MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kanal İstanbul, Karadeniz ile Akdeniz arasında geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak için İstanbul'un Avrupa yakasında Karadeniz ile Marmara Denizi arasında 43 kilometrelik yapay bir suyoluyla açılacak projenin ismidir. Bu projeden hiçbir haklı ve meşru bahanesi olmadan rahatsızlık duyanlar şuursuz ve gayri millidir" dedi.

MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin bir yandan bölgesel ve küresel ablukayı kırmak için yoğun mücadele halindeyken, diğer yandan iç siyasi çekişmelerle meşgul edildiğini belirtti. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 27 Nisan 2011'de İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan toplantı ile 'Kanal İstanbul Projesi'ni milletin bilgisine sunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Geldiğimiz bu aşamada, demokrasi kültürünü özümseyememiş ilkel ve iradesiz siyaset temsilcileri yeni bir şey sunmadıkları gibi siyasi rakiplerinin verdikleri sözleri, hedefledikleri projeleri çarpıtmaktan haz duyacak kadar basit ve zavallı bir hale gömülmüşlerdir. Aynı kategorik itirazları hızlı tren, üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü'nün proje ve yapım aşamalarında da gösteren CHP ve yedekleri 'Kanal İstanbul Projesi'ni aşağılamak ve aşındırmak için adeta iftira yarışına girmişlerdir. Söz konusu projeye 'ucube', 'cinayet' ve 'ihanet projesi' diyen CHP yönetiminin hal-i pürmelali içler acısı, yürek yaralayıcıdır. 'Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili isabetli ve tevsik edilmiş eleştiri ve teklifleri muhataplarıyla veya kamuoyuyla paylaşmak varken, 'Yapamazsınız, herkes hayır diyor, iktidar olursak para vermeyiz, projeyi iptal ederiz' demek sorumsuzluk örneğidir. Kaldı ki CHP'nin iktidara geliyoruz iddiaları da uyduruk ve sakil bir hayaldir."

'REFERANDUM ÇAĞRILARI HEZEYANDIR'

Bahçeli, 'Kanal İstanbul Projesi'nin, AK Parti'nin Seçim Beyannamesi'ne alınmış ve kaydedilmiş proje olduğunu belirterek, şöyle devam etti: 
"CHP ve yancıları şayet daha iyi bir projeyle milletimizin huzuruna çıkacaklarsa durmayıp, beklemeyip hemen çıkmalarında sayısız ve sonsuz yararlar olacaktır. CHP Genel Başkanı'nın, CHP'li sözcülerin ve CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın tezviratla ve kulaktan dolma bilgilerle 'Kanal İstanbul Projesine cephe açmaları bir defa demokrasi ayıbı, siyasi ahlak kaybıdır. Geçmişte 'Üçüncü köprüye ne gerek var?' diyen, üçüncü havalimanını eleştiri yağmuruna tutan Sayın Kılıçdaroğlu yapılan yol, köprü, tünel ve havalimanlarını kullanımdan imtina ederse bu elbette kendi bileceği bir şeydir. 'Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili referandum çağrıları ise hezeyandır. Kanal İstanbul; Karadeniz ile Akdeniz arasında geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak için İstanbul'un Avrupa yakasında Karadeniz ile Marmara Denizi arasında 43 kilometrelik yapay bir suyoluyla açılacak projenin ismidir."

'MESELE RANT DEĞİL MİLLİ ANTTIR'

Projenin ÇED raporu hazırlanarak, askıya çıkarıldığını vurgulayan MHP lideri Bahçeli, 'Kanal İstanbul'un, yönetimi ve rejiminin iyi yürütüldüğü takdirde Türkiye'nin elinin güçleneceğini vurguladı. Bahçeli, şu anda dünyada gerek ticari ve ekonomik amaçlarla gerekse siyasi ve askeri kaygılarla inşaatı süren pek çok kanal çalışmasının mevcut olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu projeden hiçbir haklı ve meşru bahanesi olmadan rahatsızlık duyanlar şuursuz ve gayri millidir. Elbette mezkur projenin bütün yönleri çok iyi analiz edilmeli, fizibilite çalışmalarıyla birlikte çevreye, ekolojik dengeye, stratejik hedeflere, çok taraflı antlaşmalara ne getirip ne götüreceği basiretle hesap edilmelidir. Bilhassa Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin ihmali, hafife alınması pek çok badireyi ortaya çıkaracaktır. Kanal İstanbul Projesi'nin ABD donanmasının Karadeniz'e çıkışının ve yerleşmesinin önünü açmak için hazırlandığını söyleyenler sadece yalancı değil, aynı zamanda müfteridir. Mesele rant değil, milli anttır, böyle de olmalıdır."

'MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ'NİN TARTIŞILMASI TEHDİT VE BEKA SORUNU'

MHP lideri Bahçeli, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin, daha önce Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin Türk boğazları için getirdiği 'askersizleştirme' gibi Türkiye'nin güvenliğine yönelik zafiyetleri ve Boğazlar Komisyonu gibi egemenliğini kısıtlayıcı hükümleri ortadan kaldırdığını vurgulayarak, şunları kaydetti: 
"Sözleşme'nin düzenlenme amacı; 'Lozan Barış Antlaşması'nın 23'üncü maddesi ile ortaya konan boğazlardan özgürce geçiş ve gemilerin gidiş-gelişi ilkesini Türkiye'nin güvenliği ile kıyı devletlerinin Karadeniz'deki güvenliği çerçevesinde koruyacak bir biçimde düzenlemek' olarak ifade edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi'ne göre, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışılması Türkiye için tehdit ve beka sorunudur. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi gereğince, gemiler boğazlardan transit geçme hakkını ücret ödemeden kullanma hakkına sahiptir. Eğer Kanal İstanbul, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne tabi olursa Türkiye hiçbir şekilde geçişlerden de ücret alamayacaktır. Parti olarak samimi tespit ve uyarılarımızı kamuoyuna açıklamak siyasi ilke ve ahlakımızın bir gereğidir."