Merhaba değerli okurum;
Bu sabah her gün olduğu gibi erken kalktım.
Okula gitmek için hazırlanıp evden çıktım.
Fakülteye yaklaştıkça protesto sesleri duyar gibi oldum ve “yine öğrenci kolektifleri
bir konuda devleti iğneleyecek şekilde eylem yapıyordur” diye düşündüm. Biraz daha
ilerleyince rektörlüğün önünde oturan öğrencileri gördüm. Yanlarına soru sormak için
yaklaştığımda yanıma bir öğrenci arkadaş yaklaştı ve ben daha soru soramadan elindeki
kağıdı bana uzattı…
Kağıda ve etraftaki pankartlara bakıldığında zaten her şey anlaşılıyordu. Belirli bir siyasi
görüşe mensup öğrencilerin oluşturduğu öğrenci kolektifleri yine eylem yapıyorlardı.
Zorunlu bağış…
Karadeniz Teknik Üniversitesi’ndeki öğrencilerin savundukları şey bu işte, zorunlu
bağışlar.
KTÜ’ ye kayıt yaptırmak için gelen öğrencilerden her sene 100 YTL bağış parası isteniyor.
Bağış yapılmadan üniversiteye kayıt yapmıyorlar. Sonra dönem yeni dönem başında 25
YTL ders kaydı için bağış yapılması isteniyor…
Öğrencilerden KTÜ’ nün her sene bağış çatısı altında aldığı bu zorunlu paranın adını siz
koyunuz…
Savunulan doğru ama savunma şekli yanlış…
Öğrenciler 25 YTL yatırmadıkları için ders kayıtları yapılmadı. Öğrenciler de Rektörlük
önünde çadır kurdular 7 Şubattan buyana her gün ordalar, eylem yapıyorlar…
Öğrenci arkadaşlarımızın savundukları şey öğrencilerden kayıt için alınan bağış paraları.
Kolektifler bu parayı vermemekte ısrarlı ve günlerdir Karadeniz Teknik Üniversitesi
Rektörlüğü önünde oturuyorlar. Kararlı bir şekilde mücadele etmelerini kutluyorum
ama savundukları şey her ne kadar doğru olsa da savunma şekillerinin yanlış olduğunu
belirtmek isterim.
Hak arama şekli her zaman eylem yapmak değildir ve olmamalıdır da.
Ben Kolektiflerden değilim ama doğru olanı söylemek için aynı yoldan gitmemiz gerekmez
değil mi?
Kolektiflerin yaptığı eylemleri hiçbir zaman haklı bulmadığım gibi şimdi de haklı
bulmuyorum.
Yumurta ile bakan karşılayanlar ve hak aramaya çalışanlar bunlar değil mi?
Her boyutuyla olaya bakıyorum ve savunulan düşünceyi savunuyorum ama eylemlerine
katılmıyorum…
Hak mücadelesine daha demokratik şekilde devam edebilir. Örneğin yazılarıyla,
konferanslarıyla diğer öğrenci arkadaşları bilgilendirmeleri daha doğru olurdu.
Harç Değil Haraç!
Ülkemizde öğrencilerden, özelliklede ikinci öğretim öğrencilerinden yıllık 2000 YTL’ye
yakın harç alınmaktadır. Sonra devlet büyüklerimiz ellerinde mikrofon ile çıkıyorlar ve
okuyun diyorlar…
Tamam, okumayalım demiyoruz okumalıyız elbet. Ama okuyun demekle bu iş
yürümüyor.2000 YTL harç vermek belki çok kolay geliyor devlet büyüklerimize…
Öğrenci harcını yatırıyor sonra fakülte ders kaydınızı yapamıyoruz diyor… Neden? Diye
sorduğumuzda ise “ Bağış” diyorlar. Zorunlu bir şekilde bağış yapılması ne kadar doğru…
Diğer üniversiteleri bilmiyorum ama KTÜ’ de okuyanlar bilir. KTÜ’ ye kayıt yaptıracak
öğrencilere bir dosya geliyor ve dosyada kayıt için gerekli evrakların yazdığı kağıtların
dışında bir kağıt var. Kağıtta “Yapacağınız 100 YTL bağış için teşekkür ederiz” anlamına
gelen bir teşekkür mesajı var. Sağ olsun Üniversite yönetimi çok düşünceli (!)
Başbakanımız “yeni üniversite açtık” demek için zengin iş adamlarına yeni üniversiteler
yaptırarak iş adamlarının vergi yükünü azaltacağına adam gibi eğitim veren üniversiteler
açsın!
Sadece üniversiteler değil, üniversite yönetimine de sıkı denetim yapsın bence…
Ülkemizi geleceğe taşımak için eğitim şart ise bir şeyler yapmanın vakti gelmedi mi hala…
Şimdilik bu kadar…