Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), kredi kullanılacak konut ve ticari gayrimenkullerin değerinin, BDDK veya Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerince tespit edileceğini bildirdi.

BDDK'dan yapılan yazılı açıklamada, bankaların etkin bir risk yönetimi açısından, taşıdıkları risk düzeylerine, risk iştahlarına ve risk alma kapasitelerine bağlı olarak kullandırdıkları krediler ile bu krediler karşılığında alacakları teminat türleri ve düzeyleri arasında makul bir ilişki kurmalarının beklendiği kaydedildi.

Kredi ve teminat düzeyi arasındaki ilişkinin uluslararası finans literatüründe 'Loan to Volue (LTV)' olarak bilindiğini ve Türkiye'de de 'Kredinin Teminata Oranı (KTO)' olarak adlandırılan oran aracılığıyla kurulduğu belirtilen açıklamada, bu çerçevede, Bankacılık Kanunu'nun 43. maddesinde verilen yetkiden hareketle BDDK'nın 16.12.2010 tarihli toplantısında karar alındığı kaydedildi. Açıklamaya, şöyle devam edildi:

'Konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kullandırılacak krediler ile konut teminatı altında kullandırılacak tüketici kredilerinde, kredi tutarının teminata konu olan gayrimenkulün değerinin yüzde 75'ini, ticari gayrimenkul alımı amaçlı kullandırılacak ticari kredilerde ise kredi tutarının teminata konu olacak gayrimenkulün değerinin yüzde 50'sini aşmaması kuralı getirilmiş ve bu sınırın belirlenmesinde esas alınacak teminata konu olan konutların ya da ticari gayrimenkullerin değerinin Kurulumuz veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerince tespit edilmiş olmasının zorunlu tutulmasına karar verilmiştir.'

(sb)