Türkiye’de tarihinde görülmemiş zafiyetler yaşanıyor. Bugün geldiğimiz noktada bu zafiyetlerin bir sonucudur.

Dün terör örgütüyle masaya oturup, terör örgütünü bir devlet yerine koyan her söylediği neredeyse ‘evet’ algısı ile halka sunulan bir ortamla 7 Haziran 2016 seçimlerine girdi Türkiye...

AKP’nin tek başına iktidar olamaması üzerine ortalık karıştı. Derin bir el Ankara’da bombayı patlattı. Ardından Başbakan Davutoğlu açıkladı...
- Ankara patlaması oyumuzu artırdı...

Sonrasında terörle ilgili milliyetçi söylemler başladı. O güne kadar masada oturdukları PKK ve siyasi uzantısı HDP ile bir anda aralar bozuldu. Neden iktidar elden gitti...

Türkiye ardından terör diye sunulan ama gerçekte bir iç savaşa girdi Güneydoğu illerinde... Çünkü o bölgede yaşanan artık bir iş savaş.

Bunu devletin en tepesindeki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da kabul etti, hemen altındaki Başbakan Ahmet Davutoğlu’da...
Cumhur Başkanı Erdoğan bir konuşmasında ne dedi...


- Güneydoğu illerimizi onlara bırakmayacağız. Geri alacağız.
Bu nasıl bir söz. Bu Güneydoğu illerinin gittiğini, işgal edildiğini en üst ağızdan itiraf eden bir söz değil mi?
1 Kasım 2016 seçimleri öncesi “tek başına iktidar istikrar” sloganı ile halkın önüne çıkan Ak Parti, sanki 13 yıldır iktidarda değil dide vatandaştan yeni bir talepte bulunuyordu.

Böyle bir algıyı insanlarımıza yediriyor ve iktidar olmak istiyordu.

Evet, Türkiye’de halk AKP’nin bu söylemlerine inandı.

Çünkü, AKP siyaset değiştirmişti. Güneydoğu’da daha düne kadar teröristlerle pazarlık yapıp bir dediğini iki etmiyordu. Ancak, bu seçim çalışmalarında önceki tutumlarından dolayı Kürt vatandaşlarımızı HDP’nin yanına itmiş buna tepki duyanlar ise zaten MHP tarafındandı... Yani iki Milliyetçi partiye karşı bir tavırla seçim stratejisi belirledi...

Başarılı da oldu. Her iki partinin oylarını düşürdü ve tek başına iktidar oldu...

Peki tek başına iktidar oldu da istikrar oldu mu?

Her şey ortada...

O günden bu yana Türkiye bir iç savaş yaşıyor...

Çünkü, AKP’nin açılıp politikaları sırasında terör örgütü PKK iyi açıldı..

Öyle bir açıldı ki, güneydoğu illerimizi adeta işgal edecek bir güçle açıldı...

Türkiye bugün Ak Parti iktidarının yarattığı bu acıyı yaşıyor...

Silahlar şehre inmiş, depolanmış, yerlere tuzaklanmış...

Nasıl bir devlet idaresi ve istihbaratı varsa...

Bunları kimse görmemiş... Ve bu gün bunların hesabı sorulan kimsede yok devleti idaresinde...
Cumhurbaşkanı bir çok itirafta bulunda...

Kendisini Fethullah Gülen (FETÖ terör örgütü oldu) kandırmış, Suriye Devlet Başkanı Esad (Kardeşim Esad diyordu) kandırmış, PKK kandırmış...
Şimdi son zamanlarda öyle gözüküyor ki, ABD’de kandırmış, Rusya zaten kandırmış...


Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan bu güne kadar devletin içinden elinin altında olan kadrosundan kendisini kandıran hiç kimseyi açıklamadı ve görevden almadı...

Öyle ya...

PKK ile olan görüşmelerde dışardan bakıldığında bunu MİT dışında organize edilmesi mümkün görülmüyor.

MİT müsteşarı Hakan Fidan hala görevinde... Hem de siyasi kimliğini ortaya koymasına rağmen... (AKP Millitvekili aday adayı olmuştu.)

Görüşmelerin önde gelen ismi Dolmabahçe’de poz verip açıklama yapan Yalçın Akdoğan Başbakan Yardımcısı...

Devletin içinde bu işin önünde görünenler ödüllendiriliyorsa, burada tek söz sahibi ve her şeyi emirle yaptırdığı gibi bir algı oluşturan tek kişi idarenin en tepesi, en güçlü kişisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kalıyor...

Şimdi Başbakan Ahmet Davutoğlu’da benzer söylemlerin içine düşmeye başladı.

"Geçmişte vatanı bölmek isteyen düşmana ve işbirliği yapanlara nasıl dik durduysak, bugün de şu veya bu şekilde istilacıların, onların piyonları olan bölücü terör örgütüne de aynı şekilde dik duracağız" diyor Davutoğlu...

Bu sözleri söyleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı...
Bu Başbakan Ahmet Davutoğlu, birkaç yıllık olabilir... Ama bu ülkeyi 2002’den bu yana partisi yönetiyor... Ve halkın bu güne kadar hiç bir siyasi partiye vermediği bir güvenle... 7 Haziran 1 Kasım 2015 arasını saymazsanız 3 dönem üst üste tek başına iktidar Ak Parti...

Şimdi sormak istiyorum, “Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu ülkeyi sözünü ettiğiniz istila durumuna kim getirdi, nasıl geldi. Bu ülke istila durumuna gelirken devleti idare eden sizler neredeydiniz. Sizde yine Başbakanlığınızdan önce önemli bir görevdeydiniz. ‘Dışişleri Bakanı’ydınız... Ve bugün tüm sorunlar dışta ve dış destekli Güneydoğu’da....

Yoksa seni de kandırdı birileri...

Bunlar bir ülkede idareyi elinde bulunduran insanların acizini ve gafını gösterir.

Halkımızda öyle bir algıya kapılıyor ki, “Terör örgütüne gereken ders veriliyor. İktidar doğru yapıyor”

Evet bugün yapılan doğru olabilir. Ama buraya nasıl geldik. Herkes kendini o Cizre’deki, Sur’daki bir ailenin yerine koysun, çoluk çocuğu ile o çatışmanın içinde kaldığını bir hissedip empati yaparak yorumlarını yapsın... O zaman birilerinin söylemleriyle değil, hissettikleriyle yorumlayabilecekler... Orada ki çocuklarımızın Suriye’den gelen sığınmacılarla bir farkı kalmadı. Kendi ülkelerinde sığınmacı durumuna düştü.

Bu ülkede bölücü örgüt PKK 30 yıldır var ama hiç ir zaman bu kadar güçlenip şehirlerde olamadı. O günlerde terör yapıyorlardı... Bugün iktidarın tavizleriyle karşı bir ordu gibi iç savaş yürütüyor adeta...

Bunların analizinin iyi yapılması gerekir.

Sonuç; kim ne yaparsa yapsın, bu ülkenin bir karış toprağını bile bu millet böldürmez, bir yere verdirmez. Son nefesimize kadar bunun mücadelesini veririz. Ancak yanlış politikalarla bu ülkede kardeşin kardeşe kırdırılmasına da müsaade etmemeliyiz....


Yazacak söyleyecek çok şey var.