” demek yerine “insan şaşar” diye düşünüp “doğruya doğru” diyebilmeliyiz.

Ülke nereye doğru gidiyor, bu yolun dönüşü var mı? Bunları sorgulamak zorundayız. BOP adım adım gerçekleşiyor. Katillerle işbirliği yapmanın ve bunu herkesten saklamanın bir açıklaması var mıdır? Kendi hırsını kontrol edemeyen, yönetimi elinde tutabilmek için iç ve dış düşmanlarla ele veren, bunun karşılığında ise nelerin vaat ettiğini kimselerin bilemediği bir karanlık süreci yaşıyoruz. Gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayanlara bir kez daha duyurulur! Ne demişler; “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”.

Bu iki soru nereden nereye gitmekte olduğumuzun açık bir göstergesidir. Ayrıca istedikleri kadar BOP’lasalar da, HOP’lasalar da bu vatan bizim, onu kolay kazanmadık, hiç kimseye de kolayına vermeyeceğiz! Konu vatanın bütünlüğü olunca siyaset ayrıntı kalır!

Şehitlerimizin kemiklerinin sızlatılmasına hiçbir vatansever seyirci kalmayacaktır; bu böyle biline.