Kürtaj kelime manası ile “kazımak”tan gelir. Teknoloji gelişse de uzun yıllar bu işlem, anne karnındaki bebeğin parçalanıp rahim duvarından kazınması suretiyle gerçekleştirilmiştir. Artık gerekmedikçe bu işlemden uzak durulmaktadır ve vakum yöntemi kullanılmaktadır. Bu şekilde anne sağlığı daha az riske girmektedir.

Kürtajın yasal süresi ülkemizde 10. haftaya kadarki gebelikle sınırlıdır. Yani artık fetus(!) diye adlandırılan, insan görünümünü(!) almış, tüm hayati organları oluşmuş canlı kanlı bir gebelik dönemi!

Son günlerdeki önemli konularımızdan biri “kürtaj yapılmalı mı yapılmamalı mı?”

Yapılması gerektiğini savunanlar; bunun kadınların hakları olduğunu, özürlülük gibi durumlarda ve özellikle de tecavüz sonrası gelişen gebeliklerde en tabii hakka girdiğini söylerler. Yapılmaması gerektiğini savunanlar ise bunu bir cinayet olarak görür ve bebeğin yaşama hakkı olduğunu söylerler. Bana göre bu konuda kilit nokta yaşama hakkı ve insani haklardır. Günümüzde tüm dünyada yaşama hakkı kutsaldır ve cinayet cezalandırılması gereken insani hakları çiğneyen bir suçtur! Bu uğurda cinayet işleyenlerin bile yaşama hakkı savunulmaktadır. Hatta insani olmadığı gerekçesiyle bazı kesimler tecavüzcülerin hadım edilmesine karşı çıkmaktadırlar. Fakat bu kutsal yaşamı koruma meselesi her defasında sadece gözle gördüğümüz, elimize aldığımız, kokusunu duyduğumuz insanları kapsamaktadır.

Bir bebek anne karnından çıkana kadar insan kabul edilmemektedir! Embriyo, fetus ve cenin gibi isimler ile adlandırılmaktadır. Fetus yani bebek doğana kadar canlı bir insan gözü ile bakılmadığından olsa kürtaj hak görülmektedir. O bebeğin yaşamını sonlandırmak cinayet kabul edilmemekte, insani bir suç işlenmemektedir! Oysa ne amaçla kürtaj olunmak istenirse istensin gerçek bunun ötesindedir. Bebek anne karnına düştüğü andan itibaren yaşama hakkı kutsal bir canlı olarak, bir insan olarak doğma hakkına sahiptir! Bu canı ne gerekçe ile olursa olsun sonlandırmak ise cinayettir!

Çocuğunun özürlü doğacağını öğrenen ebeveynler kürtaj yaptırmak istiyorlar. Hitlervari bir zihniyet ile kusursuz insan, toplum oluşturma gibi faşist bir düşünceye sahip değil iseniz bu bir bahane değildir. Sonradan sakat kalan, özürlü olan insanları da öldürmek gerekir o zaman.

Tecavüz kadın için korkunç bir fiziksel ve ruhsal şiddettir! Kadının insanlığına işlenmiş büyük bir suçtur! Fakat bu kötü durumdan oluşan istenmeyen gebeliklerden kurtulmak-her ne kadar o kadının ruhsal durumunu çok iyi anlasam ve istemesine hak versem de- yine bir cinayettir. Böyle bir suçun bedelini masum bir can mı ödemeli?

Kürtaj savunucuları bu konu üzerinde düşünürken bebeğin yani bir insanın yaşama hakkı konusu üzerinde de durmaları, bencillikleri içinde boğulmamaları gerektiği konusunda buradan çağrı yapıyorum. Ben anne karnındaki bebeklerin yani insanların da yaşama hakkı olduğunu savunuyor, kürtajın eşittir cinayet olduğunu ilan ediyorum; bu gerçeği görmek istemeyen, kabullenmeyenlerin inadına!