Bizim Metin eskilerde yaşasa göle maya çalar eşeğe ters binermiş, bildiğin Nasrettin misali hazır cevap bir şahsiyettir kendisi, Metin Çiftlik'ten bahsediyorum, türkü severler iyi bilir sanatçı bir arkadaşımızdır, düzgünde bir adamdır, Metin bir gün Sivas Kangal cinsi bir köpek alır, efsaneye göre çok da düşkündür itine, gel zaman git zaman bir ortamda birisi ile tanışır, adamdan acayip kötü elektrik alır, adam vara da yoğa da konuşur “sanırsın İsrail’in avukatı”  laf sokacakta bir pundunu bekler, en sonunda sorar “Hemşerim sen Sivas’ın neresindensin”? Adam cevap verir Kangal, fırsatını bulan Metin taşı gediğine koyar “Heeee desene sen bizim itin köyündensin”!   

Merak etmeyin İsrail’in avukatı falan derken lafı Kılıçdaroğluna getirmeyeceğim, çünkü ben biliyorum ki Kılıçdaroğlu avukat değil, memur, zaten Mavi Marmara da yardım gemisi değil hücum bottu, içinde ölenlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil Muzistanlıydı,  gemiye askerler binmedi yardım melekleri bindi, atılanlar kurşun değil erosun aşk oklarıydı… 

Hatırlayalım… 

Rotamız Filistin, yükümüz  “insani yardım” 

Mama, süt, gıda gibi beslenme, ilaç gibi ölmeme malzemesi!

Gemide hamile kadınlar, gazeteciler, yabancı gönüllüler, yaşlılar, çocuklar vardı ve bunlar sadece yardım için oradaydı, kaçımız cesaret edebilirdik böyle bir şeye, kaçımız işimizi gücümüzü sevdiklerimizi bırakıp “yetim başı okşamak” için yollara düşebilirdik! 

Evet, İsrail vurdu bizi…

Şımarık serseri bir devlet olmaktan öte gidememiş İsrail, hani şu ecdadını İspanyollar denize döktüğü zaman Avrupa’nın kapılarını kapattığı ve sadece Osmanlının kucak açtığı Yahudi İsrail, nankör İsrail, hain İsrail… 

Saltanat devri bitti… 

Artık istediğin gibi Ortadoğu da cirit atma dönemi bitti…

Bundan sonra ayağını  denk al dönemi başladı… 

Unutma bu millet savaşçı  bir millettir, baltaları gömmüş olabilir fakat sanıldığı kadar derinde değil… 

Mustafa Denizlinin içimizdeki İrlandalıları, İsrail barosundan baksak avukatlık kaydınıza ulaşabilir miyiz?