Geçenlerde dini bir tartışma oldu aile içinde.

İlmiyle, bilmiyle tam olmadığını bildiğim biri, dinden fetvalar vermeye başladı.

İyiden iyiye üfürmeye başlamıştı karşısındaki dindar ama dinini bilmeyen Müslümanlara. Dayanamadım ve sordum “nerde yazıyor bu dediklerin?”

Sorum kadar hızlı geldi, bildiğim ve beklediğim yalan cevap, “Kur'an'da yazıyor”. Kimsenin kolay kolay test etmeye cesaret edemeyeceği bir cevap. Çünkü herkes herkesin aynısı idi. Müslümanız elhamdülillah ama devamı yok. Üç beş kulaktan dolma mahalle dedikodusu şeklinde bilgi. İlim yok irfan yok...

Dini günler veya ölene okumak haricinde hiçbir şekilde el değmeyen, mukaddesleştirilerek duvara koruyucu namına konan Kur'an'a yapıştığım gibi sehpanın üzerine koydum. Hareketim Kur’an sahibini korkuttu. Sanki çocuğunu alıp elimde örseledim. Tövbeler yükseldi. Fetvada bulunan arkadaşa “İşte Kur’an! Nerde yazıyor, oku bana”.

Renk kırmızıya döndü. Yutkundu. “Yazıyor işte!” diye daha sert bir ses. “Çok biliyorsan sen oku!” ile karşı saldırı bana. Kalabalığın içinde yalan yanlış bilgi vermenin, bunu da insanların cahilliğinden yararlanıp Kur’ana sığdırmanın hali. Yazık!

Evet “Kur’an da yazıyor!”

Yazan şu:

"Oku, yaratan Rabb'inin adıyla. O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı. Oku, Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. Ki o kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretmiştir. " (el-Alâk, 96/1 -5)

İşte ilk emir. 

Oysa birileri kasten insanları okumaktan, düşünmekten, sorgulamaktan mahrum etmiş sanki.

Herkes Müslüman ama bırak dinini öğrenmeyi, evinde bulunan dinin kitabını okumaktan uzak tutulmuş, bu işimize de gelmiş. Çünkü imam diye bir sınıf yaratmışız. Ölümüzü, dirimizi, namazımızı, niyazımızı her şeyi üzerine yıkmışız vesselam. Bir de yalan bulmuşuz ağzımıza “Kuranda yazıyor”. Nasıl olsa herkes aynı. Herkes sorgulamaya korkar. Maazallah küfre gireriz.

Okuduğunu sorgulamak. Tövbe o nasıl iş. Zaten zamanda yok. Bırak imamlar halleder. Onlar biliyor nasılsa. İmamlar bilse belli bir dönemden sonra şekli değiştirilerek uygulanan “İMAM NİKÂHI”nın aslının böyle olmadığını halka anlatıp, para almak için kimsenin düğününe gitmezlerdi.

Merak ediyorum her canlı ölümü tattığında ve inancımız gereği sorguya tabii tutulduğumuzda, sorguyu yapan varlıklara da “Kur’an da yazıyor” diye mi cevap vereceğiz.