Gündem

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması hakkındaki her şey

17 Aralık soruşturması veya 2013 Türkiye Rüşvet Skandalı, Eylül 2012 ve Şubat 2013'teki bir dizi ihbarla başlayıp, 17 Aralık 2013 günü Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın gözaltı talimatları ve ilgili mahkemelerin arama kararlarının yerine getirilmesi ile kamuoyunun duyduğu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen, aralarında iş adamları, bürokratlar, banka müdürü, çeşitli düzeyde kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükûmeti kabine üyesi 4 bakan ile 3 bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarını işledikleri iddiasıyla yürütülen soruşturmadır.

İçişleri Bakanlığı'nca, savcılığın gözaltı ve mahkemenin arama kararlarını yerine getiren adli kolluk amir ve memurlarının ciddi bir kısmının görev yerleri değiştirildi, görevden alındı veya meslekten ihraç edildi.

29 Ocak 2014'te soruşturma savcısı Celal Kara, 11 Şubat 2014 tarihli HSYK kararnamesi ile de soruşturma iznini veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ün aralarında bulunduğu 166 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi.

Soruşturma Bazı kamu kurumunlarına ve savcılığa yapılan rüşvet, görevi kötüye kullanma ve ihalelere fesat karıştırma ihbarı üzerine 13 Eylül 2012, 21 Eylül 2012 ve 14 Şubat 2013 tarihlerinde soruşturmalar başlatıldı.Soruşturma dosyaları Başsavcılık tarafından Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'ya tevzi edildi.

Celal Kara'nın talimatı üzerine, elde edilen bilgiler kapsamında 17 Aralık 2013 tarihinde şüpheliler gözaltına alındı; ev ve işyerlerinde arama yapılarak ele geçirilen çeşitli eşya ve paralara elkonuldu.

İlerleyen günlerde soruşturma dosyasıyla ilgili bir takım bilgiler medyaya sızdı. Buna göre İranlı işadamı Rıza Sarraf'ın soruşturmanın kilit ismi olduğu, bürokraside 4 bakan ile geliştirdiği ilişkiler ve rüşvet çarkı sayesinde kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi bir takım suçlar işlediği öne sürüldü.

Ayrıca soruşturmada 3 bakan çocuğu hakkındaki suçlamaların, "rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek" olduğu iddia edildi.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 71 şüpheliden 24'ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, 38'i de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan şüpheliler, kamuoyunun "hükümet yargıyı kendine bağladı" yorumları eşliğinde 28 Şubat 2014'te serbest bırakıldı. Başbakan "adalet yerini buldu" şeklinde açıklamada bulundu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 18 Aralık 2013 tarihinde, soruşturma dosyasının geniş olduğu ve fazla işyükü gerektirdiği gerekçeleriyle, soruşturmaya ek 2 savcı daha atadı ve savcılar arasındaki herhangi bir ihtilaf durumunda soruşturmaya ilişkin kararların 2'ye 1 çoğunlukla alınması talimatını verdi.

Ayrıca, şüpheliler arasında bulunan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış hakkında cezai kovuşturma yapılabilmesi için hazırlanan fezlekeler, TBMM'ye gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı'na sunuldu.

HSYK yapısında değişiklik Soruşturmaları "siyasi bir operasyon" olarak nitelendiren hükümet, çok tartışmalı bir sürecin ardından HSYK'nın yapısında değişiklik öngören bir yasa çıkarttı. Düzenlemeyle HSYK bünyesinde Adalet Bakanı'na hakim, savcı ve adalet müfettişlerinin atanması, disiplin soruşturmaları, vb birçok konuda geniş yetkiler verildi.

Ayrıca düzenleme HSYK Kurullarının yapısında değişiklik öngörüyordu ve düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle yönetim ve denetim kurulları ile Adalet Akademisi üyelerinin görevlerine son verilmesini içeriyordu.

Yeni durum kamuoyunun büyük bir bölümü tarafından "hükümet yargıyı kendine bağladı" şeklinde yorumlandı. AB Komisyonu da hükümeti, atılan adımın "hukuk devleti" ve "kuvvetler ayrılığı" ilkelerine uymadığı gerekçeleriyle eleştirdi. Ayrıca HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, 66 sayfalık bir açıklama yaparak, değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi, bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine, 11 Nisan 2014'te verdiği kararla, düzenlemenin Adalet Bakanı'na verdiği olağanüstü yetkileri Anayasaya aykırı bularak iptal etti.

İstifalar ve Kabine değişikliği Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlık görevlerinden istifa ettiler. Bayraktar ayrıca yaptığı bir açıklamayla, Başbakan'ı eleştirerek milletvekilliğinden de istifa ettiğini duyurdu.

AKP milletvekilleri İdris Naim Şahin, Erdal Kalkan, Ertuğrul Günay, Hasan Hami Yıldırım ve Haluk Özdalga partisinden istifa etti. Yine AK Parti milletvekilleri Hakan Şükür ve İdris Bal da soruşturma öncesi yaşanan dershane tartışması sırasında istifa etmişti.