"HRANT Dink çok sevdiğim, fikirlerine inandığım bir insandı"
dersem yalan söylemiş, cesedi üstünden "popülizm" yapmış olurum, aynen birçok gazetecinin yaşamında kapısını çalmamasına rağmen, öldürülmesinden sonra yaptığı gibi... Hrant Dink kendi davasına inanan ve o yolda bildiği gibi ilerlemeye çalışan bir isimdi...
İstedikleri bana aykırıydı ama saygı duyardım. Kendi doğruları vardı ve onlar uğruna bazı adımlar atıyordu. Bu adımları atarken en önemli desteği ve ayağını bastığı zemin "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" olmasıydı... Daha doğrusu öyle olması gerekirdi!
Sevgili dostlar, bu ülkenin anayasal haklara sahip her vatandaşı, hangi kökenden gelirse gelsin, düşünceleri ne olursa olsun, bunları sonuna kadar savunabilir, yaşayabilir... Kimsenin o "vatandaşımıza" yönelik bir saldırı, bir taciz, bir tasarrufta bulunma hakkı veya devletin "o ve onları" korumama gibi bir hakkı olamaz...
Her Türk vatandaşı, "devletin resmi ideolojisi" dışında bir çizgiye dahi sahip olsa, bu devletin garantisi altındadır. İşte Dink olayında atladığımız detay da burada! Dink'i sevmek zorunda değiliz ama burası bir devlet ise "onu korumak", bize karşı fikir savaşı bile açsa; canının güvenliğini sağlamak zorundayız...
Sonuç: Samast'ın hangi mahkemelere gönderildiğine takılmayın! Asıl detay; bilip de yapmadıklarımızda, bilip de yapmayanlarda gizli! Bu ülkedeki her birey "sonuna kadar koruma altında olmalı" ve sonuna kadar "anayasal haklarını" kullanabilmelidir... Biz Dink'i yaşatamadık, buna ağlayalım, bu detaya takılalım...

THY'den açıklama geldi...
BİRKAÇ gün önce, "THY yönetimine alımlarda komisyon ödenen bir aracı var mı" sorusunu sormuş ve cevabı beklediğimi belirtmiştim, THY yönetiminden cevap geldi. Açıklama çok net: "2001 sonrası yapılan hiçbir alımda 'aracı olmasına' izin verilmemiş, bütün siparişler doğrudan verilip, doğrudan teslim alınmıştır..."
THY yönetimine verdiği bu cevap için teşekkür ediyorum, bir Türk vatandaşı olarak içim rahatladı...

Başbakan, 'Anayasa değişikliği' kriterini yeniden tanımladı!
TÜRK kamuoyu çok iyi anlayamadı ama Başbakan Erdoğan dün yaptığı grup toplantısında
"Anayasa değiştirip çözüm bulmak"
kriterini yeniden tanımladı! Bu bir geri adım değil, olması gereken, "normal" ve "doğal" olan! Önemli bir adım ve bundan sonrasında tartışmayı bitirme açısından önemli bir gelişme...
Sevgili dostlar, daha fazlasını yazmaya gerek yok; Anayasa değişikliği, MHP ve CHP ile uzlaşma bekleyenler, konuşmayı iyi dinlesinler; kriter tamamen yeniden tanımlandı, akış değişti!