Herhangi bir ortama girdiğinizde orada bulunan insanları selamlamak insani değerlerin başında gelir.

Bunun için günaydın, merhaba, iyi günler, hayırlı işler dersiniz.

Bunlar Türkiye de yaşayan ve ortak dilin Türkçe olduğu bu ülkenin temel yaklaşımıdır.

Oysa son zamanlarda bunların hiç birisi yapılmıyor.

Bunun yerine ''Selamünaleyküm'' deniliyor.

Yani doğru biliyorsam Allah'ın selamı üzerinize olsun demek.

Bu şekilde Türkçe de söylenebilir hiç itirazım olmaz.

Bunu ben 16 yaşımda Kırklareli Atatürk Lisesine giderken kasaplar çarşısında bulunan bir berberden yediğim fırçadan sonra, o gün bu gündür diyemez oldum.

Berbere gittim yanımda okuldan bir arkadaşım vardı.

İçeri girdiğimde ''Selamünaleyküm'' dedim.

Berber ters ters yüzüme baktı ve dedi ki;

-''Siz hangi okulda okuyorsunuz?''

-''Kırklareli Atatürk Lisesi.''

-''Oğlum size Türkçe öğretmiyorlar mı, burası Arap ülkesimi ki, siz Arapça selam veriyorsunuz?''

-''Burası Kırklareli ve bizde Türkçe konuşuyoruz,sizde Türkçe biliyorsunuz.''

-''Bir daha selamınızı Türkçe verin.''dedi.

Çok mahçup olmuştum, o gün bu gündür Türkçe selam vermeye özen gösteririm.

Yani iyi günler, hayırlı işler, günaydın, merhaba, iyi akşamlar ve bunun gibi...

Bunu nereden çıkardım?

Gerçekten ülkenin Arap kültürü ve Arap alışkanlıklarına doğru sürükleniyor kaygısı yaygın.

Bunun dindarlaşmayla da ilgisi yok.

Türkler binli yıllarda İslamla tanıştığından bu yana İslamı yaşıyor ve İslamla büyük bir sorunu da yok.

Asıl sorun, Arap olmak ve Arap geleneklerini benimsemek ve Arap gibi yaşamak konusunda kaygılar yaygın.

Bütün bunlar olurken sayın başbakan da Arap giysilerini giyince eyvah ne oluyoruz, batıya dönük olan yüzümüzü Arap'a mı dönüyoruz kaygısı artmış görünüyor.

Şunu da anlayışla karşılayan, dillendiren olabilir.

Ben Arap gibi yaşamak istiyorum, onlar gibi beş kadın almak, kadını eve hapsetmek, kadın yönetici olmasını, kadının ehliyet almasını, araba kullanmasını,sokağa yalnız çıkmasını, yalnız başına alış veriş yapmasını istemiyorum diyebilir.

Bu tür yaşamı kadına dayatan anlayışı özleyen ve isteyen, kendine güvensiz, kişiliksiz ve erkek egemen bir toplum özlemi içinde olabilirler.

Bu isteklerin hiç birisinin İslami kaynaklarla veya Kuran'la ilgisinin olmadığını biliyoruz.

Birinci meşrutiyete gelen süreçten bu yana batıya dönük olan yüzümüzü Arap'a ve Doğu'ya dönüyorsak veya döneceksek ,''Bu neyin hayranlığı?'' diye sormadan edemiyoruz.

Şundan olabilir mi?

Biliyorsunuz parası olan adam sempatik olur, kusurları görülmez aptallıkları kapanır.

Parası olan adam akıllı adamdır.

Paralı adam her konuda haklıdır fikri, bizim gibi toplumda yaygın ve kabul gören bir yaklaşımdır

Arapların çok parasının olması ve parayı ve malı mülkü sevenler Arapları bize sempatik göstermiş olabilir mi?

Son yıllarda Türkiyeyi ayakta tutan sıcak paranın en büyük bölümü Araplardan geliyor.

Ne olursa olsun ben Arapların ve Arap kültürünün bu ülkeye iyi şeyler getirmeyeceğine inanıyorum.

Bu ülkede bin yıldır yaşanan Türk geleneklerine, farklı etnik kökenlerin de ortak paydada buluştuğu bu geleneklere sahip çıkalım ve tekrar bir kez daha ''Ne Arap'ın yüzü ne Şam'ın şekeri'' diyerek binlerce yıldır yaşadığımız aydınlık kültür yolunda devam edelim, derim.