Giresun’un Keşap ilçesinde, kendi imkanları ile çiftçilik yapmaya çalışan Selahaddin Çakır isimli vatandaş, alternatif ürün yetiştiriciliğinde etrafındakileri harekete geçirmek için çalmadık kapı bırakmadı.

Giresun’un Keşap ilçesinde yaşayan Selahaddin Çakır (55), bölge çiftçisini alternatif ürüne yöneltmek için çalıştığını ancak fındığa alışan üreticinin farklı ürünlere ilgi göstermediğini söyledi. Çakır, alternatif ürün konusunda insanları bilinçlendirmek için kapı kapı dolaştığını dile getiren Çakır, sadece fındığına bağımlı olmanın üreticileri tembelleştirdiğine işaret etti.

Selahattin Çakır, Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı (DOKAP) Projesi kapsamında aldığı 300 adet yaban mersini (likarba) fidanıyla alternatif ürün yetiştiriciliğine başladı. Özellikle antioksidan içerikli meyveler başta olmak üzere, alternatif ürünlerin fındığa kıyasla en az 6-7 kat daha fazla ürün verdiğini kaydeden Çakır, fındığın üreticiyi tembelleştirmesinden dolayı bu ürünlere ilgi gösterilmediğini savundu.
Verimli arazilerin fındık dikilerek israf edildiğini belirten Çakır, "Yıllarca fındığa bağımlı bir üreticilik anlayışı, beraberinde alternatif ürünlere karşı kayıtsızlık ve bilgisizliği besledi. Şimdi farklı alternatif ürünlere yönelmeyi düşünen üreticiler haliyle bu girişimlerinde tedirgin oluyorlar. Ayrıca, çevrelerinde başarıya ulaşmış ya da kazanan bir üretici örneği görmek istiyorlar. Yetkililerin bu tür alternatif ürünler için üreticilere destek olmalarının önemi burada ortaya çıkıyor." dedi.
Fındık üreticilerinin ellerindeki toprağın kıymetini bilmediğini savunan Çakır, şöyle devam etti: "Deyim yerindeyse arazilerini fındıkla ucuza kapatıyorlar. Halbuki bugün fındıktan 3 bin 500 TL’lik hasılat bırakan bir arazinin sadece yaban mersini üretimiyle bırakacağı hasılat en az 50 bin lira. Ve maalesef toprağın ve üzerinde dikilecek ürünün kıymetini bilen yetkililer, üreticileri gereği gibi ne bilgilendiriyorlar ne de cesaretlendiriyorlar.” diye konuştu.
Kendisinin alternatif ürün yetiştirerek bölgedeki üreticilere örnek olduğunu anlatan Selahattin Çakır, uzun yıllar İstanbul’da yaşadıktan sonra bu yüzden memleketine dönüp çiftçilik yapmaya başladığını kaydetti.
Amacının bir şeyler kazanmaktan ziyade fındığa ipotek edilmiş bir anlayışı kırmak olduğunu ve alternatif ürünlerle köylüye çok daha fazla kazanılabileceğini ispat etmek olduğunu söyleyen Çakır, fındıkla toprağın bir nevi nadasa bırakılmış gibi atıl durduğunu, halbuki alternatif ürünlerde pazar sıkıntısının dahi yaşanmadığını savundu.
Özellikle gençleri motive edip bu işin içine çekmenin önemine değinen Çakır, “İmkan verilirse, ben burada önder ve örnek olmaya hazırım. İstanbul’dan geldim geleli çevremdekilere alternatif ürünlerin daha kazançlı olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Yalnız bu hususta başarıya ulaşabilmem için yetkililerin ve konunun uzmanlarının da destek olması lazım. Benden çok daha heyecanlı üreticiler var. Yalnız somut bir örnek görmeye de ihtiyaçları da var. Maalesef yeteri kadar heyecanı ve enerjisi olan o kadar çok üretici var ki; önleri açılmadığı için kendi köşesine çekilip fındığa razı olmuşlar." tespitini yaptı.
Bugüne kadar milletvekillerinden kaymakama, değişik medya guruplarından oda temsilcilerine kadar birçok kişiyi bahçesinde ağırladığını dile getiren Çakır, “Bir uyanış lazım. Aküsü basmayan arabaya bir el atmak lazım.” ifadelerini kullandı.