"Fişi o gün çekseydik ne Digitürk kalırdı ne de sponsorlar. UEFA 'sıfır tolerans' diye diye bizi bitirdi. Şimdi 'İstediğinizi yapın' derlerse, ellerimi kaldırır teslim olurum!"

Bu sözler Milli Takım Eski Sorumlusu Cüneyt Tanman'a ait.

Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın ardından, milli takımlar sorumluluğundan ayrılan Cüneyt Tanman, Bugün gazetesine konuştu.

Tanman, UEFA'nın 'sıfır tolerans' prensibiyle kendilerine yaklaştığını vurguladı. Şöyle devam etti:

"UEFA bizi ve Mehmet Ali Aydınlar'ı 'sıfır tolerans' diye diye bitirdi. Biz UEFA'yı sıfır tolerans prensibiyle tanıyoruz. Bu nedenle Türk futboluna zarar gelmesin diye çalıştık. Bu dönemde 'Tamam istediğinizi yapın' derse, ellerimi kaldırır teslim olurum! Futbol konusunda artık konuşmamıza gerek kalmaz. UEFA'nın blöfü söz konusu değil. Yazıları federasyonda duruyor. 'Önlem alın, almazsanız biz alırız' demeye getiriyor."

Sezon başında niye ceza verilmediğini ise Tanman iki gerekçeyle açıkladı:

58. MADDE ADİL DEĞİLDİ

"Aydınlar hak yememeye özen gösterir. Hukuksuz bir yol izlemekten kaçındı. İkincisi de şu, tüm takımlar transferlerini yapmış. Kredilerini almış. Bütçelerini hazırlamış. 7-8 takım düştüğünde ne Digitürk kalırdı ne de sponsorlar. 58. madde çok adil değildi. Bu maddeyi uygulayıp bir anda fişi çekemezdik."

HAKSIZLIK OLMADI

O dönemki federasyonun Fenerbahçe'ye karşı tavır aldığı iddiası için ise Tanman "Asla böyle bir duygu ve düşünceye kimse kapılmadı. Tam tersi oldu; böyle bir dönemde Fenerbahçe'ye sahada veya dışarıda yanlış yapılmaması için herkes özen gösterdi. Fenerbahçeliler'in Mehmet Ali Aydınlar'a teşekkür etmesi gerekirken tepki göstermesi inanılmaz bir olay" ifadesini kullandı.

FENERBAHÇE UZAK DEĞİL

Tanman ayrıca adı son günlerde Fenerbahçe ile yeniden anılan vemayıs ayındaki kongrede aday olacağı belirtilen Aydınlar'ın düşüncelerinin ne olduğunu paylaştı. Tanman "Dürüstlüğüne şahit oldum. Fenerbahçeliliği onu mutlaka etkiledi ama kimsenin hakkını yemedi. Hayatta ençok korktuğu şey hak yemektir. Futboldan kopmaz" diye konuştu.

TAKDİR EDİLMELİ

Geçtiğimiz günlerde eski yönetim kurulu olarak Aydınlar'ın yemek davetinde buluştuklarını belirten Tanman "Son veda yemeğinde, bir baktım, başkan pozisyonlar hakkında yorum yapıyor. O hafta oynanan maçları konuşuyor. Döndüm ve 'Başkanım, bu yaşadıklarından sonra halen futbol konuşuyorsun' dedim. Cevabı, 'Ne yapayım, ruhuma işlemiş futbol.Nasıl kopayım' cevabı verdi. Federasyon Başkanlığı da Fenerbahçe Başkanlığı da ona uzak değil. 8 ayda 10 yıllık tecrübe edindi. Daha da hırslandı. Boğazına bir şeyler takılmış durumda" dedi.

Tanman şöyle devametti:

"Mutlaka Fenerbahçe başkanlığını isteyecektir. Bunu başarabilir de. Bir insanın başına futboldan dolayı bukadar iş gelecek, halenfutbolu severek konuşacak. Çok ilginç."

AYKUT KOCAMAN YANLIŞ ANLADI

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman sürecin başında "Futboldan anlayanlar maçları izlesin ve karar versin. Federasyonda futboldan birisi var. Cüneyt Tanman" demişti. Tanman'ın ise "Burası muz cumhuriyeti değil. Hukuk var" cevabı vermişti. Tanman buna da açıklık getirdi:

"15-20 dakikalık bir sohbetten bu manşet çıkarıldı. Halbu ki ben Fenerbahçe'yi kastetmedim. Federasyonun ciddi bir kurum olduğunu, etik ve disiplin kurullarının varlığını ifade ettim. Cüneyt Tanman bir maçı izleyip karar veremez. Bu büyük sorumluluğa Tanman'ın çapının yetmeyeceğini belirttim. Öncesinde de bana güvendiği için Kocaman'a teşekkürüm var. Ayrıca bunun sonu gelmez. Altıpasta hata yapan, her hatalı gol yiyenin adı şikeciye çıkar."

HİDDİNK'E 20 FUTBOLA 10

Aydınlar Federasyonu'nun icraatlarından birisi de alt milli takımlardan sorumlu Ersun Yanal'ı yollamasıydı. Tanman o dönemi tüm samimiyetiyle anlattı:

"Yönetime geldiğimizde Hiddink ile Ersun Yanal arasında sorun vardı. Ancak konuyu önce araştırdık. Ümit Milli Takım dahil tüm alt takımlar Yanal'a bağlı. Birbirlerini beslemeleri gereken iki insan bırakın aralarında rapor vermeyi, bir araya bile gelmiyorlardı. Sistem sağlıksız kurulmuştu. Ersun Yanal'a zaten herkes karşıydı."

"Hiddink'e inanılsaydı, maliyetine katlanılırdı. Teknik direktöre 20 milyon lira öderken, Türk futbolunun gelişimine 10 milyon lira ayırıyorsunuz! Bu yanlışlığı düzeltmeye karar verdik ve yolları ayırdık."