Bizim ilk öğrencilik yıllarımız da öğretmenlerimiz derdi ki;

''İnsanları dinine, mezhebine, inancına, ırkına, etnik kökenine, diline, bulunduğu sosyal statüye bakmadan ve ayırt etmeden sevin''

Bizler bu inançla ve hümanist duygularla yetiştik.

Hayatımız boyunca da bundan ödün vermedik.

Bunu yaparken, yaptığımız işe ve siyasal sosyal çalışmamıza, inancımızı ve etnik kökenimizi bulaştırmamaya özen gösterdik.

İnsanların gözünün içine sokarak ibadet etmenin veya yardım yapmanın doğru olmadığına inandık.

Bu günlere kadar da dini siyasete alet eden partilere, derneklere mesafeli durduk ve eleştirdik.

Bu gün geldiğimiz noktada bütün bu değerlerin yerle bir olduğuna şahit oluyoruz.

Öyle bir noktaya geldik ki, artık herkes kendini ve sosyal çevresini etnik köken ve inançlarla belirler oldu.

İş hayatında da, partide de, dernekte de bu hale geldi.

Türk Türk'e,Kürt Kürt'e, Alevi Aleviye, Sünni Sünni'ye iş verir hale geldi.

Sünniler de kendi içinde tarikatlar şeklinde ayrışır oldu.

Her iş adamının ve her kurumun Sünnilik içinde tarikatları oluştu.

Bu tarikatlar o kadar çok ki, bu sayfada yazmaya kalksak yerimiz yetmez.

İşte bu anlayışların egemen olduğu ortamlarda bizim gibi evrensel düşünen insanlar bu durumu seyretmekten başka bir şey yapamaz oldu.

Çünkü biz hiç bir zaman inancımızı ve etnik kökenimizi hayatımızın hiç bir alanında kullanmadık.

Bizler yıllarca Milli Selamet Partisinden AKP ye kadar olan süreçte, Sünni İslamın siyasete alet edilmesine karşı çıktık.

Şu anda geldiğimiz yerde ise buna karşı çıkmak, dine karşı çıkmak gibi algılanır oldu.

Siyaset yaptığımız, üye olduğumuz CHP ilke olarak siyasal yaşamında laikliğe sıkı sıkıya bağlı ve dini inanç ve mezhepleri siyasetine alet etmemiş, ırkçılığa yani kafatasçı anlayış doğrultusunda Türkçülük yapana da, Kürtçülük yapana da mesafe koymuş, en azından koymaya çalışmıştır.

Bundan dolayı bizler CHP'ye sempati duyarız, bundan dolayı siyaset yapmanın yerinin orası olduğuna inanırız.

Böyle bir durum yok ama diyelim ki bir mezhep, örneğin Alevi inancındaki yurttaşlar CHP içinde Alevi inancının siyasallaşması yönünde partide egemen olsalar ve Sünni İslam inancında olan insanlara mesafe koysalar, bizim yıllarca karşı çıktığımız ''Dini siyasete alet etmeyin'' şiarına ters düşmüş olmayacak mı?

Elbette bu durum yaşandığı an da, benim gibi düşünen binlerce, yüz binlerce insan, CHP'deki siyaset yapma iradesini gözden geçirecek, belki de partiden istifa edecektir.

Bu durum yaşandığı taktirde, AKP Sünni İslam üzerinden siyaset yaparken, CHP Alevi İslam üzerinden siyaset yapmış olacaktır.

Bu durum da AKP eşittir CHP şeklinde algıların oluşmasına neden olacaktır.

İşte sayın Deniz Baykal bir konuşmasında ''CHP'liyim diyen insanlar, insanların inancına ve etnik kökenine kör olmak zorundadır'' demişti.

Ey CHP'liler lütfen bu sözlere kulak verin ve siyasal yaşamın içine ve CHP'nin içinde ne Sünni İslamın ne de Alevi islamın siyasallaşmasına izin vermeyin.

Çünkü CHP böyle bir çıkmazın içine girdiği anda, bu CHP nin sonu olur.

Çünkü AKP bu gün Sünni İslamın bütün alanlarını ele geçirmiş durumda.

Bizde Sünni İslamın karşısında duruyor gibi görünen başka mezhep ve inançları partinin ana felsefesi haline getiriyoruz görüntüsünü vermemiz bile partinin sonunu getirir.

Bunu anlamak istiyorsanız geçmişte belli mezheplere dayanarak kurulan siyasal partilerin ne hallere düştüğünü lütfen inceleyin.

Benim CHP'li dostlarıma naçizane önerim ne camiyi, ne cem evini ne de diğer inanç alanlarını CHP'nin içine sokmayın.

Sokanlar dar alanlarda kazanıyor görünebilirler, kendi şahsi menfaatlerine karşılık bulabilirler, kongrede ön seçim kazanabilirler ama bu hamleden parti kaybeder, Türkiye kaybeder.

Sonuç olarak sosyal demokratım diyen CHP'liler, evrensel değerlerin insanlığın ortak değerlerinin ve Birleşmiş Milletlerin kuruluş felsefesindeki gibi ''Yeryüzünde yaşayan bütün insanlık din, dil, ırk olarak eşit ve hürdür, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur'' ana felsefesine sarılmak zorundadır.

CHP, emekçi kesimler, ezilenler, küçük esnaf ve çiftçilerin sesi olmak ve evrensel değerlere sıkı sıkıya sarılıp siyaseti ilkel dar düşüncelerden arındırmak zorundadır.

Sonuç olarak CHP, Sünnicilik yapana da, Alevicilik yapana da, Kürtçülük ve ırkçılık yapana da kapının önünü göstermediği taktirde, bizim diğer partilere laf söyleme ve eleştirme hakkımızın olduğuna inanmıyorum.