BU EMEKLİLİK NE ZAMAN?

Sadece ''resim yapmayı çok seviyor olmak ve ressam olmayı çok  istemekle''  ressam olunmaz. Ressam olmak için evvela, doğuştan getirdiğiniz güzel resim yapabilme yeteneğinizin olması şarttır.  Sonra siz de zaten var olan bu kabiliyeti, gittiğiniz okullarda, katıldığınız kurslarda eğitim alarak geliştirebilir, çalıştığınız ve eserlerinize kattığınız özgünlük derecesinde  başarılı bir ressam olabilirsiniz. 

Bir işte başarılı olabilmek için, o işin gerektirdiği vasıfları taşıyor olmanız gerekir. Doktorsan öncelikle çok dikkatli ve soğukkanlı olmalısın ki hata yapmayasın. Kan gördüğünde düşüp bayılmayasın. Yani sadece tıp fakültesini kazanmakla, hastalıkları, ilaç isimlerini ezberlemekle, fiziği, kimyayı, anatomiyi çok iyi bilmekle iyi bir doktor olunmaz.  Ameliyat yapabilecek beceriye de sahip olman gerekir. Sakin, güler yüzlü,  iyi bir yönlendirici de olman gerekir ki başarılı bir doktor olasın. Bu özelliklerin bir tanesi bile siz de eksikse bu mesleğinize olumsuz yansır. Yaptığınız bir hata, bir dikkatsizlik bir cana mal olur. 

Şimdi gelelim siyasetçilerimize...

Çaplarına bakmadan, kendini siyasete adayan (!) siyasi liderlerimize...

Başarısızlık üzerine başarısızlık yaşayıp,'' bir daha ki sefere inşallah'' ümidiyle  ısrarla, inatla vazgeçmeyip şansını tekrar, tekrar deneyen mücadele ruhlu (!) azimli (!) kararlı (!) siyasi liderlerimize...

Mücadeleci olmak iyidir. Azimli olmak güzeldir. Vazgeçmemek harikulade bir şeydir. Ama bir yere kadar...

Olmayacak bir duaya amin denilmeyeceği gibi, olmayacak bir şey içinde mücadele edilmez.  Israr, mücadele, azim tutarlı olduğu sürece iyidir. O zaman başarıya ulaştırır insanı. Aksi takdirde yorar, tüketir, bezdirir...

İnadınız, pardon azminiz(?)  koltuk sevdanız,  pardon partinize olan tutkunuz (?)  isyan ettiriyor artık...

Bir insan, kendisine ikinci bir şansı vermelidir her zaman. Üçüncü bir şansı verirken, acaba bu şansı hak ediyor muyum diye biraz düşünmelidir.

Kendinize tekrar, tekrar şans verirken, bunu  düşünmekten  alıkoyan sebep, sakın bencilliğiniz ve çıkarlarınız olmasın?

Siz kendinize defalarca seçilme hakkı verseniz de Türk Halkı size bu hakkı vermiyor. Artık idrak etmenizi diliyorum, bundan sonrada vermeyecek!..  

Parti liderini ''başarısız'' bulduğu için yıllardır tuttuğu partisine oy vermeyen halk, emin olun bu seçimlerde de size oy vermeyecektir...

Siz hiç resim yapmayı bilmeyen ressam, ameliyat yapmayı bilmeyen bir doktor gördünüz mü?

Ama ülkemizde kendilerini dahi yönetemeyen, ama maşallah parti başına geçip ülkeyi yönetmeye kalkışan siyasi liderlerimizden gani, gani...

Defalarca aynı başarısızlığa uğradıysanız, bunun iki sebebi vardır. Ya gerçekten başarısızsınızdır. Ya da rakipleriniz çok güçlüdür.

Bu başarısızlıktaki yegane sebep ise,  sizin başarısızlığınızdır...

Aldığınız bayrağı taşımayı bırak, iki adım öne bile götüremediniz!...

Bencilliğiniz ve koltuk sevdanız yüzünden, bunu gördüğünüz halde gitmiyorsunuz...

Bu ülkenin liderlik vasıflarını taşıyan, ne konuştuğunu ne söylediğini bilen, hitabeti güçlü, gaflarına değil yaptığı zekice espirilerine güldüğü, doğru, dürüst siyasi liderlere ihtiyacı var!...

Muhalefet dahi olsa böyle liderler istiyoruz...

Kukla liderler istemiyoruz...

Yıllar, yıllar önce ağzından iki laf çıkacak diye iki saat ağzına baktığımız, burada ne söylemem gerekir, diye arkasındaki adama soran bir parti liderimiz vardı.

Şimdi de durum farklı değil!...

Parti liderlerimiz  ne, ne konuştuğunu biliyor ne de  ne yaptığını biliyor...

Sınıf başkanı bile seçilirken; sınıfın en çalışkanı, en aklı başında olanı, ve liderlik vasıflarını en iyi  taşıyan öğrencisi aranırken, partililer neden bu hassasiyetleri göstermiyor?

Başta söylediğim gibi, resim yapmak gibi doğuştan getirdiğin bir yeteneğin yoksa, ne kadar uğraşırsan uğraş, ressam olamazsın. Sadece resim yaparsın.

Kan görünce düşüp bayılıyorsan, anatomiyi istediğin kadar iyi bil, doktor olamazsın…

İğne yapmayı teorikte ne kadar iyi bilirsen bil, uygulama da elin titriyorsa hemşire olamazsın...

Liderlik ve yöneticilik gibi vasıflarda doğuştan gelir. 

Sonradan kazanılmaz. Taşıyorsan yaparsın. Taşımıyorsan gidersin...

Artık lütfen bu seçim kendinize verdiğiniz son şansınız olsun. 

Kaybeden, başarısızlığını  kabullensin ve bir zahmet gitsin... 

O bayrağı layıkıyla taşıyabilecek, hiç sendelemeden yükseklere çıkartıp, dalgalandırabilecek o kadar kişi var ki...

Artık bayrağı onlara devretme vakti gelmedi mi?

Artık siyasetten elinizi, ayağınızı çekip bahçenizde kendi organik domatesinizi, yetiştirme zamanınız gelmedi mi?

Eveeet ne dersiniz, artık emekli olma zamanı gelmedi mi?