Kafkaslar ve Türkiye Cumhuriyetlerle ilgili yaptığı televizyon programları ile dikkatleri üzerine çeken gazeteci Seyfullah Türksoy Azarbeycan'da yayınlanan Hurriyyet gazetesine önemli açıklamalarda bulundu. Türksoy meslektaşı Gazeteci Arzuman Nebiyev'in sorularını yanıtladı. 

1-Sizleri dünya türkleri iyi biliyorlar, zira uzun bir süre gazetcilik yaptınız.Bu sürede Siz takdir edenler de oldu, kınayanlar da. Acaba Türk dünyasını Türkiye'de gereğince tanıtabildiniz mi?

Türksoy :
Bir gazeteci olarak 30 yıldır bu konuda elimden geleni yapıyorum. 1989'da Bulgaristan'da Türkler'e uygulanan baskıları gündeme getirdim. Yine 1989'da Özbekistan Fergana'da katledilen Ahıska Türkleri'ni günlerce yazdım. Ermeniler'in Hocalı'da Azerbaycan Türklerine yaptığı Soykırımı, 20 Yanvar hadiselerini, Karabağ'ın işgalini hem gazeteci olarak hem de televizyon programcısı olarak en çok ben gündeme getirdim. 1991 yılında Sovyetler dağıldığı zaman bağımsızlığını kazanan bütün Türk Cumhuriyetlerini ziyaret ettim; daha sonra da bu ilgim devam etti. Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Orta Asyadan Sibirya'ya kadar dünyanın neresinde sodaşlarımız varsa ziyaret ettim, özellikle Ahıska Türkleri, Borçalı Türkleri, Suriye ve Irak Türkmenleri, Uygurlar, Gagavuzlar gibi o tarihte yeterince bilinmeyen Türk topluluklarını gündeme getirdim. Ben elimden geleni yaptım, başkalarının ne yaptığını onlara sormak gerekir. Beni kim kınamış bilmiyorum ama öyle birileri varsa Türk kanı taşımadığından eminim!

2. Dünya türklerinin en önemli meselesi ne
?Arzuman Nebiyev

Türksoy:
Dilde, Fikirde, İşte birlik idealinin canlandırılması gerekir. Dil ve alfabe birliği mutlaka sağlanmalıdır. Türk ortak pazarı, ortak televizyon, ortak üniversite gibi kurumlar oluşturulmalıdır. Türk Cumhuriyetleri ve akraba tooluluklar arasında turizm faaliyetleri daha fazla olmalıdır. Ekonomik işbirliği canlandırılmalı ve bunun için gereken altyapı oluşturulmalıdır.

3.Türk dünyasına yaptığınız gezileriniz sona erdi mi? Araştırmacı gazeteci yazar olduğunuz halde neden daha sonra iş hayatına atıldınız?
Türksoy: Hayır, ben yine gazeteciyim, yine programlar yapıyorum; Dergiler ve gazete çıkarıyorum, televizyon programları yapıyorum. Benim işim medya sektörü ve gazeteciliktir. Şimdi ayrıca Sivil Toplum Faaliyetleri, kültürel ve akademik, ilmi çalışmalar yapıyorum.

4.Türkiyede bazıları “hepimiz ermeniyiz” diyerek sokaklarda slogan atarken Siz Bakude Şehitler Hıyabanından onlara “hepimiz Hocalıyız, hepimiz Karabağlıyız” diye yanıt verdiniz
.

Türksoy : Evet bazı kendini bilmezlerin "Hepimiz Ermeniyiz" dediği günlerde biz 1918 Kafkas Türk-İslam Ordularını, Nuri Paşa'yı, Mehmet Emin Resulzade'yi, Hocalıyı, Karabağ'ı, Üzeyir Hacıbeyov'u, Mikail Müşfik'i, Hüseyin Cavit'i ve Azerbaycan Türklüğünü anlatmaya çalışıyorduk; Türkiye'de Hocalı mitingleri yapıyorduk, Azerbaycan'dan gelen dostlarımıza Türkiye televizyonlarında Hocalı'yı, Karabağ'ı anlatmaları için imkanlar oluşturuyorduk. Bunu en iyi Azerbaycan'daki gönül dostlarımız bilir.

5.Başkanı olduğunuz Dünya Karapapak Türkleri Birliği hanki amaçla kuruldu?

Türksoy: Karapapak Türkleri, Büyük Azerbaycan Türklüğünün ayrılmaz bir hissesidir. Yüzyıllar önce Anadolu'ya Kafkasya'dan gelen bu insanlara Azerbaycan Türklüğünün ve Kültürünün bir parçası olduklarını anlatmaya çalıştık. Karapapaklar ayrı bir millet ya da ayrı bir ırk değildir. Tıpkı Yörük Türkmenler, Kumuklar, Karaçaylar, Uygurlar, Tatarlar gibi bir Türk boyudur. Oğuz - Kıpçak geleneklerini yaşatmaktadırlar. Tarih boyunca Azerbaycan Türklüğünün bir parçası olarak varlıklarını, kimliklerini yaşatmışlardır. Karapapak sözü yeni bir kavram değildir. Osmanlı, Rus ve İran kaynaklarında da yüzyıllardır vardır. Biz Karapapak dediğimizde ayrıştırmak için değil, Türklüğümüze, kadim tarihimize, kültürümüze ve Azerbaycanımıza vurgu yapmayı hedefliyoruz. Bu bir topluluğun tanımlanmasıdır. Tıpkı Ak Koyunlular, Kara Koyunlular, Kaçarlar, Avşarlar, Yörükler dediğimiz gibi. Bütün bu topluluklar Türk Dünyasının kültürel zenginlikleridir. Azerbaycan

Türklüğünün ve Kafkasyanın bir hissesi olan Karapapak Türkleri, farklı dönemlerde Anadolu'ya göç etmişlerdir. Özellikle 1876-1877 Türk-Rus Savaşları sırasında, 1828 Türkmençay anlaşması sonrasında, Bolşevik devrimi sırasında ve sonrasında göçler olmuştur. Aynı aileden, aynı sülaleden insanların kimi Kars'a, kimi Muş'a, kimileri de Sivas, Ağrı, Amasya, Van gibi şehirlere yerleşmiştir. Uzun yıllar bu aileler birbirinden kopuk yaşadılar. Birliğimizin amacı akrabaların birbirini bulması, Gürcistan, Azerbaycan, Dağıstan ve Iran başta olmak üzere çeşitli ülkelere dağılmış şekilde yaşayan bu akrabalarımız arasında gönül, dostluk ve akrabalık münasebetlerinin canlandırılmasıdır. Karpat, tamamen kültürel ve insani amaçlı bir cemiyettir. Bulunduğumuz ülkelerin iç işlerine karışmayız. Her vakit barış, dostluk, istikrar, kültürel ve ekonomik işbirliği öncelikli hedefimizdir.

6.Neden Borçalı değil de, Karapapaklar birliği?

Türksoy: Karapapaklar sadece Borçalı'da yaşamıyor. Türkiye' nin 44 şehrinde ve dünyanın en az 15 ülkesinde
akrabalarımız yaşıyor. Borçalılar, Karslılar, Sivaslılar, Derbentliler, Sulduzlular dediğimiz zaman bu tek başına bir anlam ifade etmiyor. Akrabalarımızın dikkatini çekmek ve bir dayanışma ve birlik ruhu oluşturmak için bu adı kullanmayı uygun gördük. Bizim barıştan, kardeşlikten, kültürel ve ekonomik işbirliğinden yana tavrımız belli olduğu için kavgacı, tefrikacı, marijinal ve radikal akımların da önünü kesmiş olduk, onların gelecekte yapacağı tahribatları önlemiş olduk. Bizim iyi niyetli, samimi faaliyetlerimizi yakından takip eden dost ülkeler sosyal ve kültürel faaliyetlerimizden çok memnunlar.

7.Türkleri kültür değerlerine, soylarına göre vasıflandırmak ayrımcılık değildir mi?

Türksoy: Hayır, değildir. Kadim Türk kültürü uçsuz bucaksız bir deryadır ve bu bir realitedir. Var olan birşeye gözlerimizi kapatarak yok demek kendimizi aldatmaktır. Bu zenginliği mutfak kültüründen müzik kültürüne kadar her sahada görüyoruz. Bir Özbek, Uygur, Kazak, Karaçay veya Başkurt türkünün herbirinin farklı yemekleri, farklı giysileri, farklı müzik aletleri olduğu gibi Karapapakların da saz-söz-aşıklık kültürünün olması normaldir. Bu Türk Dünyasının zenginliğidir. Bu güzellikleri yaşatmanın kime ne zararı var? Bakın Oğuz Han atamızın 6 oğlu 24 torunu vardır ve her bir torun farklı bir Türk boyunu temsil eder. Bunların isimlerinin ayrı ayrı olması tabidir. Hepsi Türk Ata'nın balalarıdır. Türkiye'de Yörük, Türkmen, Azeri, Uygur, Özbek, Kazak, Kırgız, Karaçay, Ahıskalı, Çepni, Çeçen, Boşnak, Tatar, Karadeniz, Ege, Akdeniz gibi isimlerle faaliyet gösteren binlerce sivil toplum kuruluşu vardır ve kimse bunu yadırgamaz, tuhaf karşılamaz, kültürel zenginlik olarak görür. Aynı şekilde Türkiye'deki 81 şehir, binlerce kasaba, onbinlerce köy adına kurulan ve faaliyet gösteren en az 50 bin dernek, vakıf ve federasyon bulunmaktadır.

8.Karapapak türkleri derken kimleri kastetmektesiniz?

Türksoy:
Karapapak Türkleri Azerbaycan Türklüğünün bir hissesidir. Eskiden serhat botlarında yaşayan savaşçı Türkler'e Karapapaklar veya Kara Börklüler denmiştir. Kafkasya'dan Türkiye'ye göç eden, 1944 yılında da Stalin tarafından Orta Asyaya sürgüne gönderilen bu soydaşlarımıza Kazakistan ve Kırgızistan'da Terekemeler de denilmektedir .

Anadolu'da göçer Türkler'e Yörükler denildiği gibi Kafkasya'nın yazın yaylaklarda kışın kışlaklarda yaşayan göçerlere Terekeme denilmiştir. Sonuç itibariyle Oğuz - Kıpçak geleneklerini aynı anda yaşatan bir Türk tayfasıdır.


10.Karapapaklar birliğinin hanki kriterlerde ola bileceğini düşünüyorsunuz? Bu birliğin gerekçeleri nelerdir?

Türksoy:
Başta bütün Azerbaycan Türklüğü olmak üzere kendini Türk hisseden herkes bu Birliğin uzvu olabilir. Zaten bizim bütün tedbirlerimizde bunu hususiyetle belirtiyoruz ve dost ve komşu ülke Gürcistan da dahil olmak üzere bütün kardeş cumhuriyetlerin, Osmanlı, Safevi, Gazneli, Selçuklu, Harzemşahlı gibi tarihteki Türk devletlerinin bayraklarını tedbirlerimizde öne çıkarıyoruz. Ve tabi ki Gagavuzya, Türkmeneli, Tataristan, Başkurtistan Tuva gibi kardeş toplulukların bayraklarına da yer veriyoruz. Biz birleştiriciyiz. Dilde, Fikirde ve İşte Birlik sağlanırsa Türk Dünyasının daha güçlü olacağına inanıyoruz. Başta kardeş Cumhuriyetler ve komşu ülkeler olmak üzere her yerde barışın, dostluğun, sevginin hakim olmasını arzu ediyorum. Bu cümleden Rusya, İran, Gürcistan dostluk ve işbirliği münasebetlerini de çok önemsiyoruz.


11.Sözünü ettiğimiz kurum ne gibi projeleri ve nerelede gerçekleştirdi?

Türksoy :
Karpat yeni bir kurum olmasına rağmen son 1 yılda Türkiye'nin 5 ayrı şehrinde kültür kurultayları gerçekleştirdi. Gürcistan Borçalı'da 400 çocuğu Sünnet ettirdi; Borçalı'ya işadamlarıyla ziyaretler yapıldı, yatırım imkanları araştırıldı, Borçalı ve Azerbaycanlı belirli sayıda talebeye burs imkanı sağlandı. Borçalı'da yürüme engelli gençlere tekerlekli sandalyeler hediye edildi. 2017 yılı etkinlikleri için Gürcistan'ın Kvemo Kartli Valiliği ile işbirliği protokolü imzalandı. Buna göre Türkiye- Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki stratejik projelerin ele alınacağı akademik bir sempozyum yapılacak; Türkiye- Azerbaycan- Gürcistan dostluk ve işbirliği bayramı gerçekleştirilecek; 1500 ihtiyaç sahibi çocuğa giysi hediye edilecek, çok sayıda çocuk Sünnet edilecek; Şiir ve saz-söz festivali yapılacak; akademik, ilmi konferanslar düzenlenecek, tarihimiz ve kültürümüzle ilgili kitap yayınları ve araştırmalar desteklenecek. Bu arada bazı güzel sürprizlerimiz de olacak.

12.İddialara görə Siz karapapaklar adı altında bir takım maddi-manevi, politik çıkarlar elde etmek niyetindesiniz...

Türksoy
: Ben ve arkadaşlarım büyük bir özveri ve fedakarlık göstererek bu çalışmaları yapıyoruz. Herhangi bir maddi çıkarımız olmadığı gibi bu hizmetleri yapmak için kendi maddi imkanlarımızı kullanıyoruz. Burdan bir maddi çıkar elde ettiğimizi ileri süren hangi müfteri ise iddiasını ispatlamasa kendisini yeryüzünün en şerefsiz ve namussuz insanı ilan ediyorum. Çıkar temin etmek amacıyla bir oluşum gerçekleştirmek istesek herhalde bu Karapapak Cemiyeti olmazdı.

13.Bazı kesimler Sizin Rusiya özel servislerinin adamı olduğunuzu ileri sürmektedir. Bir de FETÖ konusuna nasıl bakıyorsunuz?

Türksoy :
Bu iddianın kaynağını benim 9 yıl önce Çeçenistan Devlet Başkanı Ramzan Kadirov'la yaptığım röportaj teşkil ediyor. Çeçenistan'da Kadirov'a muhalif bazı dinci terör örgütleri ve onların yandaşları benim röportajımdan sonra tehdit ve hakaret dolu yazılar yazdılar, iftiralar attılar. Bunlar intihar saldırısı düzenleyerek masum sivilleri öldüren katillerin yandaşlarıdır. Bizim kim olduğumuzu ve ne işlerle meşgul olduğumuzu çok şükür devletimiz de milletimiz de dostlarımız da çok iyi biliyor. Bu iddiayı ortaya atanlar bugün Suriye'de en korkunç vahşilikleri gerçekleştiren, Selefi Vahhabi radikal İslam anlayışına sahip
teröristlerdir. DAEŞ, El Kaide, Taliban, Kafkas Emirliği gibi radikal dini terör örgütleridir. Yine Kürt İslamcı bazı çevrelerdir. Bunlar Batılı istihbarat örgütlerinin kullandığı maşalardır. Ben 30 yıldır gazetecilik ve televizyon programcılığı yapıyorum. Rahmetli Haydar Aliyev, Türkmenbaşı, Nazarbayev, Bakiyev, Gül, Erdoğan ve İlham Aliyev'in de aralarında olduğu 50'den fazla devlet adamıyla röportaj yaptığım gibi Kadirov'la da röportaj yaptım. Bunu Rus ajanlığı olarak yorumlayanların genellikle terörist ve bölücü zihniyete sahip insanların olması bizleri şaşırtmamaktadır. Çeçenler de bizim kardeşlerimizdir. Ramzan Kadirov halkı için güzel işler yapıyor. Kendisini tebrik ediyorum. Ayrıca Rusya ile Türkiye'nin dostluk münasebetlerinin iyi olmasını temenni ediyorum. Bizim görüşlerimizin doğruluğu yıllar sonra daha iyi anlaşılmıştır. Suriye'de tekfirci Selefi grupların yaptığı vahşet bizi haklı çıkarmıştır. Devletimizin şu anda izlediği politika bizim yıllardır savunduğumuz politikadır. Sevinçle belirteyim ki, bize Kadirov'la fotoğrafımdan dolayı Rus ajanı diyen bazı şahıslar Kürtçülük, DAEŞ, El Kaide sempatizanlığı, FETÖ 'cülük ve Iran ajanlığı gibi suçları sebebiyle devletimiz tarafından tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Yıllar önce bu konu zaten kapanmıştır. 9 yıl sonra bir şantajcı sahtekar bayatlamış bir konuyu ısıtıp gündeme getirmiştir. Bu durumu, ciddiye alınmayacak derecede karaktersiz bir şarlatanın hezeyanları olarak yorumluyorum. Fetö konusuna gelince; Çok şükür bu alçak, hain örgüte karşı ben ve arkadaşlarımın verdiği mücadele devletimiz tarafından iyi bilinmektedir. 17-25 Aralık 2014 tatihinde yapılan darbe girişimi sırasında da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında da ben ve arkadaşlarım Devletimizin, Hükümetimizin, Cumhurbaşkanımızın yanında yer aldık. Darbenin ilk saatlerinden itibaren bütün arkadaşlarıma sokağa çıkmalarını ve darbecilere karşı koymalarını söyledim. Darbeci tankları ele geçiren yiğit kardeşlerimizin arasında Karpat yöneticileri ve üyeleri de vardır. Bu olaylar sırasında 15 yaşındaki milli güreşçi yeğenim Ismet Eker, 5 kurşunla yaralanmıştır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından Külliye'de kabul edilmiş ve gazi ünvanı almıştır. Ben ve arkadaşlarım Türkiye, Gürcistan ve Kırgızistan'da toplantılar düzenleyerek FETÖ örgütüne ve darbecilere defalarca meydan okuduk. Devletimizin ve Cumhurbşkanımızın PKK, FETÖ, DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı sürdürdüğü mücadeleyi her platformda destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz.

14.Çeçenistan lideri Ramazan Kadırovla münasibetiniz hanki düzeydedir?


Türksoy: Bildiğiniz gibi Çeçenistan'da yakın zamanda yaşanan iki büyük Savaşta 400 bin insan öldü. Çeçen halkının yaklaşık üçte biri yok oldu. Bütün şehirler yakıldı, yıkıldı. Bugünkü Devlet Başkanı Ramzan Kadirov'un babası Ahmet Hacı Kadirov'u bir suikastle şehit eden radikal dinci - selefi gruplar 2. savaşın başlamasına ve onbinlerce insanın mahvolmasına sebep oldular. Çeçenistan şimdi bir barış, huzur, inkişaf süreci yaşıyor. Ben Çeçen kardeşlerimin Batılı ajanların kurbanı olmasını istemiyorum, Çeçenistan'daki bu barış ve inkişaf sürecinin devam etmesini istiyorum. Çünkü onlar da bizim kardeşlerimiz ve akrabalarımız. Ramzan Kadirov'la yıllar önce birkaç röportajım oldu. Halk tarafından çok seviliyor. Özellikle gençler çok seviyor. 5-6 yıldan beri de hiçbir irtibatım yok. Bir gazeteci olarak röportaj yapmanın ötesinde hiçbir sohbetim ve işim olmamıştır.


15.Yazar Seyfullah beyle iş adamı Seyfullah beyi bütünleşdiren ortak ve farklı değerler nelerdir?

Türksoy:
Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Basın Yayın Emformasyon Başkanlığına bağlı ve sürekli basın şeref kartına sahip bir gazeteciyim. Halen mesleğimi sürdürüyorum. Ayrıca Karpat Genel Balkanlığı, İpekyolu Strateji Merkezi Başkanlığı ve Moldova/Gagavuzya Cumhuriyeti Türkiye Resmi Temsilciliği görevimi sürdürüyorum. Türk Dünyası Gönül Elçisi ve Fahri Büyükelçisi ünvanını taşımaktan gurur duyuyorum.

16.Siz uzun süre Türk dünyasını konu edinen programlar yaparak türk insanını adeta biri birine tanıttınız...

Türksoy:
Doğrudur. Pekçok bilinmeyen Türk topluluklarını ilk defa ben tanıttım. Türk Dünyası ile Türkiye arasında gönül köprüleri kurdum. 1944 'te Stalin'in sürgün ettiği pekçok topluluğu ilk defa ben gündeme getirdim. Çeçenistan ziyaretlerim sırasında orada yaşayan Kumuk Türklerinin ve Ahıska Türkleri'nin köylerine yol, okul, hastane gibi hizmetlerin götürülmesine vesile oldum. Türk Cunhuriyetlerinde yatırım ve ticaret yapan pekçok insan bizim televizyon programlarımızdan etkilendiğini söylemiştir. Yaptığımız çalışmaları burada uzun uzun anlatmak imkansız ama şu kadarını söyleyeyim; Balkanlar'dan Kafkaslara kadar Türk Dünyasının her köşesinde ayak izlerimiz vardır. Bundan gurur duyuyorum.

17.Siz Borçalı kökenli olduğunuzu diyorsunuz...

Türksoy
: Evet benim ana tarafından büyük dedem Molla Süleyman, Bolşevik devrimi sırasında Borçalı'dan Kars'a hicret etmiştir. Baba tarafından Ibrahim

Halil Ağa dedem de Ağbaba'dan Kars'a gelmiştir. Akrabalarımızın bir kısmı halen Borçalı'da ve Azerbaycan'da yaşamaktadır.

18.Türkiyeden bakıldığında Borçalı türklerinin ve bu bölgenin şu andaki durumu özetle nasıl görünmektedir?

Türksoy:
Türkiye'den bakıldığında Borçalı bizim yaptığımız program öncesinde hiç görünmüyordu. 15 yıl önce yaptığımız televizyon programlarıyla yavaş yavaş görünmeye başladı. Dünya Karapapak Türkleri Birliği'ni kurmamızın amacı atayurdumuz Borçalı'yı daha iyi tanıtmak, akrabalarımızı bulmak, işbirliği imkanlarını geliştirmek, kültürümüzü, sazımızı sözümüzü daha fazla duyurmaktır. Nitekim KARPAT'ın kurulmasıyla birlikte yaptığımız kültür etkinlikleriyle Borçalı - Sulduz- Derbent adlarını, Borçalı-Karapapak Türkleri'ni milyonlarca insan öğrenmeğe başlamıştır. Binlerce insanımızdan teşekkür ve hayır duaları aldık. Ancak bazı fitne grupları da boş durmayarak bizi engellemek için akla hayale gelmeyen iftiralar, yalanlar ortaya attılar. Hz. Ali buyuruyor ki, "İyiler düşmansız olmaz!" Geçmişte öz kardeşini sırtından vuran bazı satılık hainler olduğu gibi bugün de onların torunları aynı ihanetle bizi sırtımızdan vurmaya çalışmıştır. Ancak bu bozguncu - bölücü provokatörler rezil rüsva olmuş ve utanç verici bir ezikliklik yaşamıştır. Karpat, Birliğin beraberliğin, dostluk ve kardeşliğin, mertliğin, vefanın, fedakarlığın adresidir.

19.Gürcistanda gerçekleştirmeği düşündüğünüz projeler hankilerdir?

Türksoy:
Bu konuda yukarıda kısmen de olsa bazı bilgiler verdim. Şu kadarını söyleyeyim; Gürcistan devleti bizim en iyi komşumuzdur, dostumuzdur, müttefikimizdir. Gürcistan- Türkiye ve Azerbaycan arasında çok önemli stratejik projeler gerçekleşmektedir. TANAP, Bakü-Tiflis- Kars Demiryolu gibi dev projeler bölge Ülkelerine zenginlik ve bereket getirecektir. Biz bu dostluk ve işbirliğinin altını kültürel- sosyal ve ekonomik projelerle doldurmalıyız. Oradaki soydaşlarımız rahat ve demokratik bir ortamda yaşıyorlar. Gürcistan Devletine teşekkür ediyoruz. Biz yapacağımız kültürel - sosyal - ekonomik - sportif faaliyetlerde asla Gürcü - Türk ayırımı yapmadan herkese dostça, kardeşçe yaklaşacağız. Halkların, toplumların birbiriyle dostluk ve kardeşlik içinde olması bereket getirir, huzur getirir, istikrar getirir. Bütün bu sebeplerle yaşasın Türkiye- Azerbaycan ve Gürcistan dostluğu ve kardeşliği diyoruz.

20.Hanki kurumlarla işbirliği yapmaktasınız?

Türksoy:
Bizim resmi ve özel pekçok kurumla işbirliğimiz sözkonusudur. Yaptığımız çalışmalarda bize lojistik desteğini esirgemeyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tika'ya, Gürcistan Devletine, Kvemo Kartli Valiliği'ne, Türk Kızılay'ına, Belediyelere, fedakar işadamlarına teşeklür ediyoruz. Ayrıca, çalışmalarınız sırasında hep yanımızda olan Gürcistan'daki Salam Medeni Hayriye Cemiyetine ve bu cemiyetin çalışkan, gayretli, yardımsever, melek kalpli başkanı Maya Rajabova hanımefendiye de özellikle teşekkür ediyorum. Zaten Gürcistan'daki bütün çalışmalarımızı bu kardeş cemiyetle birlikte yapmayı planlıyoruz.

21. Medyaya sızan bir habere göre sizin Borçalı konusundakı çalışmalarınız bölgede separatizme hizmet etmektedir?

Türksoy :
Bu iddiayı ortaya atan gazeteci kılıklı şahıs daha önce bölücü ve bozguncu faaliyetleri sebebiyle Gürcistan'a girişi yasaklanmış olan bir şantajcı provokatördür. Geçtiğimiz günlerde de Ukrayna'dan sınırdışı edilmiş ve ülkeye girişi yasaklanmıştır. Şantaj yaparak ve dürüst insanlara çamur atarak geçimini temin eden, ailesi tarafından bile terkedilen bu provokatör Azerbaycan'da da benzer suçlardan ötürü iki defa hapis yatmıştır. Türkiye'de de pekçok insanı kandırmış ve dolandırmıştır. Bize de şantaj yapmaya kalkışmış, istediği para verimeyince bu tür aşağılık iddia ve iftiralarla çamur atmıştır. Kendisiyle ilgili hukuki işlemler başlatılmıştır. Konunun takipçisiyiz. Bu konuda Azerbaycan adaletine güveniyorum.

22.Sizi tehdit eden, sizi hedef alan, size hakaret eden bazı internet siteleri ve sivil toplum kuruluşları hakkında ne düşünüyorsunuz ? Onların sizden beklentileri nelerdir?

Türksoy:
Şantaj amacıyla bize ve dostlarımıza iftlra atan, hakaret eden provokatör şahıs ve onun iftiralarını yayınlayan bazı şantajcı internet siteleri hakkında avukatlarımız gerekli işlemlere başlamıştır. Biz bu tür ucuz şantajcılara papuç bırakmayız. Kanun önünde hesap verecekler.

23.Azerbaycanla bağlı programlar yapan, ülkemizdeki Karabağ problemini dünyaya ulaştıran yazarlardan biri olarak belli çalışmalarınız bulunmaktadır. Bu yöndeki çalışmalarınız şimdi de devam ediyor mu?

Türksoy:
Azerbaycan bizim canımız, atayurdumuzdur. Ikinci vatanımızdır. Umum Milli Liderimiz Haydar Aliyev'in dediği gibi "Biz bir millet iki devletiz" ve Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi, "Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir!" Ben zaten 30 yıldır Azerbaycan'ın gönüllü diasporasını yapıyorum. Karabağ ve Hocalı faciasına ilgili Türkiye'de ilk programları ben yaptım; Şehir şehir köy köy dolaştım Karabağ'ı, Hocalıyı, Azerbaycan'ı anlattım. Şimdi de Karpat olarak binlerce insanın katıldığı bütün kurultaylarımızda, tedbirlerimizde anlatmaya devam ediyoruz. Azerbaycan bizim sevdamızdır. Karabağ ruhumuzdur. Hocalı yürek sızımız, gözyaşımızdır.

İşgal altındaki Karabağ toprakları için gerektiğinde ölmek de dahil her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.

Samet Vurgun'un dediği gibi;

"El bilir ki sen menimsen
Yurdum yuvam meskenimsen
Anam doğma vetenimsen
Ayrılar mı gönül candan
Azerbaycan Azerbaycan!"
Arzuman LOĞMANOĞLU,
Azərbaycan, Baku şehri
“Yeni Sözçü” gazetesi