İşte İhsanoğlu’nun açıklamasından satır başları:
‘Yeter söz milletin’ sahipleri bu bölgeden yetişmişlerdir. Ege tarımın sanayinin ticaretin modern teknolojinin ilk geldiği yerlerdir. Buradan başlamak elbette bizim için bir hayır vesilesi olacaktır ve uğurlu bir başlangıç olacaktır. 

Türkiye nasıl bir cumhurbaşkanına ihtiyacı var? Türkiye’de cumhurbaşkanlığı makamı acaba belirli insanlara mı aittir? Türkiye’de 76 milyon insan içerisinde şüphesiz ki çok sayıda aday layık insan vardır. 

Türkiye’nin yetiştirdiği siyaset adamları ister Meclis’te ister dışarda olsunlar, bürokratlar bilim adamları sanat adamları sendika liderleri Avrupa’da bu kaynaklardan cumhurbaşkanı oluyor. Bugün Avusturya’da Almanya’da İtalya'da birinci dereceden siyasilerden seçilmiyor. Neden? Çünkü orada parlamenter sistem var. 

Uygulama icra yürütme mevkii orasıdır. Ama devletin başına seçilecek insan devletin bütünlüğünü ve toplumun dirliğini temsil eden birisi olması lazım. 

Bu vasıflarla yola çıktığımız için biz eminiz ki millet bu konuda en doğru kararı verecektir. Biz düşünüyoruz ki 76 milyon insan, meşrepleri, dini inançları, mezhepleri ne olursa olsun, ailelerin geldiği etnik menşeileri hangi bölgeye ait oldukları bunların hiçbirisi bir ayrımın gerekçesi olamaz. Bunlar bizim zenginliğimizdir. Biz bu zenginliğimizi ilelebet korumak durumundayız.

1280’den bugüne kadar bu diyar bizim diyarımızdır. Benim annemin ailesi Aydın’dan Rodos’a gitmiştir. Biz bu aile mezhebimizi koruyoruz. Ben burada bu sebepten dolayı hem bir insan olarak ayrıca cumhurbaşkanı adayı olarak burada bulunmaktan, Aydın’ın önemli yerini vurgulayarak çok büyük onur duyuyorum. Bunun uğur getireceğine inanıyorum. 

Basının bu ilgisi hakikaten bizim moralimizi yükseltiyor. Basının ilgisi ve objektif olarak gerçekleri fikirleri programları düşünceleri doğru bir şekilde nezih bir şekilde yansıtması bu kampanyanın en önemli silahlarından birisidir. Halkın gösterdiği bu samimiyet doğrudan doğruya alaka bizim bu seçimdeki en büyük teminatımız. Diyorlar ki sizde devlet imkanı yok, uçaklar yok. Devletin bütün gücü ve partinin bütün gücü, partiyi destekleyen büyük çevrelerin desteği yok. Doğrudur yoktur. Orantısız ölçüsüz farklar var, farkındayız. Ama bunların hepsinden büyük hakkın halkın iradesi var. 

Rahmetli Turgut Bey yola çıktığı zaman devlet kendisinin karşısında hazırlık yapmıştı. O günkü muktedirler bir plan yapmıştı, isimler yapmıştı. Onların şuraya gelecek, hükümet şöyle olacak diye bir senaryo yapılmıştır bir yerlerde. Ama halk ne yaptı? Turgut Özal’ı bir bürokratı getirdi. Türkiye’deki en büyük devrimi dönüşümü ekonominin önündeki engelleri kaldıran, Türkiye’de ekonomi turizm tarım gelişiyorsa rahmetli Turgut Bey’in yaptığı reformlarla olmuştur. Biz de inşallah hakkın rızasıyla ve halkın desteğiyle geleceğiz.