Pedagog Ali Çankırılı, çocukla iletişim kurarken konuya çocuğun mantığı üzerinden bakılması gerektiğini söyledi. Çankırılı, "Allah küfreden çocukları sevmez, Allah, annelerine bağıran çocukları taş yapar." gibi ifadelerin çocukta zamanla dine karşı öfke ve nefrete sebep olacağına dikkat çekti.

Aile, davranışların şekillenmesinde büyük bir öneme sahiptir. Özellikle de çocukta dini inancın yerleşmesinde anne-baba daha fazla etkilidir. Ancak dini mevzular anlatılırken yapılan bazı yanlış söz ve tutumlar, çocukta dine karşı korku ve nefret oluşturuyor. "Namaz kılmayanları Allah cehennemine atar, Allah küfreden çocukları sevmez, Allah annelerine bağıran çocukları taş yapar." gibi ifadeler, dine karşı öfke ve nefrete sebep oluyor. Pedagog Ali Çankırılı, çocuğa dini mevzular izah edilirken yetişkin değil, bir çocuk gözüyle yaklaşılması gerektiğini söylüyor. "Çocuğu olan, onunla çocuklaşsın." hadisini örnek veren Çankırılı, "Çocuğa korkutarak değil, sevdirerek dini eğitim verilmeli." diyor.

Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar ancak farklı din ve inançlarda yetişmesi, dinini sevmesi veya dinin gerektirdiklerini yerine getirebilmesinde anne ve babanın önemli bir yeri vardır. Pedagog Çankırılı, küçük yaşta dini kavramlar nasıl ifade edilirse ileriki yaşlarda da çocuğun o kavrama o gözle bakacağını belirtiyor. Çankırılı, "Geçen günlerde bir çocuk annesine bağırıyordu. Anne ise çocuğun kızgınlığını anlamak yerine 'Allah, annelerine bağıran çocukları sevmez.' dedi. Ve çocuk aynı kızgınlıkla 'Seni de Allah'ı da sevmiyorum.' demişti. Çocuk artık her yaramazlık yaptığında Allah'ın kendisini sevmediği düşüncesine kapılacak, kendisini sevmediği için çocuk da Allah'ı sevmeyecektir." şeklinde konuşuyor.

Çankırılı, dinin cezalandırıcı ve korkutucu özellikleri yerine, güzelliklerinin anlatılması gerektiğini söylüyor. Çocukla iletişim kurarken konuya çocuğun bakışı ve mantığı üzerinden bakılmalı ve konu basit bir dille ifade edilmeli. Çocuklarda görsel düşüncenin mantıksal düşünceden önce geldiğini söyleyen Çankırılı, "Bu sebeple çocuklar, fizik ötesi soyut kavramları anlayamaz. Çocukların dini konulardaki sorularına geçiştirmece cevaplar verilmemeli, yaşına uygun izahlarda bulunmalı. Ayrıca dini konularda bir şey anlatırken veya ibadetlere alıştırırken onun oyun çocuğu olduğu kesinlikle unutulmamalı. Küçük çocuklar ibadetleri de oyun olarak algılar. Siz namaz kılarken gelir, yanınıza dikilir, sizinle birlikte oturup kalkar, sizi taklit eder. Yaptığı davranışların ibadet olduğunu kavrayamaz. Canı sıkılınca odada dolaşmaya, önünüze dikilip veya secde yaptığınız yere oturup komiklik yapmaya başlar. Anne-baba ve aile büyükleri çocuğa sert tepki göstermemeli, azarlamak ve çocuğu odadan çıkarmak gibi davranışlarda bulunmamalıdır." diyor.

Namaz Gönüllüleri Platformu'nun kurucularından ilahiyatçı-yazar Ahmet Bulut ise sözlerden çok davranışların çocuklar üzerinde daha etkili olduğunu söylüyor. Bulut, "Güzel sözleriniz ve dini telkinleriniz, davranışlarınız tarafından desteklenmiyorsa; yani söylediklerinizi yaşayamıyorsanız, sözleriniz çocuğun davranışlarına yansımayacaktır. Namaz kılmanın güzelliğini anlatmak yerine öncelikle o kişinin namaz kılması gerekir ki çocuk da örnek alsın." ifadelerini kullanıyor.

Çocukta dinî inancın yerleşmesi için neler yapılabilir?

Allah ve Peygamber sevdirilmeli: Allah, çocuğa 'yakan', 'cezalandıran', 'cehenneme atan', 'taş yapan' olarak aktarılmamalı ve korkutulmamalıdır. Çocuk, Allah'ın cezalandırıcı özelliklerini değil, seven, koruyan, bağışlayan özelliklerini bilmelidir. Allah ve Peygamber sevgisi, hoşnutluğu, akıl ve mantık dairesi içinde kalplere yerleştirilmelidir. Bunun aksinin yapılması çocukta dine karşı nefret uyandırır.

Yaş ve birikimine uygun olmayan bilgi ve uygulama çocuktan istenmemeli: 6 aylık bir bebeğe nasıl ki yetişkinlere ait yiyecekler verilmiyorsa, dini konularda da çocuğun yaşının üstünde bir tutum sergilemesini beklemeyin. 5 yaşındaki bir çocuktan tadil-i erkânıyla namaz kılmasını veya tüm sure ve duaları ezberlemesini istemeyin.

Mevzuya çocuğun bakışı ve mantığı üzerinden bakın: Çocukların dini konulardaki sorularına geçiştirmece cevaplar vermeyin. Soruları önemseyin, yaşına uygun mantıklı ve doğru cevaplar vererek izahta bulunun.

Örnek olun: Söylediklerinizi yaşayın, yani çocuğunuz dini telkinlerinizi davranışlarınızda görsün. Bir baba "Temizlik imandandır, Allah temiz olanları sever." diye telkinde bulunup örneğin pikniğe gittiğinde çöplerini toplamadan piknik yerini terk ederse; bu dini telkinin çocuk için pratikte bir anlamı olmaz.

Dinî konuları bir günde anlatmayın: Yerine uygun ve aralara serpiştirilmiş konuşmalar daha etkilidir. Konuşmalar, tenkit ve tartışma şeklinde olmamalıdır.


(sb)