MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın, asıl savcılar görevden el çektirildikten, yol temizliği yapıldıktan, tüm riskler aza indirildikten sonra ifade vermeye hazır olduğunu açıkladığını hatırlatarak, "Nasılsa güvenlik sağlanmış, hukukta geçiş üstünlüğünü elde etmiştir. Başbakan, oğlunu ve kendisini aklamak için soruşturma dosyaları üzerinde tahrifat yapmaktadır. Suç saklanmaktadır. Büyük yolsuzluk örtülmektedir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kastamonu girişinde partililer tarafından karşılandı. Rüya Düğün Salonu'nda partisinin belediye başkan adaylarının tanıtım töreninde konuşan Bahçeli, hükümeti eleştirdi. Bahçeli, bugün düşmanı bile hayret ettirecek kadar suça ve hainliğe batmış bir yönetimin iş başında olduğunu savundu. Ak Parti hükümetinin, milli mücadelenin intikamını almak için aramıza sokulmuş, milli bünyemize sızdırılmış provakatör gibi olduğunu ileri süren Bahçeli, şöyle konuştu:

HİÇBİR İKTİDAR BU KADAR BAYAĞILAŞMADI

"AKP hükümeti, milletin kutlu varlığına kök söktürmek, zehir katmak için yetkilenmiştir azılı suçlu gibidir. Türkiye'yi yönetmiş hiçbir iktidar bu kadar bayağılaşmamıştır. Ülkemizin başına gelmiş hiçbir iktidar bu kadar pisliğin içine batmamıştır. Hiçbir iktidar bu denli yüzsüz, bu denli küstah, bu denli pişkin olmamıştır. Türk mileti tarihin en kötü siyasi yönetimi ile karşı karşıyadır. Ekonomi tüm mevzilerde kaybetmektedir.

Yoksulluk pimi çekilmiş bir bomba gibi herkesin hanesindedir. Başbakan kendi evlatlarına gemiler alıp kamu arazilerini kapatıp yağma düzenini güncelleştirirken, Kastamonu'nun gençleri çay içecek, yuva kuracak para bulamamaktadır. AKP’nin tek bildiği vatandaştan alıp yandaşa vermektir. Dış politika fos çıkmıştır. İç siyaseti denge fiyaskosudur.Türkiye, Başbakan'ın elinde can çekişmektedir. Başbakan Erdoğan istikbalimizi karartmaktadır."

AKP'nin cezalandırılması için başka yollara aldırış etmeden sandıkta son vuruşu yapmak gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Yoksa felaket kapıdadır. Gölgesiyle bile kavga eden Başbakan, milleti birbirine düşürecektir. Artık 'yeter' demek, 'bu kadarı da fazla' demek Başbakan'a ve zihniyetine ders vermek hepimizin boynunun borcudur. Zira bugünkü iktidar günah çukuruna düşmüştür. AKP'nin her tarafı kire bulaşmıştır. Başbakan'ın her sözü fitneyi alevlendirmektedir. Türkiye'ye işgal ordularının bile veremeyeceği tahribatı bizzat işbirlikçi iktidar kaynakları 11 yılda vermiştir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti milliyetçiliği ayaklar altına alarak millet düşmanlığı yapmıştır" dedi.

PARALEL DEVLET ELEŞTİRİSİ

Paralel devlet tartışmalarına da değinen Bahçeli, henüz paralel devlet diye yaygarası koparılan yapının hiçbir ferdinin mahkemeye çıkarılmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle dedi:
"Türkiye'yi ajanlar sarmışsa, casuslar her tarafa sirayet etmişse, devlet çetelerinin güdümüne girmişse, soruyorum bu sırada Başbakan ve hükümeti neyle meşgul olmuştur. Başbakan, 'Ne istedilerse verdik' dediklerine şimdi casus mu demektedir. Bu nasıl bir iştir. Bu nasıl bir riyakarlık ve nankörlüktür.

O zaman Başbakan Türkiye’yi satmış, şimdi düşman olarak ilan ettiklerine yargı ve emniyet başta olmak üzere devletin kiritk yerlerini kiralamaktan utanmamıştır. Başbakan'ın sözlerinden bu anlaşmaktadır. Dünyanın neresine giderse gidiniz yabancı taşeronlara, casuslara, örgütlere yeraltı yapılanmalarına ülkesini peşkeş çeken bir iktidar, bir Başbakan kesinlikle ayakta kalamayacak ve demir parmakları boylayacaktır."

BAŞBAKAN, KENDİSİNE DAYANAN YOLSUZLUK İDDİALARINDAN KORKMUŞTUR

Başbakan Erdoğan'ın sürekli konuşarak hırsızlığı gizlemeye çalıştığını ifade eden Bahçeli, "Başbakan, savcı ve hakimlere toplu yer değiştirmelerle kış gününde zulüm yapmaktadır. Binlerce polisi görevden almakta, sürgüne göndermektedir. Savcılar, polisler, hakimlerle ilgili idari tasarrufun gayesi nedir? Bunlar şayet örgüt mensubuysa, o zaman haklarında hukuki tahkikat başlatmak için neyin olması beklenmektedir? Başbakan gemilerle oynayan evladına ve kendisine dayanan yolsuzluk iddialarından aşırı korkmuş, can havliyle karşı saldırıya geçmiştir" diye konuştu.

BİLAL ERDOĞAN ELEŞTİRİSİ

Görev yeri değişen savcının 25 Aralık'ta ifadeye çağırdığı Başbakan'ın oğlunun gövde gösterisi yaparcasına dışarıda koruma ordusuyla gezdiğine dikkat çeken Bahçeli, şöyle devam etti:
"Asıl savcılar görevden el çektirildikten, yol temizliği yapıldıktan, tüm riskler en aza indirildikten yaklaşık 1 ay sonra Başbakan’ın arazi düşkünü evladı avukatı aracılığıyla ifadeye hazır olduğunu duyurmuştur. Nasılsa güvenlik sağlanmış, hukukta geçiş üstünlüğünü elde etmiştir. Başbakan oğlunu ve kendisini aklamak için soruşturma dosyaları üzerinde tahrifat yapmaktadır. Suç saklanmaktadır. Büyük yolsuzluk örtülmektedir. Tetikçiler, adrese teslim iş yapan görevliler, Başbakan’ı kurtarmak için kendilerini feda etmeye hazırlardır.

Başbakan haşhaşi olarak suçladıklarına karşı özenle beslediği bu devrin cavlakilerini seferber etmiştir. Ancak ne yaparsa yapsın rüşvet kapatılamayacak, yolsuzluk damarı saklanamayacaktır. Kastamonulu kardeşlerim şunu iyi biliniz; Ankara’da hırsız vardır. Unutmayın, hırsızlar Ankara’da köşe başları tutmuştur. Hukuka ket vuran bunlardır. Soruşturma yapan savcıların elinden dosyalar alınıyor, görev yerleri değiştiriliyorsa, bunların suçlusu komplo yalanlarıyla milleti kandıran rüşvetçilerdir. Hırsızın hakimi ve savcıyı görevden aldığı yere ananas değil, karpuz devleti denir."

SURİYE KONUSU

Suriye'de iç savaşta yaşanan vahşet görüntülerini de eleştiren Bahçeli, "Suriye’de soykırımı aratmayan kanlı olayları, kimden gelirse gelsin vicdanları kanatan vandallıkları geçiştirmemiz, görmezden gelmemiz mümkün değildir. Ülke ve dünya kamuoyuna yansıyan ve görenleri çileden çıkaran katliam fotoğrafları insanım diyen herkesi infiale sevk edecektir. Suriye’deki sistematik ve toplu kıyımı şiddetle lanetliyorum. Suçsuz, günahsız sivillere yönelik cinayetlerin cezasız bırakılmamasını, uluslararası toplumun duyarlı ve insaflı hareket etmesini temenni ediyorum. Zalim Esad yönetiminin sığınacağı gerekçesi elbette kalmamıştır.

Ancak Suriye muhaliflerinin estirdiği terör rüzgarını da yok saymak aklın ve mantığın inkarı olacaktır. Cenevre’de buluşup sadece top çevirenler, bölgesel dinamikleri hesaba katmadan buyurgan bir tavırla Suriye’ye ayar vermeye kalkanlar akan kanı durduramayacaklardır. Öte yandan AKP hükümetinin bizatihi Suriye tarafından, konferansa katılan ülkelerin huzurunda teröre destek veren bir ülke olarak suçlanması Türkiye’nin düşürüldüğü hazin durumu açıkça resmetmektedir. Anlayamadığımız taraf, Cenevre Konferansı Türkiye’nin azar yiyeceği, eleştiri alacağı bir yer midir, yoksa Suriye’deki kaosun çözüleceği bir platform mudur?" diye konuştu.

MİT KARGO ŞİRKETİNE DÖNDÜ

MİT'in kargo şirketine dönüştürüldüğünü savunan Bahçeli, "MİT'i kargo şirktetine, nakliye firmasına çeviren Başbakan ne diyecektir? Bugün terör örgütlerine verilen silahlar, sağlanan imkanlar yarın Türkiye’ye karşı kullanılırsa Başbakan ve hükümeti bunun altından nasıl kalkacaktır?" dedi.