Demokrasi diyorsunuz, halkın önüne sandık koyuyorsunuz ve sonuçta halk özgür iradesini sandığa yansıtarak bir belediye başkanı seçiyor.

Yöresinin,şehrinin belediye başkanını seçiyor, iradesini onun yönetiyor olmasından büyük mutluluk duyuyor.

Demokrasi de böyle bir şey, kendisinin seçtiği inancın yöresini yönetme mutluluğu.

Gel zaman, git zaman seçimlerin üstünden bir yıl geçmeden, seçilmiş altmış beş belediye başkanının elli beş tanesini tek bakanlık kararıyla mahkeme kararı olmadan görevden alıyorsunuz.

Oysa hukuki gerekçe olmadan görevden almanın, hukuki olmadığını bütün hukukçular biliyor.

Neden bahsediyorum?

Laik demokrasiye ve Atatürk devrimlerine inanan,  misaki milli sınırlarının bütünlüğü içinde beraberce yaşamı savunan ve CHP üyesi bir yurttaş olarak, özgürlükçü demokrasi ve demokratik Cumhuriyet içinde herkesin iradesinin sandığa yansımasını ve ancak sandıkla gelenin sandıkla gitmesine inanırım.

Bu durum, bu düşüncede olan bir yurttaş olarak beni rahatsız etmiştir.

Düşünün HDP'nin başına gelenler adaletten ve hukuktan yanayım diyen insanlar sizleri rahatsız etmiyorsa o zaman neden seçim yapılıyorki?

Bütün belediye başkanlarını atamayla görevlendirin ve de herkes rahat etsin ve kandırıldım psikolojisiyle dünyaları kararmasın.

Siz seçmen olarak HDP'lilerin yerine kendinizi koyun, ilçede görev almışsınız, somut deliller ve hukuki bir karar olmadan belediye başkanını görevden  alıyorsun.

Tamam bir belediye başkanı teröre destek verdiği hukuki şartlarda ispatlanırsa ve de teröre desteği konusunda kendi öz iradesi mevcutsa, öyle birinin elbette görevden alırsın.

Örneğin bir ilçede belediyede görev yapan bir yurttaş bu yönde eylem yaparken yakalanmış, bütün kurum suçlanarak belediye başkanı görevden alınıyor.

Bu durumda AKP'nin veya CHP'nin görev yaptığı belediyelerde bir kişi rüşvet,irtikap ve kanunun suç saydığı bir eylem içinde bulunuyorsa o yörenin AKP'li veya CHP'li belediye başkanını görevden aldınız mı?

Aynı durum HDP için geçerli değil mi?

Suçun bireyselliği ne çabuk unutuldu?

Bu duruma göre altı milyon oy almış altmış beş kentte belediye kazanmış bir partiyi cezalandırmak onların belediye başkanlarını görevden almak hangi aklın ürünüdür?

 Üstelik bazen bazı yurttaşlar diyorki ''Kapatın HDP'yi ülke rahatlasın''

Bu güne kadar HDP çizgisinde faaliyet gösteren partiler sekiz kere kapatıldı, HDP dokuzuncu parti.

Kapatsanız  ne olacak? 

Dokuz köyden kovarsanız, o insanlar onuncu köyü de bulup yerleşmesini bileceklerdir.

Hem ''Biz Kürtlerle et ve tırnak gibiyiz'' deniliyor hem de sürekli dışlanıyor, partileri kapatılıyor ve de ülkenin Kürtleri ve HDP'ye oy veren milyonlar demokratik katılımın dışına itiliyor.

Ben adım gibi eminim, bu hamleler PKK' ye kan taşıyan ortamı daha da güçlendiriyor.

Çünkü PKK'nin beslendiği alan sosyal dengesizlik,adaletsizlik ve de işsizlik olduğunu herkes biliyor.

Dış desteği ve lojistik desteğide cabası!

Bu durumda bizim iç siyasette HDP' yi dışlamadan demokrasi içinde tutmamız ve de onu sistemin içinde kucaklamamız, sevmemiz gerekiyor.

Bunu yapmadığımız sürece ve onların ve seçilmiş kurumlarını adaletsizlik içine attığımız sürece illegaliteye zemin hazırlamış oluyoruz.

Bütün bunlara bakarak HDP 'yi sistem içinde ve de Türkiyeleştirmek için adımlar atmalıyız.

Kimine göre Kürt sorunu, kimine göre güneydoğu sorunu, kimine göre terör sorunu dediğimiz ve adında bile ortak bir mutabakat sağlayamadığımız bu konunun elli yıldır şiddetle, hapisle, sopayla, silahla, dövmekle, dışlamakla ve de hukuksuz uygulamalarla bitmediğini görmeyenlerin Türkiye'ye iyilik yaptıkları kanaatinde değilim.

Lütfen empati yapalım, kırk yıldır oy verdiğiniz partiniz kapatılmış,belediye başkanınız sürekli görevden alınmış olsa siz olsanız ne yapasınız?