“Babam hasta ruhlu bir adamdı, ölsün de kurtulalım derdim. ‘Niye annemi dövüyor, niye bizi dövüyor’ diye düşünüp ölsün diyordum. Zaman geçtikçe anladım babamın sağlıklı olmadığını. Bugün babama yapamadıklarımı insanlara yapmaya çalışıyorum. ‘Ah babacığım, erken gittin. Yaşasaydın beni biraz da daha yaşatabilseydim seni’ dediğim çok olur.

“ERKEK KARDEŞİM UYUŞTURUCU BATAĞINDA”


“Hala bir erkek kardeşimin bazı sıkıntıları ile uğraşıyorum. Psikolojisi bozuk insan başka şeylere düşüyor. Kardeşimin biri çok kötü uyuşturucunun içine düştü, ekranlarda da paylaştım. Hastaneye bile kapattığımızda, torbacıların gelip camlardan attığını biliyorum. Kardeşimi çok kötü kullandılar, Emniyet de bunu biliyor ama kardeşimin etrafını temizleyemiyorum. Ben ne kadar düzgünüm, aileme o kadar düşkünüm ama kardeşim öyle değil ya da çevre kötü diyorum. Kardeşimi hastaneye yatırıyorum, hastaneye gelip çocuğu buluyorlar, nereye gideceğimi şaşırdım. Benim kardeşim şu an yine cezaevinde uyuşturucudan. Çocuğu başka şekilde de kullandılar. Bugün cezaevine girip cezasını çekecek, adam olup çıkacak. Olmuyorsa yine cezaevine girecek. Böyle de bir ablayım.”

“KARDEŞİM ABLAMIN EVİNİ HÜCRE EVİNE ÇEVİRDİ”


“Kardeşim eşinden ayrıldı, ablama ait olan bir evde yaşıyor. Tabii ki annemin eli üzerinde. Evi ne yapmışlar biliyor musunuz? Sanki bir hücre evi… Ne kadar içici varsa, ne kadar satıcı varsa evde, düşünebiliyor musunuz? Benim çektiğime bak. Apartmandakiler benim hatırım için idare ediyorlar. Kimse de bir şey diyemiyor. Allah korusun bunlar içip içip orada insanlara rahatsızlık veriyorlar. Çoluk var çocuk var. Benim çektiklerime bakar mısınız.. Kardeşim cezaevine girecek cezasını çekecek, yarın adam oluyorsa olacak. Olmuyorsa yine cezaevine girecek… Böyle de bir ablayım.”

“SİNAN’IN DIŞINDAKİ EVLİLİKLERİMİ SAYMIYORUM”
“Benim için ‘altı evlilik yaptı ve ayrıldı’ denmesin. Ben bir evlilik yaptım ve ayrıldım. O da çocuğumun babasıyla olan evliliğim, onun dışındakileri saymıyorum. Düzgün yaşadım evlendim, ayrıldım. Bana göre bahsedilecek bir şey varsa, bir evladım var, çok iyi bir babası var. Allah ondan razı olsun. Sinan Engin çok doğru bir adam. Çok iyi, çok vicdanlı bir adam. Çocuğunu da öyle insanca yetiştiren bir adam, çok şanslıyım bu konuda. Erkek evladın olunca hayatını yalnız idame ettiren bir kadın olarak korkuların ve kaygıların daha fazla. O yüzden çok şanslıyım, Sinan gibi bir adama çocuk doğurduğum için. Oğulcan babasına çok düşkünzaten, inanılmaz iyi arkadaşlar.”

“DERİN BİR AŞK YAŞAMADIM”

“Daha derin bir aşk yaşamadım. Beni böyle tepe takla edecek bir aşk çıkmadı karşıma. Annemi çok seviyorum, oğluma aşığım ama beni silkeleyecek bir aşk daha yaşamadım. Belki 40’ımdan sonra bulurum!”

“EVLİLİĞİ BECEREMİYORUM, ÇOK BAŞARISIZIM”


“Oğlumun yasağı var; artık niye evleneyim ki, zaten beceremiyorum çok başarısızım”

“DOĞUŞ’LA AŞK YAŞIYOR DEDİKLERİNDE ÇOK ÜZÜLDÜM”


“ Çok üzüldüğüm bir konu bu. Hayatımdan çıkarmak istemediğim, yaptığı işlere çok saygı duyduğum bir isim ve o benim kardeşim. Etrafımdakilere bile ‘Aman dikkat edin, evli adamlardan uzak durun. Bu adamın fantezisinden öteye gidemezsiniz’ diyen bir kadınım. Doğuş benim arkadaşım. Bu laflar beni çok üzdü. Ben zaten böyle bir şeyi deşifre ederim, niye saklayayım ki. Birlikte bir şarkıyı düet yapıp bunu da sokak çocuklarına bağışlayacaktık. Doğuş zaten kendini paralıyor sokak çocukları için ve onun yaptığı her şeye inanıyorum. Sokaktan gelmiş bir çocuk ve bunları paylaşmış, anlatmış. Onlar için bir şeyler yapmak istiyor. Tuttular ‘Aşk dediler, yakalandılar’ dediler. Bu ne ya? Ve ben çıkıyorum ‘O benim kardeşim’ deme tavizini veriyorum. Allah Allah, kanırtıyolar üstüne yapışıyor. Onunla daha çok bir araya geleceğim, beraber birçok işe imza atacağız. Program yaparken Doğuş’u ve Hilal’i konuk aldım. Evlendi eşi ile konuk aldım, olacak iş mi? Komik komik şeyler.”

“TUNA KİREMİTÇİ ÇOK YAKIŞIKLI BİR ADAM”

“Kendisi ile röportaja gittim, bayıldım. ‘Ben bu adamı daha önce nasıl görmedim’ dedim. Çok yakışıklıbir adam. Bir araya geldik, ‘Sen niye bana köşende hep kötü yazıyorsun’ dedim, ‘Beni tanımıyorsun, oğlumun arabasını yazıyorsun. Ben vergi rekortmeni kadınım’ dedim. Ben röportaja gittim, kendimi anlattım. Çok güzel dinledi beni ve ‘Hakikaten çok yakışıklı adammışsın’ dedim. Gülmek bu kadar mı yakışır bir adama. Köşesinde benim hakkımda çok güzel şeyler yazdı. Bana olan hayranlığını dile getirdi. Ben de havaalanında elimde kendisinin kitabını okurken yakalandım. Programda konuğum Ebru Yaşar’dı ve ‘Ne kadar güzel gamzeleri var, en son gördüğüm gamzede kaldım. Tuna Kiremitçi’nin gamzeleri’ dedim. Yılın bomba aşkı diye çıktı. Kendisinin hayatında bir kadın var ve aşk falan yok. Adamı kaçırdım kabul ediyorum. “

“SOMALİ’YE YÜREĞİYLE TEK GİDEN NİHAT’TI”


“Nihat’ın yaptığı her şeyle ilgili bana bir kere sallıyorlar. Nihat ne yaparsa yapsın bunu başımıza sen sardın diyorlar. Nihat özü sözü bir adam, yüreği temiz bir adam. Biz ayrıldıktan sonra bana karşı duruşunu hiç bozmadı ben de ona karşı bozmadım. Nihat’ın çok saygı duyduğum bir annesi var, Nihat’ın da çok saygı duyduğu bir annem var. Onlar Survivor finaline giderken havaalanında annemle karşılaşmış, gidip yanına elini öpmüş. Yani, Nihat iyi yürekli biri. Eğer bunları yapıyorsa bir bildiği vardır. Ne güzel bir reklam filmi çekti, yapmak istediğini başardı. Ben hiç yadırgamıyorum. Çok saygılı bir çocuktur. Bir süreç vardır busüreci bu günlere gelebilmek adına ayrı geçirmelisiniz. Ben bu krizi çok güzel yönettiğime eminim. Ben ayrıldıktan sonra asla görmem, en az iki sene. Adam gibi oturabilmek için.

Bakın şu an Nihat diyebiliyorum. Karşılaştığımızda o heyecan, o tansiyon, o hırs gitti artık. Ben ayrıldığım insanlarla koloni halinde yaşayacak tip değilim. Nihat sanatçı kimliği olan biri ve karşılaşacağımız çok yer var ve karşılaştık da. Ama ben görmem. Ben bir saygısızlığı ile karşılaşmadım. İzlediği politika ile iyi yapıyor, o kadar zeki ve bunu o kadar iyi kullanıyor ki, doğru işler yapıyor helal olsun. Somali’ ye en çok yüreği ile giden de Nihat’tı. Savunmak için değil ortaya konuşuyorum. Somali’deki o kadar açlığın üzerine en iyi o anlamıştır onları. Dini bilgisinin farkında mısınız, ben bilirim onun dini bilgisini, zamanında ‘seccade tespih elinde geziyor’ dediğimde reklam yapıyor dediler benim için.”

“MAHSUN’U AYAKTA ALKIŞLIYORUM”

“Mahsun’u ayakta alkışlıyorum. Tebriklerimi her karşılaşmamızda söylüyorum. Helal olsun yaptığı işler muazzam. Kendini nasıl yetiştirdi. Aslan gibi delikanlı, aslan gibi işler yapıyor. Bana da böyle güzel konuşmak yakışır kötülemek değil. Benim komşum zaten kendisi. Geçen annesini gördüm, ellerine yapıştım çok sever beni, kulakları çınlasın.”

“İSTENMEYEN GELİN OLDUM”


“Bir evliliğimde ‘istenmeyen gelin’ oldum. Onlar da sonradan anladılar ama iş işten çoktan geçmiş oldu. Olsun. Ben o zaman bile ‘boşandık, ayrıldık demek ki kayınvalidemin kafasındaki gelin modeli değilmişim’, dedim yoluma devam ettim. Çok üzüldüm, içim çok acıdı. Ayrılmasaydık, kesin iki çocuğum daha vardı”

“İBRAHİM TATLISES PENÇELERİ İLE YERE ÇAKTI BENİ”


“İbrahim Tatlıses’le birlikte çektiğimiz bir filmde, yeşil şalvar bir tulum var üzerimde, ben ona ihanet eden kadın rolündeyim. Sahnede bana vuracak, benim de kendimi savunmam lazım. 18 yaşında, dal gibiyim. Ben zannediyorum ki bana şöyle bir hafif vuracak. Resmen vurdu, yuh be. Kendime gelemedim. Pençeleriyle yere çaktı beni. Travma geçirdim, boyunlukla gezdim.”

“İBRAHİM AYNI İBRAHİM”


“Geçen gün telefonla görüştüm. Yine talimatlar yağdırıyor bana, hiç değişmiyor. Ona bir şey olmaz, dokuz canlı o. Vallahi bir şey olmaz.”

“FATMA GİRİK DİYETİYLE ZAYIFLADIM”


“Fatma Girik reçete verdi, ‘Kızım günde bir öğün yiyeceksin’ dedi. Ben de bir öğün yiyiyorum. Aralarda ceviz, bir kaşık bal ile geçiştiriyorum. Her şeyden az tüketiyorum. Hiçbir şeyin fazlası iyi değil.”