1997 yılında Tokat'a köyüme gitmiştim.

 Bir oda da eşle dostla köylülerimle bir arada sohbet ederken,(Köy odası diyemiyorum çünkü eski köy odaları kalmadı) o güne göre yaşlı bu güne göre vefat etmiş bir amcamız bana döndü dediki;

 ''Mehmet senin ananını biliriz, babanı biliriz, soyunu sopunu biliriz sen nasıl solcu olursun anlamış değilim'' deyiverdi.

Ben amcanın bu soruyla ne demek istediğini çoktan anlamıştım fakat döndüm ben ona bir soru sordum..

''Amca sen solculuk denilince ne anlıyorsun anlatabilir misin?''

Amca aynen şöyle dedi;

''Benim anladığım solculuk dinsiz, imansız,,vatanı satan,bayrağı yakan,polis asker öldüren cani ruhlu kişiler diye bilirim'' 

 Açıkçası böyle bir cevap beklemiyordum şaşırmıştım.

 Demokrasiye geçeli elli bir yıl olmuştu(1946-1997)) ve hala Anadolu köylüsü sol nedir sağ nedir bilmiyordu.

Bunu duyunca orada ben o amcanın anlayacağı biçimde solun emekten ezilenden işçiden mağdurdan yana olduğunu sağın ise egemen güçlerden acıması olmayan sermayeden yana olduğunu sol ve sağ diye isim verilmesinin Fransız devrimindeki  meclisteki oturma düzeniyle ilgili olduğunu anlattığımda aynen  şöyle demişti.

''Eğer sol senin anlattığın gibiyse bizimde solcu  partilere oy vermemiz lazım ama ben o solcuyum denilen partilerden senin anlattıklarını hiç duymadım '' dedi.

 Bu anım nereden aklıma geldi.

Savcı Mehmet Selim Kiraz Adliyedeki odasında DHKP-C adlı sol örgüt tarafından öldürüldüğünde aklıma geldi ve aynı tartışmanın devam ettiğini de gördük.

Savcını öldürülmesi üzerinde sis bulutları henüz dağılmış değil.

Çeşitli görüşler devam ediyor.

''Derin devletin DHKP-C içindeki ajanları yaptı'' diyenlerde var, DHKP-C ''ben yaptım'' diye açıklama yapıyor.

Her kim yaptıysa lanet olsun.Silahlı eylem demokrasi içinde her zaman karşı çıkılması gereken bir argüman olmalıdır.demokratik siyaseti savunan partilerde böyle düşünmelidir.

Esas konuya dönecek olursak.

Anadolu da halkımız eylemci ve şiddeti savunan solla demokratik siyasetin içinde yer alan solu henüz ayırt etmiş değil.

Sol denilice CHP'nin sol anlayışını da DHKP-C nin sol anlayışını da aynı kefeye koyabiliyor.

Yani eylem yapan, polis asker öldüren, savcının kafasına  kurşun sıkan sol eşittir CHP'nin savunduğu solu aynı kabul eden bir yapı nüfusun büyük çoğunluğunu teşkil ediyor.

Bundan dolayı CHP kendi içinde radikal sol denilen ve eylemci solla ilişkisi olan yapılara mutlaka mesafe koymalı ve demokratik solun ve demokrasi içinde özgürleşmenin ve adaletli hakça bölüşümü savunulabileceğini ,işçi sınıfının ve köylülerin demokrasi içindeki sol anlayışla kurtulabileceğini anlatması gerekir.

Hala 2015 yılında DHKP-C'nin eylemini CHP ye yıkmaya çalışan devlet yöneticileri olduğunu görüyoruz.

Halkın büyük çoğunluğu solun ne olduğunu bilmediği gibi, devleti yönetenlerinde bilmediği su yüzüne çıkıyor.

CHP sosyal demokrat bir parti olmasına rağmen,  silahlı devrim yoluyla bir proleterya iktidarını savunan DHKP-C ile aynı safta görülmesi sosyal demokratların ayıbıdır.

CHP sosyal adaleti savunurken, sermayeyi inkar etmiyor ezmeyen ,sömürmeyen, adaletli vergisini veren sermaye sosyal demokrasinin içinde elbette var olacaktır.

DHKP-C 'nin savunduğu silahlı devrimle geleceği iddia edilen düzenin adı ise proleteya diktatörlüğüdür yani komünizmdir.

Ben komünistim diyerek hala CHP 'de siyaset yapanları da ben anlamış değilim.

CHP hala bu kavramları anlatamamış, halk CHP'nin solunun ne anlam geldiğini bilmiyorsa ve nerede bir sol görürse onu CHP ile özdeş görmeye devam ediyorsa bu CHP'nin ayıbıdır.

CHP milletvekilleri alanlarda bu tür yapılanmalarla mesafe koymalıdır,yani silahlı eyleml savunan sol adına şiddeti savunan yapılara CHP alanlarda da mesafe koymalıdır.

Her gördüğü kalabalığa dalıp kol kola girmeyi siyaset olarak algılamaktan vazgeçip, kendi eylemini ve kendi sosyal katmanını alanlarda oluşturmalıdır.

Bunun yolu da kendi kitlesiyle yapacağı mitinglerdir.

Bu yapılmadığı taktirde eylemci ve şiddeti savunan sol eşittir CHP algısı dün nasıl algılanıyorsa bu günde öyle algılanacaktır.

CHP Sosyal demokrasinin sol anlayışını tam olarak Anadolu'ya anlatabildiğinde, tek başına iktidar olmasına hiç bir engel yoktur.

Çünkü toplumun %80 i dar gelirli ve yoksuldur ve bunların bulunduğu sınıf ise soldur.

Yeterki  CHP bunu anlatabilen sol kadroları oluşturabilsin ve eylemci solla şiddet kullanan adam öldüren solla bir ilişkisinin olmadığını halka anlatabilsin iktidar yolu açılacaktır..