Ey yüce Türk MilletiYine sinsice ve kahpece kurulmuş bir tezgâhla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da olan olaylar âdeta ikinci bir habur vakasıdır. Birinci haburda dağdan inen eli kanlı teröristler ayaklarına bağımsız mahkemelerimiz götürülerek pişmanlık yasasından yararlanmak istememelerine rağmen affedilip serbest bırakılmıştı. Bu mahkemelerde ne Türk Bayrağımız nede Atatürkün resmi vardı.Şimdi soruyorum sana boşbakan bizlerde masum insanları öldürsek kundaktaki bebeklere kıysak suçsuz kızlara tecavüz etsek ülkede iç isyan çıkarsak ayağımıza bağımsız mahkemeleri getirip bizi de serbest bıraktırır mısın?

İkinci haburda ise yüz binlerce bölücü vatan haini toplanmış, Irak köpekistanının sözde baş çomarı olan borazani muhatap kabul edilmiş baş konuk olarak ağırlanmıştır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi köpekistanın çomarı konuşmaya çağırılırken özerk köpekistan cumhurbaşkanı olarak lanse edildi. Bu köpekler bu cesareti gösterirken benim cumhuriyetimin boş bakanı rahatsız olmak bir tarafa bu sözlerden haz duymuş ve sözde kürdistanı ağzına alarak tarihte şeref yoksunluğuna adını altın harflerle yazdırmıştır. Çünkü pkk ile görüşen şerefsizdir, namussuzdur diyen boş bakan ifadesini değiştirerek devlet görüşür hükümet görüşmeze çevirmiştir. Daha sonra ise Oslo görüşmelerini ben başlattım diyerek ne kadar şerefli bir insan olduğunu göstermiştir.  Bu olayların devamında şivan perver denilen kanı bozuk söylediği şarkıda doğuyu kan emici Türklerden biz koruduk derken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan denilen zat büyük bir sevinçle alkış tutmuştur.
Şimdi soruyorum sana boş bakan o topraklardaki binlerce şehit kanı senin hiç vicdanını titretmedi de öldürülen o köpek soylarının akan kirli kanlarımı sana dokundu. Bu sözlerin seni bu derece mutlu etmesi seninde o bölücülerden hiçbir farkının olmadığının bir göstergesi değil midir?

Biz kürt kardeşlerimizle güle oynaya yaşarken ak parti iktidarında ne oldu da bu iki kardeş birbirine kan kusar oldu. Bizim tek derdimiz vatandır ve bölünmez bütünlüğümüzün karşısında olan herkesle mücadele etmektir.“Hayali Kürdistan’a başkent yapmak istediğiniz Diyarbakır, Büyük Türkmen Beği Uzun Hasan’ın şehridir. Don Kişotlar’ın başkenti olamaz.”

Biz Ülkücü Hareket olarak bu vatanın sevdalıları olarak göğsümüzü siper ettik ve bugün buradan haykırıyoruz. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

Yıllardan beridir bu iğrenç manzarayı hep köşemizden ibretle izledik. Türk milleti olarak bıçağın kemiğe dayandığı nice büyük günde neler yaptığımızı herkes çok iyi bilmektedir. Bizler bu uğurda ölmeyi çok iyi biliriz. Gömdüklerimizin yerini de hala unutmadık. Kimse bizim sabrımızla oynamaya kalkmasın. Çünkü Milliyetçi – Ülkücü Hareket olarak yaptıklarımızın yapacaklarımızın teminatı olarak görülmesini istiyoruz. Hala Ruhi Kılıçkıran gibi ilk şehit olma adayıyız. Hala Süleyman Özmen gibi kurşunların önüne atılmaya varız. Hala Dursun Önkuzu en ağır işkencelere dayanacak güçteyiz. Hala Baki Yeşiloğlu gibiyiz ve dimdik karşınızdayız. Ey gafiller ordusu ve onun yaltakçıları; Hala Alparslan Türkeş Gibiyiz ve “Türkiye’yi parçalatmayacağız, buna kararlıyız, bunu iyi anlayın! Kan dökmek gerekirse, vatanımızın bütünlüğü için kan da dökeriz! Devletimizi ayakta tutmak için canımızı da feda ederiz! Bundan haberiniz olsun! Yanlış yoldasınız! Kendinizi düzeltin!”
1980 Eylülünde belki bir gün lazım olur diye toprağa gömdüklerimizi çıkarmanın zamanı geliyor.
Kurtuluş mücadelesini yeniden başlatma vakti çoktan gelmiştir. Oturmakla ve sadece slogan atmakla bu iş olmayacağını görmekteyiz. Gün çalışma vaktidir. Sen, ben yok biz varız.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VAR VE HERKESE ÇAĞRIMI TEKRAR YAPIYORUM İL, İLÇE OCAK VE TEŞKİLATLARIMIZA KOŞUN HERKESE ULAŞIN HERKESİ KUCAKLAYIN” BAŞKANLARIMIZA DESTEK İCİN HAREKETE GEÇİN. ARTIK GÜN UYMUA GÜNÜ DEĞİL TİTREYİP KENDİNE DÖN GÜNÜDÜR. EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE
DÖN.!