Yurtdışında okumanızı hiç tavsiye etmem.

Neden mi?

Çünkü birgün gelecek, bütün o tecrübeleri yaşadığınız yerlerden ayrılmanız gerekecek…

Birgün gelecek kendinizi bir taksinin içinde, tren istasyonuna giderken bulacaksınız,
Etrafınıza bakarken, bütün sene okuduğunuz okulun önünden geçeceksiniz... Arkadaşlarınızla geçirdiğiniz o günler aklınıza gelecek… Kampüste geçirdiğiniz zamanlar, gülümseleriniz…

Yola devam ettikçe göreceksiniz ki her bir caddenin, her binanın sizde bir anısı var…
Artık sadece yanınızdan hızla geçen birer hatıradırlar...

Bazen geri döneceksinizdir, bazen gidişiniz temellidir. Geçici de olsa gidişiniz, bu ülkede yaşadıklarınız buranın bir insanı yapmıştır sizi. İşte ne kadar buranın olursanız, o kadar zor olur gidişiniz, o kadar ıslak olur gözleriniz…

Bir de tam kendinizi koparmışken, arkanıza bakmamak için biraz güç bulmuşken, birden telefonunuz çalar. Yüzü hala gözünüzün önünde olan biridir arayan. Açamazsınız… Bilirsiniz ki açarsanız, konuşmanıza izin vermeyecek boğazınızdaki düğümler…

Birden, görünmez bir orkestra, başlar çalmaya o çok sevdiğiniz duygusal müziği… Herşey yavaşlar, daha bir anlamlı olur trene gidişiniz, içeri girişiniz, girmeden önce bir kez daha durup şehre bakışınız…

Bir de o arayanın hayali belirmese size gülümseyerek bakarken, belki herşey daha kolay olacaktır…

Nereden geliyor olursanız olun, o ülkeninsinizdir artık, bir de dilini öğrendiyseniz....

Yurtdışında okursanız, sakın öğrenmeyin o ülkenin dilini…

Çünkü öğrenirseniz, kültürlerini de anlarsınız, geleneklerini de, kendilerine özgü şakalarını da…

Geldiğiniz yeri bilirsiniz ama, yine de korkarsınız dönünce alışabilecek miyim diye…

İlk bu şehre geldiğinizde, düşünürkenki haliniz aklınıza gelir, acaba alışabilecek miyim diye…