Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2021 yılında ülkemiz 1 milyon civarında yabancı hastayı ağırladı. 2023’te ise 1,5 milyon hasta ve 10 milyar dolar gelir öngörülüyor. Sağlık turizminin bileşenlerinden ağız ve diş sağlığında ise ülkemiz gün geçtikçe değer kazanıyor, yabancıların tedavi talepleri artıyor.

Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde 8 Mart Kadınlar Günü ve 14 Mart Tıp Bayramı coşkusu Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde 8 Mart Kadınlar Günü ve 14 Mart Tıp Bayramı coşkusu

Diş hekimi Figen Şencan “Türkiye ağız ve diş sağlığı konusunda, diş hekimlerimizin tecrübesi, sahip olduğumuz ileri teknoloji, hızlı ve kaliteli tedavi süreci ile Avrupa’nın gözdesi haline geldi. Ayrıca sağlık turizminde vize kolaylığı, coğrafi konum, uçuş maliyetlerinin düşüklüğü, yüksek kurun sağladığı fiyat avantajıyla birlikte Avrupa vatandaşları açısından ülkemizin cazibesi artıyor. Diş tedavisinde dünya standartlarının üzerindeyiz.” dedi.

Yabancıların ilgisi artıyor

Diş tedavilerinde yurtdışından Türkiye’ye artan yoğun bir ilgi olduğuna dikkat çeken diş hekimi Figen Şencan “Türkiye sağlık turizminde son 10 yılda ciddi yatırımlar gerçekleştirdi. Ülkemizin dental turizm anlamında insan kaynağı, diş hekimi, yetki ve yeterlilik anlamında hiçbir eksiği yok. Artık dünyanın her yerinden birçok farklı ülke vatandaşı sağlıkta ülkemizi tercih ediyor, hastalarımızın %80’i yabancı ülke vatandaşlarından oluşuyor. Sağlık hizmetlerinin çok pahalı olduğu Avrupa Birliği ülkeleri Almanya, Fransa, Hollanda ve ABD’den tedavi olmak için Türkiye’ye gelenlerin sayısı artıyor. Diş tedavileri için ülkemizi ziyaret edenlerin memnuniyet oranı yüzde 90’lara ulaşmış durumda. Dental tedaviler genellikle yüksek maliyetlidir, hastalar ortalama kişi başı 5.000 Euro civarında harcama yapıyor. Sağlık turizmi için gelen turistler, normal turistin beş katı kadar döviz bırakıyor ve sadece tedavi olup dönmüyor. Hem konaklıyor, tatil yapıyor hem tarihi yerleri geziyor. Bu yüksek potansiyelimizle elde ettiğimiz başarılarımızdan çok daha fazlasını yaparak sağlık turizminde ilk sıralara yerleşebileceğimiz inancındayız ” dedi.

Öncelikli tercihler implant, protez ve gülüş tasarımı

Şencan, yabancıların öncelikli tercihleri hakkında bilgi verirken ise  “Sağlık turizmi yalnızca fonksiyonel diş tedavileri açısından değil, estetik kaygılarla kozmetik diş hekimliği alanında da ilgi görüyor. Dijital diş hekimliğinin en önemli avantajlarından biri estetik gülüş tasarımı yapılabilmesi. Protetik ve restoratif tedavileri içinde barındıran ‘Gülüş Tasarımı’ için çok fazla talep var. Mikro kamera yardımı ile üç boyutlu hale dönüştürülen dişler üzerinde, bireyin yüz ve ağız yapısına uygun olarak, sanal aşındırma, ekleme, kontur değişikliği yapılabilmesine olanak veren teknolojiler kullanıyoruz. Dişlerin bitmiş hali kurgulanarak bireyin gerçek yüz fotoğrafı ile uyumlanarak restorasyon bitmeden önce ekranda görülebiliyor. Gelişen teknoloji implant tedavilerinin başarısını da artırdı. Bilgisayar ile klinik ortamda diş tedavileri kısa sürelerde bitirilebiliyor. Ülkemizde ağız ve diş cerrahisi (İmplantoloji) ve protez tedavisi (Protezler, kuronlar, lamineler) başta ihtiyaç duyulan her türlü tedavi uygulanmakta. Türk diş hekimleri olarak yüksek teknolojimizle, makul fiyatlarımızla, hızlı tedavi süreciyle çok kısa süreler içerisinde sorunlara çözüm üretiyoruz” dedi.

Ağız ve diş sağlığında bunlara dikkat

Diş hekimliğinde 25 yılı geride bırakırken en sık gözlemlediği hatanın ihmal olduğunu, insanların basit bir şekilde çözülebilecek problemleri erteleyerek zamanla çok daha zor durumda kaldıklarına sıklıkla şahit olduğunu belirten Şencan, ağız ve diş sağlığı konusunda doğru bilinen yanlışlara da dikkat çekti.  Şencan “Çürükler en başta müdahale edildiğinde küçük bir dolguyla diş kaybetmeden kolayca sorunlar çözülebiliyor. Ama ihmal edince o çürük büyüyerek kanala kadar gidiyor ve sonucunda daha ciddi ve zorlu tedavi süreçleri yaşanıyor. Dişlerin çok sert fırçalanması ya da fazla diş macunu kullanılması da en sık yapılan hatalardan. Kaliteli fırça kıllarına sahip, orta sertlikte, hijyenik fırçalar seçmelisiniz ve bu fırçalar 6 aydan fazla kullanılmamalı. Özellikle diş taşı temizliğine gelen hastalar ‘Diş taşı temizliği yapılırken, dişlerimiz zarar görecek mi? Ben daha önce işte hiç yaptırmıyordum. Bir kere yaptırdım sanki daha çok diş taşım oluştu’ gibi yersiz endişelerle geliyor. Diş taşı temizliği sağlık açısından bir zorunluluktur. Normalde dişlere düzenli bakım uygulandığında diş taşı oluşmaz. Bakteri plağı dişlerden ve diş etlerinden uzaklaştırılmadığında kemik erimeleri, diş eti kanamaları ve daha birçok ciddi sıkıntıya sebep olur. Diş etleri kanadığında ise hastalar daha sık fırçalayıp o ödemi atması gerekirken tam tersine diş etlerinden iyice uzaklaşıyorlar. Sonucunda daha çok ödem oluşuyor ve daha da fazla kanama başlıyor. En önemli konulardan birisi de koruyucu diş hekimliğinin gelişmesi gerekliliğidir. İnsanlar bir şikayetleri olmasa da check-up gibi yılda 2 kez diş hekimine giderek kontrollerini yaptırmalı. Çocuklarımızı ise üç yaşından itibaren muhakkak pedodontiste yani çocuk diş hekimine götürüp diş hekimliğiyle tanışmasını sağlamalısınız” dedi.