1- Diyarbakır (11 Nisan 2010) maçında ipler koptu.. G.Saray taraftarının yaptığı beste ve ona ettiği küfürler sonrası yuvasından kopmaya karar verdi.. O günden beri kulüp arıyordu.. Sonunda Atletico Madrid hem Arda’yı hem de G.Saray’ı tatmin etti.. Arda’ya yapılan bestede Sinem Kobal’a sinema kapattığı için sitem vardı.. Bir de o maçta Ali Sami Yen’de Arda’ya küfredildi..

2- G.Saray’da beklediği değeri göremediğini düşünüyordu.. Elano, Lincoln, Keita, Baros, Melo gibi yabancı Selçuk gibi yerli futbolculara ödenen paralar, Emre Belözoğlu, Nihat Kahveci gibi yurtdışından gelip yılda 3.5 milyon Euro kazanan futbolcuların varlığı Arda’nın sadece sözde değil ekonomik olarak da yıldızlaştırılmasını gerektiriyordu.. Arda kendi düşüncesinde bu değeri görmediğini hissetti..

3- Sinem Kobal ile yaşadığı ilişkide medya tarafından sürekli rahatsız edildiğini, ilişkisini normal insanlar gibi yaşayamadığından şikayet ediyordu.. Sürekli olarak magazin basınına manşet olması, katıldığı çorbacı açılışının bile Arda’ya zarar verecek şekilde lanse edilmesiArda için bardağı taşıran damlalar oldu..

4- Sakatlığı sırasında takımın eski kaptanı Hakan Şükür’ün bile “Aslında sakat değil, oynamak istemiyor” demesi, Telegol’de pubis sakatlığının cinsel hayatına bağlanması da Arda Turan’ı kaçıran etkenlerdendi..

5- Takım içinde kaptanlığını içine sindiremeyenler vardı. Arda bunu biliyordu. Çünkü törenle kaptanlığı vermeden önce Haldun Üstünel, Adnan Polat’ın isteğiyle 6 futbolcu ile toplantı yapıp “Arda’yı kaptan yapmak istiyoruz, ne diyorsunuz?” dedi. Servet ve Sabri çok sıcak yaklaşmadılar. Arda bunu biliyordu ve üzülüyordu.

İŞTE ARDA’YI YUVADAN KOPARAN BESTE

Kimisi gece alemlerinde
Kimisi sinema peşinde
G.Saray ruhu yok hiçbirinde
Düşmüşler paranın peşine
Söyleyin sizden çok mu şey istedik
Formanın hakkını verin dedik
Biz 14 sene bekledik
Sizin gibi ruhsuz görmedik

Kaynak: Gökmen Özdemir/Vatan