Uyuşturucu madde bağımlısı olanların işi gerçekten çok zor! Hepsinin en kısa zamanda bu kötü alışkanlıktan kurtulmalarını dilerim.

Bu tür bağımlılar –eğer uzun süredir uyuşturucu kullanıyorlarsa- artık kendilerini ilgilendiren yasaları ezbere bilirler. Neredeyse bir Yargıç gibi üzerinde kaç gram falanca “Mal” bulunduysa kaç gün ceza alacaklarını söyleyebilirler. Satıcılık suçu daha fazla ceza gerektirdiğinden satmak amaçlı olsa da üzerinde mal yakalatanlar hemen “ben içiciyim memur bey!” derlermiş! Bazen de “içmek için bu meretin 3-5 gramı yetiyor, sende 500 gram çıktı” diyenlere yanıtları; “abi zor bulunuyor, karaborsa!”

Ülkemizde çok şükür vatandaşının sağlığını çok düşünen, onları kötü alışkanlıklardan korumaya çalışan bir yönetim var. Yapılan “Sağlıkta Devrim” ile eskilerin hepsini devirdi! Doktorlar vatandaşı kapıda karşılıyorlar; hoş karşılamadığında doktorlara “karşılama” çekiliyor artık! Ancak eskiden de vatandaşın sağlığı devletçe korunurdu ve o zaman katkı payı falan verilmezdi. Olsun; şimdi devrim yapıldı ya; bunlar devrim yasalarıdır sanırım! 3 TL. den başlayıp yavaş yavaş 5-8-15 diye gidip duruyor hayırlısı ile! Anlaşılamayan, sağlığın bir insan hakkı mı, yoksa parayla satın alınabilen bir hak mı olduğu; anlayan anlar nasıl olsa!

Doktorlar istediği kadar yemin etsinler; “3-5 dakikada hasta muayene edilemez” falan desinler, bir önemi yok! Hastanın adı “Müşteri” olunca hizmette kusur etmeyeceksin! Kapıya kadar uğurlayıp “yine bekleriz, ailecek buyurun” diyeceksin! “Performans” düşerse maaş da düşer! Sayende bundan hisse alanlar sana kızar. Amirlerin “düşük performanslı doktorla çalışamam” der ve seni başka bir yere doğru gönderiverirler! Yani ne kadar çok hasta, o kadar çok tahlil, o kadar çok maaş! Yeni sağlık devrimi böyle diyo!

Zaten muayene falan açıp paraya para demediğinizi –her halde Yeni TL diyorsunuz!- gözü doymaz ve sopayı hak eden kişiler olduğunuzu o kadar güzel anlatmışlar ki; arada sadece dayak yemek değil, yaralanmak ve meslek şehidi olmak bile size uygun görülmüş!


İşte vatandaşın sağlığı bir yandan böyle medenice(!) korunurken asıl darbe başka yandan geliyor. Önce “Sigara” yasağı başlatıldı. Sonra sigaraya zam üstüne zam yapıldı! Bende yıllarca içtim bu mereti; ama zam geldi diye bırakanı pek görmedim! Neyse; bu zamlara sizin gibi garip içicilerin engel olmak gibi bir lüksü yok! Allahtan sigara tekeli olan yabancı üreticiler birilerinin kulağını büküverince zamların birazı geri alınıvermişti. Tekel deyince; bir zamanlar bizim de bir “Tekel” imiz vardı değil mi, sizlere ömür! İşte vatandaşın sağlığı böyle zoraki korunuyor. Özgürlük mü, o neydi?

İlk darbe sigaradandı, ama asıl darbe “İçki” ile geldi. İçkinin insan sağlığına zararından ziyade, bu kılıf altında demokratik bir ülkede şeriat yasalarının dayatılmasını hep birlikte naklen izliyoruz. Allah insana akıl vermiş, günahı da sevabı da sıralamış, istediğini yapabilirsin, sonuçlarına katlanmak kaydıyla demiş! Demişte yöneticilerimize göre bu yetmemiş! İktidarımız kararnameler ile günah işlemeyi engelleyip herkesi cennete doldurmak istiyor. Kendi “dindar ve kindar” nesilleri sigara da alkol de içmiyorlar ki hedefte diğerleri var. Onları engellemek görev sayılıyor demek!

Alkol yasağı büyük bir keyif ve intikam hırsıyla önceleri gizlice ve giderek açıkça uygulanıyor. Yeni ruhsat vermeme, verilen ruhsatların sudan nedenlerle iptali, içki satan büfelerin ve sahiplerinin darp edilmesi, içki satış yerlerini şehir dışlarına atma ve kırmızı sokaklar projeleri artarak geldi. Kraldan çok kralcılar sayesinde daha neler göreceğiz bakalım.

İçki içmek sağlık sorunu sayılabilir, ama kimsenin yasa ile içmesi ya da içmemesi dayatılamaz. Sigara da öyle! Ama sağlıkta yapılanlara devrim mi demeli, yoksa devrimleri tersine çeviren şeriat uygulamaları mı, bunu yakında göreceğiz!

Neyse; sonunda beklenen oldu, gözünüz aydın, artık bir ilimizde toptan içki yasağı kondu! Darısı diğer yetkililerin ve illerimizin başına! Bu ilke imza atanlar tarihteki şanlı yerlerini ve bir sonraki seçimlerde seçilme garantilerini alacaklardır umarım! Artık koca bir ilde içki satılamayacak ve içilemeyecek! Böylelikle satan ve alan günahtan korunmuş, cenneti hak etmiş olacak. Tabi buna “vesile” olan haydi haydi cennetlik olacaktır! Cezalar kesilmeye başladı bile; darısı diğer illerimizin başına!

Son olarak bir olay anlatarak yazımızı bitirelim.

İzmir’den Afyon-Ankara istikametine gitmekte olan bir özel oto trafik kontrolünde durdurulur. Yapılan aramada aracın bagajında siyah poşet içerisinde 1 adet 70’lik rakı ile 6 adet kutu bira ele geçirilir! Derhal tutanak tutularak gerekli işlemler yapılmak üzere emniyete götürülen sanık, sorgulamasında verdiği ifadede el konulan içkileri “Gâvur İzmir’den aldığını, asla Afyon’dan almadığını, bunu kasa fişi ile kanıtlayabileceğini” itiraf etmiştir. Daha sonra ise –uyanık cezası az olsun diye- ifadesine ek olarak “ben satıcı değil, içiciyim memur bey” demiştir!