Bezmişlik bıkmışlık doymuşluk de derseniz deyin işte bunu adı metal yorgunluk.

Fakat bana göre asıl METAL YORGUNLUK ŞUDUR.

Yıllar evvel yazmıştım “siyaset bir umdurma sanatıdır” diye. Peki, nedir umdurmak? Duruma ve pozisyona göre değişir, taaa bayrak asıp afiş yapıştırandan başlar en tepeye doğru gider. Bayrak asan için mahalle teşkilatına girmek, mahalle teşkilatındaki için ilçe yönetimine girmek, ilçe yönetiminde ki için meclis üyesi olmak bu umma zincirinin birer halkalarıdır. Bu yukarı doğru gider, herkes bir umut bir umma ile çalışır durur. Metal yorgunluk” umduğunu bulamama ile başlar umduğu yere gelip bir sonrakine geçememe” bezginliğiyle devam eder.

Şimdilerde RTE tarafından bolca dillendirilen bu METAL YORGUNLUK söylemi kimi için korku, kimi içinde umut olmuştur. Elbette fitneden beslenen, bunu meslek haline getirenler içinde fitne kazanının ateşine odun atma çabaları daha da sıklaşmıştır.
Gaziosmanpaşa da neler oluyor?

Benim bildiğim Ak Partide iki aday var. Biri mevcut ilçe başkanı Av. Şahin PİRDAL diğeri eğitimci Mehmet Halil Hayta her ikisi de yakından tanıdığım dürüst ve şahsiyetli kişiler, bunun dışında bu isimlerin benim açımdan ortak özelliği, her ikisinin de hemşerim olmasıdır. Bildiğim kadarıyla da ortaya çıkmış başka bir aday yok.

Benim sevgili dostum, can kardeşim Av. Arif PARLAKKILIÇ ismi bazı medya organlarında dile getirilmiş olsa bile hemen her gün birlikte olduğumum arkadaşımın böyle bir durum aklının ucundan bile geçmemektedir. Dahası ben zaman zaman “ bu kadar siyasetin dışında kalma” desem de o “ben Ak Partiliyim ve Sayın Cumhurbaşkanımın emrindeyim, sokakta bayrak asmaya kadar her şeye varım ama şu aşamada yöneticilik bazında bir hedefim” yok der. Bu haberleri kendisine sordum, mevcut ilçe başkanı Av. Şahin PİRDAL ve aday olan Mehmet Halil Hayta’nın her ikisinin de de arkadaşı ve hemşerisi olduğunu ve her ikisinin de kendisi için kıymetli olduğunu, kendi adaylığının söz konusu olmadığını söyledi. Bu konuyu da böylece kamuoyuna birinci ağızdan aktarmış olalım.
Eski defterleri karıştırıp eski isimleri yeniden gündeme getirme çabaları neden?

Bu bir olta operasyondur, bir yemleme, bir gizli planın nabız yoklama hareketidir.

Konuya ilişkin aşağıda fıkra “CUK” oturmuştur.

Ahmet amca papağan almaya karar verir. Beğendiği papağanı almak için dükkân sahibi ile anlaşırken dükkân sahibi,
Beğendiğiniz papağanın ağzı biraz bozuktur tavsiye etmem der.

Ahmet AMCA yine de papağan hoşuna gittiği için alır onu. Eve getirdiği papağanın ağzından çıkan ilk söz Ahmet amcaya küfür olur
Gel zaman git zaman papağan küfrü ağzından düşürmez. Hemen papağanı aldığı yere gider, çaresini papağanı aldığı adama sorar, aldığı tavsiyede papağanın kafesi üzerine örtü örtülüp 60 gün açılmamasıdır, o zaman düzeleceğini söylerler, aradan bir hafta geçer, örtülü papağandan ses çıkmaz. 2 hafta üç hafta derken 59. gün dayanamayan Ahmet amca papağanın öldüğünü düşünüp örtüyü aralayıp papağana bakmak iste, örtüyü araladığında papağanla göz göze gelir ve papağan derki;

Ne oldu Ahmet amca bir yerlerin mi kaşındı?