Türban.
Ülkemizin en büyük sorunu!
Bu öyle bir örtü ki, tüm sorunları unutturuyor, olmazı olur yapıyor, çözülmezi çözülür, dinsizi dindar yapıyor!
Bunu, ilk “sırtından vurduğu” hocası dile getirmişti; şimdi sıra kendinde.
11 yıldır “inancının gereği” olduğu aklına gelmemişti; şimdi vahiy indi her halde!
Önce talimatla hac’a gönderdi; sayı verdi, ne bir eksik, ne bir fazla.
Hâlbuki bir süre önce türbanlı milletvekili olmak isteyenleri “yasalarımız engel” diyerek kadrosuna almamıştı!
Şimdi zamanı geldi demek ki!
3 bacısı “türbanlı olarak Meclise girecek” dedi; girdiler!
Türbanın iç tüzüğe aykırılılığı falan hiç önemli değildi.
Oysa kadın vekillerin pantolon giymeleri yasaktı ve de iç tüzüğe de aykırıydı!
Bunun için yasa teklifi verip pantolonu yasallaştırdılar!
Demek ki pantolonla türban aynı şey değildi; biri kadınların başını örterken diğeri ise; neyse!...
Böylece özgürleştirdiler kadınlarımızı!
İşin garibi; kaç yıldır Mecliste başı açık oturan o bacıları meğerse yıllardan beri saçının bir telini değil, tamamını göstererek cehennemde yanıp kül olmuşlar!
Demek ki o zamana kadar inançlarının gereği değilmiş türban!
Demek ki daha henüz kadayıfın altı kızarmamıştı!
Demek ki şimdi artık zamanı gelmiş!
2011 seçimlerinde Ak Parti’den 45, CHP’den 19, MHP’den 3, bağımsızlardan ise 11 kadın milletvekili seçilerek toplam 78 kadın Meclis’e girdi.
Başlangıçta “3 adet bacısının” dininin-inancının gereği olduğunu anımsadığı için türban takmalarına “izin ve talimat” verdi.
Ama AKP’de 3 değil, 45 Bayan Milletvekili var!
Yoksa hâşâ huzurdan onların inançları yok da “gayrimüslim” falanlar mı?
Hani bu güne kadar türban falan takmadılar da!...
“Büyük Usta” şimdilik “Koçbaşı” olarak Meclis Kalesinin kapısını bunlarla kırdı ve ardına kadar açtı.
Bundan sonra diğer bayanlar istese de istemese de türbana girmek zorundalar!
Ama şimdilik öncelik; vekilden sonra bir “kadın bakanımızın” da türbana girmesi!...
Sonra nasıl olsa sırasıyla “Meclis Başkanı” ve diğer tüm kamu sıraya girecektir.
TRT girmiş bile!
11 yıldır iktidarda olup istediği her yasayı parmak çoğunluğu ile çıkarabilecek güce sahip olacaksın;
Çıkardığın her yasa “gık” demeden Çankaya’da onaylanacak;
Kuvvetler Ayrılığını tek elde birleştirip hükmedeceksin;
Ve bu durumda iken 11 yıldır Meclis iç tüzüğünde 2 satırlık bir değişiklik yapıp türban olayını yasa ile çözmeyeceksin;
Ama pantolon için tersini yapabileceksin;
Böylece arkadan dolanıp dayatma ile ben yaptım oldu diyeceksin;
Sonra da ileri demokrasiden söz edeceksin!
Bir şeyler yanlış ama anlayana.
En başta AKP’li bayanlar olmak üzere; bundan sonra türban takmayacak babayiğit; pardon; “anayiğit” kalacak mı, hep birlikte göreceğiz!
Türbanın “dinimizin ve inancımızın gereği” olduğunu, tek başına 3 dönemdir iktidar olduğu halde 11 yıl sonra anımsayabilen AKP’lileri candan kutlarım!
Bundan sonra “kıyas gösterilerek” bu işin sadece türbanda kalamayacağını; çarşaf, sakal, şalvar, sarık… ile süreceğini;
Başı açık gezebilmenin de olanaksız olacağını;
Hep birlikte ileride göreceğiz! 
Zira eğer türban bir “inancın sembolü” ise diğerleri için de haklı olarak aynı yol açılacaktır. O herkese uygulanmayan “Eşitlik İlkesi” zorunlu olarak bu taleplerde uygulanacaktır.
Türban ve dinsel kıyafetlerin Meclise girmesinden sonra kamunun tüm alanlarında da çok rahatlıkla ve haklı olarak yer alacağını da göreceğiz!
Vatandaşların vergileriyle maaşını alan kamu görevlisi, bulunduğu kamusal alan içerisinde her türlü siyasi görüş, etnik köken ve dini inanç açısından taraf olduğunu belli etmeyen giyim, kuşam ve davranışlarıyla ülkenin tüm vatandaşlarına karşı yansız olarak görevini yapmak zorundadır. 
Laik demokrasinin gereği budur!
Düşünün bir kez; üzerinizde FB forması var, mahkemeye giriyorsunuz. Yargıç GS formasıyla oturuyor!
Al sana adalet!
Aksini mi savunuyorsunuz?
Yapmaz mı diyorsunuz? 
Bir kere daha düşünün o zaman!