1950 yılından bu yana dünyanın en talihsiz partisi kimdir diye bir araştırma yapılsa kesinlikle o parti CHP çıkar.
Bu ülkenin bütün kötülükleri kötü insanlar tarafından CHP’ ye yüklenmiştir.
CHP günah keçisidir, şamar oğlanıdır, bu ülkedeki bütün kötülüklerin kaynağıdır.
Bunları CHP içinde siyaset yapan herkes bilir.
Teröre aslında CHP karşıdır ama CHP teröre destek veren parti olarak gösterilir.
Gösterenlerin aslında teröristlerin kucağında olduğunu da CHP halka anlatamamıştır.
CHP ulusal bütünlüğü savunur ama bölücü damgası yer.
CHP sosyal adaletten ve eşitlikçi, paylaşımcı bir düzeni savunur fakat zenginlerin partisi, soygun düzeninin ortağı CHP olarak gösterilir.
CHP laikliği savunarak bütün inançların özgürlük içinde kendisini ifade etmesini savunur CHP din düşmanı olarak gösterilir.
CHP sosyal demokrattır ama CHP’yi sırf kötülemek, günah keçisi ilan etmek için komünist CHP diye lanse edilir. ( Bu arada ülkenin komünistlerini saygıyla selamlıyorum.)
En son talihsizliği de gene CHP kendi içinden yaşadı.
Yıllarca savunduğumuz yere göğe koyamadığımız sayın Kılıçdaroğlu CHP’ yi ve mevcut yönetimi kirlenmiş, hatta hırsızları koruyan konumuna düşürdü.
(Kendisini savunan bir çok yazı yazdım sitemde duruyor.)
Henüz ortada bir tane bile mahkeme kararı olmamasına rağmen yüzlerce insanı hırsız diye damgalayan, CHP ye ”Pisliklerden arının” diyen eski CHP genel başkanıysa biz sayın Erdoğan’a ne diyeceğiz?
Sayın Erdoğan demeyecek mi ”Kardeşim ne konuşuyorsun senin içindeki adam, sana genel başkanlık yapan adam pislikleri temizleyin demedi mi, demek ki bizim İmamoğlu ve arkadaşlarını tutuklamakla doğru bir iş yapmışız” demeyecek mi?
Bunun adı ihanettir, bunun adı nankörlüktür.
Bu güne kadar gelmiş geçmiş hiç bir genel başkan koltuğu bıraktıktan sonra bu şekilde davranmamıştır.
Sayın Kılıçdaroğlu sizinle 1996 yılından bu yan tanışırım son çıkışınızdan dolayı bir gram hakkım geçmişse sizden geri istiyorum.
Hadi beni boş verin milyonlarca insanın hakkını nasıl ödersiniz bilemiyorum.