Dünya üzerinde yaşayan bazı insanların, bu dünyayı kendilerine zehir etmeleri ve herkesi de düşman görmesi alışkanlığı bir türlü bitmiyor.

Herkesin bir doğrusu var ve ''tek doğru o'' kabul edilerek diğer inançları ve kültürleri sürekli aşağılaması ve kötülemesi alışkanlığı sorunların en temel nedeni gibi görünüyor.

Bu gün senin doğru diye inandığın fikirler yarın yanlış olabilir.

Bu gün yanlış görünen fikirler yarın doğru olabilir.

Mısır'da ( Ra-güneş tanrısı) beş bin yıl doğru inanç diye kabul edilmiş daha sonra Ra inancı yok sayılmıştır.

Bu gün kesin gibi gördüğümüz fizik kanunları ve inançlar bu gün doğrudur, yarın yanlış olabilir.

İki yüz yıl ışığı tanecik diye kabul eden insanlık, iki yüz yıl sonra ışığın dalga olduğunu bulmuş ve kabul etmiştir.

Halada buna inanır.

Yarını ne olacağı belli değil.

Bu durum siyasal yapılar içinde geçerlidir.

Her ülkenin şartları ayrıdır.

Demokrasi bazı ülkelerde uygulanması zor bir rejim olur,bazıları kolay uygular.

Marksizm her ülkede sosyal ve topoğrafik şartlara göre değişim gösterir.

Çin de,Rusya da,Küba da her ülkede farklı uygulanmıştır.

Bu durum İslam içinde geçerlidir.


İslam her ülkede farklı uygulanmaktadır.

Bunun sonucunda bir çok tarikat ve farklı yollar İslam içinde ayrışmalara neden olmuştur.

Bu durumdan dolayı aynı Allaha ve kitaba inanan bir çok İslam yolu yüzyıllar boyunca birbirlerini boğazlamışlardır.

Bu gün de bu durum devam etmektedir.

Bir karış toprakta barınan Filistin de bile Hamas ve El fetih düşman kardeşler olmuştur.

Aynı coğrafyada birbirini seven sayan bir tane İslam ülkesi bulamazsınız.

İran Irak on iki yıl birbirinin kanını döktü.

İran da bu savaştan dolayı genç nüfus kırıldığı için ve kadın fazlasından dolayı Muta nikahının İslam içinde bir içtihattır diye fetva vermek zorunda kaldılar.

Yani fuhuşu Muta nikahıyla örtmeye ve İslam açısından doğrudur yorumunu yaptılar.

Gene bizim ülkemizde çok çeşitli siyasal inanç ve lider geldi ve gitti.

Bu gün insanın insanı kutsaması hele bir siyasal parti doğrultusunda kutsamasını ben tamamen cehalete bağlıyorum.

Özgür birey bir siyasi partiye inanabilir,bir fikri olabilir fakat o partinin liderine tapacak kadar biat etmez.

Yeri geldiğinde hatalarını da söyler ve siyasi parti liderinin geçici bir görevde olduğunu kabul eder.

Bu gün bakıyorum bir siyasi partiye inanan bir sürü insan neredeyse parti liderlerini,kusurlarını,hırsızlığını,arsızlığını görmeden kutsuyorlar ve putlaştırıyorlar.

Hani putlaştırmak günahtı hani putların yıkılışı hikayesi bir devrimdi.

Oysa o bir insandır ve senden farkı sadece genel başkan olmasıdır.

Türkiye siyasi tarihinde yüz yıla bakın kimler geldi kimler geçti.

Koltuklarda otururken,güç, para, makam, mevki elindeyken, elini sıktığında bir hafta elini yıkamayan tipler gördük.

Güç delileri o koltuktan düştükten sonra yüzüne bakılmayacağını bilmesi gerekmez mi?

Bunun en güzel örneği Erbakan dır.

28 şubat sürecinde ne demişti?

''Beni taksim meydanında assalar arkamdan üç kişinin gelemeyeceğini bilirim''

Onun için sosyal medyada siyasi liderleri ilahlaştıran, onları insanüstü varlıklar gibi gösteren tipleri oldum olası sevmemişimdir.

O tiplerin kendi kişiliksizliğinin kapatılması için siyasi liderle özdeşleşme ve kişilik arama sevdası olduğuna inanırım.

Bu bir futbolcu içinde, bu dünyada anne karnında cenin olan ve dünyaya gelen herkes için geçerli bir durumdur.

Her birey kendisine güvenmeli ne yapıyorsa, ne üretiyorsa, kendi kişiliğiyle yapmalıdır.

İnsanı putlaştırma dönemi iki bin yıl önce kapandı, fakat hala iki bin yıl öncesinin dar düşünen insan kalıntıları bu çağda ortalıkta dolaşması ve bir sürü basit, hırsız, haydut, sahtekar,yalancı...v.s adamı putlaştırmasını bir türlü anlamıyorum ve kabul edemiyorum.