Partiler seçim çalışmalarına başladı.Daha önceki yıllarda yapıldığı gibi düğün ve şenlik havasında bir seçim yaşanmıyor.

Partilerin milletvekili adayları önde, bir grup partili arkada, sokak gezisi ve esnaf ziyaretleri yapılıyor.

Bu çalışmaların partilere oy kazandırdığına inananlardan değilim.

Bunun adı dostlar bizi alış verişte görsün.

Oysa parti çalışması seçim bittiği anda başlamalıdır.

Partiler mahallelerde on kişilik birimler kurmalıdır.

Bunun içinde iki kadın,iki genç,iki esnaf,iki işçi,iki emekli gibi mahallenin bütün sosyal katmanlarına hitabeden bir örgütlenme yapısı oluşturulmalıdır.

Bu birimler mahallesinde olan biteni parti yönetimine ve belediye meclis üyelerine ulaştırmalıdır.

Mahallede yaşanan ölüm,acı,hastalık ve ekonomik sıkıntılarla ilgili sorunları anında ilçe yönetimine bildirmelidir.

Bu birim aynı anda mahalle sokak sorumlularını tayin etmelidir.

Sokakta bulunan apartman sayısı ve daire sayısı çıkartılmalı sokak içinde kaç daire olduğu kaç kişinin oturduğu bilgisine ulaşılmalıdır.

Apartmanda oturan ailenin çocuklarının işsizlik ve eğitim durumuyla ilgili sorunları çıkartılmalıdır.

Dairede oturan insanlar zaman zaman ziyaret edilmeli ve sorunları dinlenmelidir.

Sorunlara ilçe örgütü çözüm bulabiliyorsa hemen, bulamıyorsa resmi makamları devreye sokmak için çalışma yapılmalıdır.

Mahalle ve sokak sorumluları mahallede bulunan sandık sorumlularını bulmalı ve ilçeye yönetimine bildirmelidir.

Sandık sorumluları veya yedek müşahitler ayda bir kere partide veya dışarıda bir yerde toplanmalı ve eğitim çalışması yapılmalıdır.

İlçe yönetiminde bulunan yöneticiler yaptıkları bütün işleri mahalle birimleriyle paylaşmalıdır.

Yapılan yemeklerin gelirleri,aidatlar ve bağışlar her ay mahalle birimlerine ve üyelere bir şekilde ulaştırılmalıdır.

İlçenin her icraatı açık ve şeffaf olmalıdır.

Mahalle birimlerinde yorgun düşen ve bıkkınlık gösteren parti üyeleri hemen değiştirilmeli ve yeni heyecan içinde olan üyeler devreye sokulmalıdır.

Yapılan toplantılara mazeretsiz katılmayan ve parti disiplini içinde hareket etmeyi beceremeyen üyelerin görevleri değiştirilmelidir.

Parti tüzük ve programı içinde hareket etme kültürü her üyeye öğretilmelidir.

Partinin siyasal çizgisinden sapma gösteren üyeler mutlaka eğitimden geçirilmelidir.

Bu yapıldığı halde aynı hatayı yapmaya devam eden üyelerle yollar ayrılmalıdır.

Bulunduğu konumu (ilçe başkanlığı,meclis üyeliği) şahsi çıkarları için kullanan üyeler partiden uzaklaştırılmalıdır.

Partinin kadın ve gençlik kolları her ay akademik düzeyde eğitimden geçirilmelidir.

İlçe herhangi bir etkinlik yaptığında örgütlü güç tam kadro orada olmalıdır.

Örneğin Gaziosmanpaşa ilçesinde on altı mahalle varsa, ilçe başkanı alo dediğinde veya mesaj gönderdiğinde onar kişilik örgüt gücü hemen yanında olmalıdır.

Yani yüz altmış kişi her an, her yerde örgütün başı olan ilçe başkanının yanında yer almalıdır.

Parti üyeliğine baş vuru yapan yurttaşlar, üyeliği gelene kadar eğitimden geçirilmeli ve partinin Türkiye sorunlarına çözüm önerileri ve tüzük ve programı öğretilmelidir.

Yani yurttaş üyelik kartını cebine koyduğu anda partizan olmalıdır.

Bu anlayışta on altı mahallede örgütlenen her siyasi parti kendi ilçesinde her zaman ve her seçimde birinci parti olacaktır.

Bunun yanında ilçede yaşayan yurttaşların bir ortak paydada buluşturulması gerekir.

Yani ilçede yaşayan insanların etnik kökeni, doğduğu şehir ve inancına kadar bilgi sahibi olunmalı ama bunların hiç birisi siyasetin malzemesi olmamalıdır.

Yani ilçede Kürt nüfus fazla Kürt aday koyalım,Boşnak fazla Boşnak aday bulalım hastalığından kurtularak, Boşnak mahallesinde Kürt,Kürdün yoğun olduğu yerde Boşnak aday olabilmelidir.

Bu anlayış topluma egemen kılınabilirse demokrasiden söz edebiliriz.

Eğer etnik köken,inanç,tarikat, gibi geri kalmış ülke hastalığı kabul edilen, ilkel duygulara saparak parti örgütlenmesi yapılıyorsa bu çalışmadan demokrasi çıkmaz.

Bu anlayış geri kalmış ve cahil toplum hastalığıdır ki, bizim demokrasimiz de yavaş yavaş buraya doğru sürüklenmeye başlamıştır.

Yıllardır söylenen ve ''örgütsüz toplum köle toplumdur''anlayışına örgütlülüğün en üst düzeyde olması gereken siyasi partilerde sürüklenmeye başlamıştır.

Bu anlayış içinde ne demokrasi olur, nede parti olur.

Mahallelerde köy derneklerinin egemenliğine girmiş particilik anlayışından bir an önce kurtulup gerçek anlamda demokrasinin emrettiği örgütlenme modelleri partilerde egemen kılınmalıdır.

Bu olmadığı takdirde güneş gözlüğü ile esnaf gezisi yapan milletvekili adaylarına mahkum olmaktan kurtulamayacağız demektir.

Bu seçim kampanyasında yaşadıklarımızı ve demokrasinin bu olmadığını anlatan başka bir yazıda buluşmak dileğiyle.

Saygılarımla,

[email protected]