Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, mobbingin, bir veya bir kaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik olarak çok değişik sebeplerle, şiddet, hakaret, küfür gibi çalışma hayatıyla bağdaşmayacak ifadeleri içeren baskı olduğunu ifade etti. Şen, "Mobbingin psikolojik baskı yöntemi ve psikolojik terördür." dedi.

        Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından iş yerinde psikolojik taciz, "Mobbing" konulu seminer düzenlendi. Seminerde Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şen, 'Mobbing' kavramının bilinmeyenlerini anlattı.

        Mobbing'in son beş altı yıldır ülkemizde söz konusu bir kavram olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Şen, mobingin Türkiye'de, psikolojik, duygusal ve manevi taciz anlamlarına geldiğini ifade etti. Mobbing'in Türkçe karşılığı olarak Türk Dil Kurumu'nun "Bezdiri" kelimesini uygun gördüğünü ve bu şekilde ifade etmeye başlanıldığını aktaran Murat Şen, "Mobbing psikolojik şiddet, kuşatma, taciz yani aciz bırakma, rahatsız etme, sıkıntı verme anlamlarına gelen bir kavram. Tanımı yapılırken zorluklarla karşılaşılıyor. Mobbing, bir kişi tarafından yapılabileceği gibi bir kaç kişi tarafından da gerçekleştirilebiliyor. Mobbing'in nedeni, düşünceden, inanç ayrılığından kıskançlıktan, cinsiyetten kaynaklanabiliyor. Mobbing tanımı; Bir veya bir kaç kişi tarafından, bir diğer kişiye yönelik olarak çok değişik sebeplerle, şiddet, hakaret, küfür gibi çalışma hayatıyla bağdaşmayacak ifadeleri içeren, sistematik bir şekilde yapılan, kişiyi yıldırmaya, bezdirmeye, bıktırmaya yönelik, düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim yönetilmesi yöneltilmesi şeklinde ortaya çıkan psikolojik baskı yöntemi ve psikolojik terördür." dedi.

        Her çalışanın mobbinge taraf ya da yapanı olabileceğini belirten Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Üzerinde durulması gereken birinci husus mobbbingin tekrarlanan ve uzun zaman devam eden sistematik davranışlar olmasıdır. İkinci unsur ise kişilik haklarına yönelik olarak sürdürülmesi ve asıl amacı da kişiyi o ortamdan uzaklaştırmaya işyerinden ayrılmaya veya o toplum içerisindeki gurup içerisindeki kişilerden soyutlanmaya çalışılması, bunu yaparken de hukukun ve ahlakın izin vermediği şekilde düşmanca, alaylı davranışlarla ve onur kırıcı davranışlarla yapılması önem taşıyor. Buradaki konu işyerinde taciz, işyeri denildiğinde iş hukuku açısından sadece 4857 sayılı iş kanunu kapsamındaki işyerlerini anlamamak gerekiyor. Her tür iş işyeri, işin görüldüğü yer, sadece 4857 sayılı kanun değil, her tür kamu, özel, devlet memurları, memurların dışındaki personeller hepsi mobbinge taraf olabilir bunun mağduru olabilir, faili yapanı gerçekleştireni olabilir. Burada önemli unsur bağımlılık unsuru olmasıdır. Eğer biz işyerinde işverenle çalışandan bahsediyorsak yine bir bağımlılık unsuru var. Bir kamu sektöründe, bir akademisyenle onun başındaki yöneticiler tarafından bahsediyorsak yine bir bağımlılık unsuru var. Çalışma ilişkisinin bulunduğu bütün yerlerde az çok bir bağımlılık varsa birileri emir veriyor, diğeri bunu uygulamak durumunda kalıyorsa burada mobbingin olabileceğinden söz etmek gerekiyor."

        Basında mobbing konusunda yer alan haberlerin istatistiklerinin aktarıldığı seminerde yargıda mobbing konusunda yer alan maddi ve manevi tazminat konuları hakkındaki bilgiler örnekleri ile aktarıldı.