Bu köşede yazmaya ilk başladığımda, ilk yazdığım konu ''Yaşlanıyor muyuz, olgunlaşıyor muyuz''du.

Şimdi ise, bu yazıyı, yukarıdaki sorunun kesin bir cevabı olarak yazıyorum.

Bahsettiğim yazıda, insanların yaşlanmadığını, çalıştığı sürece zihnen, ruhen ve bedenen olgunlaştığını, aksini söyleyenlerin ise kalkıp birşeyler yapmayı zor bulanlar olduğunu yazmıştım.

Örnek olarak da bir yetenek programına katılan ve inanılmaz gösteriler yapan 65 yasındaki Mustafa Döner’i göstermiştim.

Şimdiki örnek ise çok daha ilham veren cinsten ve benim çok yakın çevremden…

15 yıldan fazla bir süre beni yetiştiren hocam Ali Demirbaş, geçtiğimiz hafta İsviçre Basel’de yapılan açık sıklet Uluslararasi Karate Şampiyonası’nda birinci oldu! Nasıl yani?

Bildiğiniz şampiyon oldu!

Aslında bu, hocam Ali Demirbaş’ın ilk sürprizi değil, daha önce de, yaş bizden geçti artık demeyip, üniversite sınavını kazandıktan sonra spor akademisi yetenek sınavlarına girmiş, aralarında milli Karatecilerin de olduğu yetenek parkurunu birinci olarak bitirmişti.

Yaşı mı? 50! Yazıyla,
Elli!

Bunları hocam olduğu için söylemiyorum, yalnız sormak istediğim birşey var.

Türkiye’de binlerce spor salonu ve antrenör var, acaba bu antrenörlerden kaç tanesi, kendi cebinden ödeyerek yurtdışına gidip, dünya çapında bir turnuvaya katılma cesaretini gösterebilir, üstelik açık siklet…

Bu konudaki ilk yazımı yazdığımda, yakın çevremdeki bazı antrenörlerden su sözleri duydum:

-O dediğini yapmak öyle kolay değil!
-Onu gençken yaptık zaten, biliyoruz o heyecanı,
-Biz de yaparız da tek sorun o değil, geçindirmemiz gereken bir ev var,

Şimdi cevaplarda sıra,
-O kadar kolay olsaydı herkes yapardı, sizce fark zor olanı yapmakta değil mi?
-Demirbaş gençken hiç şampiyon olmadı mı?
-Demirbaş bu başarıyı kazandığında, geçindirmesi gereken bir ev yok muydu?

Yapılan iş ortada, sevgili hocamın, başarını kutlamak haddim olmasa da, bu başarının daha bir başlangıç olduğunu biliyorum…