Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 37 yaşında! Lefkoşa'nın başkentlik ettiği KKTC, 15 Kasım 1983 tarihinde kuruldu. Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada olarak bilinir ve bağımsız devlet konumundadır. KKTC ilk cumhurbaşkanı, kuruluşu hakkında ayrıntılı bilgi haberimizde…

KKTC 1983 yılında kuruldu ve ilk Cumhurbaşkanı da Rauf Denktaş oldu. 37 yılın ardından Türkiye ile sıkı bir bağı bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 'Yavru Vatan' olarak bilinir. Resmi dili Türkçe, konuşulan dil ise Kıbrıs Türkçesi'dir. KKTC yüz ölçümü, nüfusu, tarihi…

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ TARİHİ

Kıbrıs, MÖ 1500 yılı civarında Antik Mısır'ın, MÖ 1320 yılı civarında Hitit'in ve MÖ 1200'lü yıllarda tekrar Mısır'ın, MÖ 1000 yılı gibi de Fenikelilerin ve MÖ 709'da Asurlular'ın egemenliği altına girdi. MÖ 669'da bağımsızlığını kazandı fakat tekrar Mısır firavunu Amasis tarafından alındı. MÖ 545'te Pers Ahameniş İmparatorluğu'na geçti ve MÖ 333'te İssus Muharebesinde Büyük İskender'in egemenliği altında özerklik tanındı. Bu tarihten sonra adada Yunan kültürü ön plana çıktı. MÖ 58 yılında ada, Roma İmparatorluğunun bir vilayeti haline geldi ve 350 sene boyunca Roma İmparatorluğu kontrolünde kaldı. 395'te, Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası olan adada halk yavaş yavaş Ortodoksluk mezhebine geçmeye başladı. 1191 yılında Richard, Üçüncü Haçlı Seferi sırasında adaya yerleşti ve ardından adayı Tapınak Şövalyeleri'ne sattı. 1192 yılında adayı satın alan Guy de Lusignan ve soyu 1489'a kadar Kıbrıs'ı kontrol ettiler.

VENEDİK DÖNEMİNDE NE OLDU?

Kıbrıs'ta, 26 Şubat 1489'da Venedik Cumhuriyeti hakimiyeti başladı. Adanın hakimi olan Lüzinyan kralı, Katerina Kornaro adlı Venedik soylusuyla evlendi. Kral ölünce, ada Venediklilere kaldı. Venedikliler döneminde askeriyeye önem verildi, Mağusa başta olmak üzere kaleler sağlamlaştırıldı. Kıbrıs Krallığının son hükümdarı Caterina Cornaro

II. SELİM KIBRIS'I FETHETTİ, OSMANLI DOĞU AKDENİZ'E HAKİM OLDU

Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de Osmanlı Devleti'ne ait gemilere akın yapan Hristiyan korsanların sığınağı haline gelmişti. Korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak güvenliği hiçe sayıyorlardı. Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs'ın alınması gerekli görüldü. Kıbrıs, II. Selim'in hükümdarlığı sırasında, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma tarafından, 1 Temmuz 1570'te başlayan ve 1 Ağustos 1571'de Mağusa'nın fethedilmesiyle son bulan fetih sonrasında Osmanlı idaresine girdi. Kıbrıs'ın fethiyle Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz'e tamamen hâkim oldu.

OSMANLIDAN ORTODOKSLARA SERBESTÇE KİLİSE KURMA İMKANI

15 Eylül 1570'de Lala Mustafa Paşa, Lefkoşa şehrine girdi. Kıbrıs fethedildiği tarihte Venediklilerin Katolik olması nedeniyle adada az sayıda Ortodoks Rum vardı. Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkânı sağladı. Fethin ardından Karaman'dan adaya göç ettirilen Türkler, adanın ilk Türk sakinleri oldular.

Osmanlı, 93 Harbi'nde Rus İmparatorluğu karşısında yenildi, Ruslara karşı fazla ödün vermemek amacıyla ada 92.799 sterline kiralandı. Osmanlı mülkiyeti devam ediyordu ancak, yönetim tamamen Birleşik Krallık'a geçti. Birleşik Krallık adayı "Komiser" diye tabir ettiği yüksek rütbeli yöneticilerle idare etti. 1914'te başlayan I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Birleşik Krallık karşısındaki Almanya'nın yanında savaşa girmesi üzerine Birleşik Krallık adayı ilhak edip vali tayin etti. 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince, Birleşik Krallık'ın ilhakı tanındı. 1925 yılında Kıbrıs kraliyet kolonisi olarak ilan edildi ve adaya ilk Türkiye Cumhuriyeti konsolosu atandı.

KIBRIS'TA ENOSİS YANLISI RUMLAR AYAKLANINCA NE OLUD?

Ekim 1931'de Rumlar Enosis isteğiyle ayaklandı, Rumlar'ın Birleşik Krallık yönetimine karşı ayaklanması sonucu Birleşik Krallık'ın politikası sertleşti. Türk topluluğu Enosis'e karşı olduğunu açıkladı. 1943 yılında Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) kuruldu. Fakat Fazıl Küçük KATAK'tan ayrılarak 23 Nisan 1944'te Kıbrıs Millî Türk Halk Partisi (KMTHP)'ni kurdu. 18 Ekim 1950'de Kıbrıs Rum Ortodoks liderliğine III. Makarios seçilmiştir. Yunanistan Hükûmeti 1954'te Birleşmiş Milletler'e ulusların kendi kaderlerini tayin haklarının (Self-determinasyon) Kıbrıs için de uygulanması amacıyla başvuruda bulundu. Türkiye'nin karşı çıktığı bu istek Birleşmiş Milletler tarafından reddedildi. EOKA 1 Nisan 1955'te adada faaliyete geçti. Rumlar arasında Enosisçi-Anti Enosisçi çatışmaları başladı. Türkiye ilk kez sorunda taraf olmayı kabul etti ve 29 Ağustos'ta Londra'da Birleşik Krallık ve Yunanistan'ın katıldığı toplantıda, Türkiye de temsil edildi. 15 Kasım 1957'de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kuruldu. MacMillan Planı'na göre Kıbrıs'ın İngiliz Milletler Topluluğu içinde kalmasına ama Türkiye ve Yunanistan'la da bağlara sahip olmasına karar verildi.

MAKARİOS'UN ANAYASA ÖNERİSİ ADADA KATLİAMLARA NEDEN OLDU

1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde her iki toplum da nüfuslarına göre temsil hakkına sahipti. Fakat Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı III. Makarios 30 Kasım 1963'te 13 maddeden oluşan anayasa değişikliği önerilerini sundu. Bunlar arasında anayasanın değişmez maddeleri, Kıbrıs Türk'ü olan Başkan Yardımcısının veto hakkının ortadan kaldırılması, Temsilciler Meclisinde ayrı çoğunluklar ilkesinin ortadan kaldırılarak kararların basit çoğunlukla alınması, ayrı belediyelerin ortadan kaldırılması gibi maddeler de yer aldı. ABD Başkanı Kennedy, Makarios'a bundan vazgeçmesini önerdi ve Türkiye değişiklikleri kabul etmeyeceğini bildirdi. Kıbrıs Türkleri'nin de reddi üzerine Kıbrıs Rumları, 21 Aralık 1963'te Kıbrıs Türklerine karşı ada çapında katliam başlattı. Rum saldırıları 1967'de tekrar başladı. Yunanistan Ordusu'nun bir kısmı adaya yerleştirildi. Türklere karşı sürdürülen sindirme politikasının durdurulması için Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının toplantıları bir sonuç vermeyince Türkiye askerî müdahalede bulunacağını açıkladı.

RAUF DENKTAŞ TUTUKLANDI

Çabaların sonuçsuz kalmasıyla TBMM hükûmete müdahale yetkisi verdi. ABD'nin arabuluculuğuyla Yunanistan birliklerinin geri çekilmesi sağlanınca, Türkiye harekâtı durdurdu. Yunanistan'ın askerleri üç Türk köyünden geri çekilirken 24 kişiyi öldürdüler. 1964'ten beri Türkiye'de bulunan Rauf Denktaş adaya gitti. Denktaş, Yunananlılarca tutuklandı ancak Türkiye ve ABD'nin itirazı üzerine iade edildi.

1970'li yılların başlarında Yunanistan'ı kontrol eden askerî cunta yönetimi, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Ulusal Muhafız Birliği'ne bu birliğin komutanının görevinden alınmasını ve adanın kontrolünü Yunan subayların bulunduğu bu birliğin devralmasını istedi. III. Makarios görevden alındı. Nikos Sampson'un yeni hükûmetin devlet başkanı olduğu ilan edildi. Kıbrıs'ın bağımsızlığı devam etti.

DARBE NEDENİYLE TÜRKİYE, HAREKAT BAŞLATTI

Türkiye Cumhuriyeti, gerçekleştirilen darbe nedeniyle 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs'a karadan ve havadan harekât başlattı. Geçici ateşkes ilan edildiyse de Rum birliklerinin ateşkes kurallarına uymaması sonucu 13 Ağustos'ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başladı. Uluslararası baskılar sonucunda ateşkes ilan edildi ve adanın %37'si Türkler'in kontrolüne geçti. 170.000 civarındaki Kıbrıslı Rum kuzeyde bulunan evlerinden göç etti, 50.000 Kıbrıslı Türk ve daha sonra da Türkiye'nin teşviki ile Türkiye'den gelen göçmenler ise bu evlere yerleştirildi.

KKTC BAĞIMSIZLIĞINI İLAN ETTİ

13 Şubat 1975'de toplanan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi, oy birliği ile Kıbrıs Türk Federe Devletini ilan etmiş ve yeni devletin anayasası ile seçim yasasını yapması için Türk toplumunun tüm kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımı ile bir Kurucu Meclis'in oluşturulmasını kararlaştırıldı. 

13 Şubat 1975'de ilan edilen Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin kuruluş bildirisi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi'nde Yönetim Başkanı Rauf Denktaş tarafından okunmuştu: İşte o bildirge:

"Muhtar Kıbrıs Türk Yönetiminin Bakanlar Kurulu ve Yasama Meclisi, 13 Şubat 1975'de Lefkoşe'de ortak bir toplantı yaparak ve aşağıdaki vakıaları göz önünde tutarak;

- Kıbrıs Türk Toplumu, Kıbrıslı Rumlar tarafından Anayasa uyarınca haiz olduğu hakları kullanmaktan alıkonmuştur.

- Kıbrıs Türk Toplumu, varlıklarını korumak ve can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla toplanmış oldukları bölgelerde uzun yıllar bütün iktisadi haklarından ve olanaklarından mahrum edilerek ve tehdit ve baskı altında tahammül edilemez şartlar içinde yaşamak zorunda bırakılmıştır.

- Kıbrıs Rumlarının 1963, 1967, 1974 yıllarında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına son vermek girişim ve tehditleri karşısında, Cumhuriyetin kurucularından biri olan Kıbrıs Türk Toplumu, ağır fedakarlıklar pahasına bu girişimlere karşı koymak zorunda bırakılmıştır.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucularından olan Kıbrıslı Rumlar ile bir arada yaşamak olanağının bulunmadığı sonucuna vararak; ve Adaya sükunet, güvenlik ve devamlı bir barışın getirilmesi için iki toplumun her birisi kendi bölgesinde, kendi iç yapısını düzenleyerek, yan yana yaşamaları gerektiği sonucuna vararak; ve Kıbrıs Rum Toplumunun yukarıdaki esaslar uyarınca bağımsız bir Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda herhangi bir yapıcı tutum içine girmediğini dikkate alarak; ve Kıbrıs Rum Toplumunun sosyal ve iktisadi hayatının yeni ve sağlıklı bir düzene tabi kılınması gereğini göz önünde tutarak; ve Kıbrıs'ın bağımsızlığına karşı olan ve bölünmesi veya herhangi bir başka devletle birleşmesi yolundaki her girişime kesinlikle karşı koymak inanç ve kararını teyit ederek; ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağlantısızlık statüsünün gerektiğine inanarak ve adanın yabancı çıkarlara hizmet etmesine izin vermemek kararını beyan ederek; ve Kendi bölgelerinde gelecekteki bağımsız Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açacak düzenin hukuki esasını yaratmak gereğini göz önünde bulundurarak; ve Nihai amacın iki bölgeli bir federasyon çerçevesinde Kıbrıs Rum Toplumuyla birleşmek olduğunu teyit ederek; Temel maddeleri milletlerarası hukuka uygun olarak milletlerarası anlaşmalarla saptanmış olan cumhuriyetin 1960 Anayasasının aynı usulle Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'nin anayasası olarak değiştirilmesine ve Federal Cumhuriyetin kurulmasına kadar muhtar Kıbrıs Türk Yönetiminin yeniden düzenlenmesi ve teşkilatlanmasının gerekli Olduğunu kararlaştırmıştır.

Bu amaçla muhtar Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanının başkanlığı ile bir Kurucu Meclis kurulmasına karar verilmiştir."

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulması, Yunanistan başta olmak üzere birçok devletin tepkisine neden oldu. Güvenlik Konseyi, bağımsızlık kararını kınadı. 13 Mayıs 1984'te de Güvenlik Konseyi 550 sayılı kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı.

Tarih boyunca Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığı başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok çevrede büyük yankı uyandırmış ve adanın Rum kesimiyle birleştirilmesi yolunda adımlar atılmıştır. Tüm çabalar karşılıksız kalmış ada birleşmemiştir. 1 Mayıs 2004'te Kıbrıs Cumhuriyeti tüm adayı temsilen Avrupa Birliği'ne girmiştir.