İncekara, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, komisyon olarak kayıp çocuklar ve mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda yaptıkları çalışmalara ilişkin raporu açıklayacaklarını ancak hakkında bazı gazete ve televizyonlarda yer alan “Sendika düşmanı olduğuna” dair haberleri değerlendirme gereği duyduğunu bildirdi.

Yapılan çalışmaların paylaşımlarının ve bu konudaki sohbetlerinin kontrolünden çıktığını, kişiselleştirildiğini ifade eden İncekara, sözlerinin bir kara propagandaya dönüştürülmesinin içine sinmediğini söyledi. İncekara, “Yeniden kara propagandalara alet olmamak için ben raporla ilgili bir yorum, bir açıklama yapmayacağım” dedi.

Halide İncekara, SHÇEK, üniversiteler ve TÜİK işbirliği ile 3 bin çocuğun katılımıyla bir saha araştırması yaptıklarını belirterek, “Bunların sonuçlarını da gördüğümüzde isyanımızda, davranışımızda, sitemimizdeki haklılığımızı göreceksiniz” diye konuştu. İncekara, isim ve belge açıklamayacağını, yeni tartışmalara neden olmasını istemediğini söyledi.

Toplumda çocuk duyarlılığının arttırıldığını kaydeden İncekara, artık herkesin isteği gibi senaryo yazamadığını, reklam verenlerin reklamlar aile yapısına ve çocuklara zarar verecek mi diye baktıklarını anlatan İncekara, “(Biz Türkiye'nin gerçeklerini anlatıyoruz) diyorlar. Biz Türkiye'nin değerlerini yok ediyoruz, etmiyoruz kavramları yerine (Biz ticaret yapıyoruz, para kazanıyoruz) demeleri daha net olur. Akademisyenler benden daha ağır ifadelerde bulunuyorlar. Yine orada ekmek parasını kazanan sanatçı arkadaşım diyor ki 'Sokağa çıkamaz hale geldim. Bir kafede oturamaz hale geldim.' O hanımefendiye de karşı gelecek her zarara direnişi gösterecek yine benim. Yani çoluğu, çocuğu zehirleyecek programların altına ısrarla acaba bir hatam var mı demeden yayınına devam edenlerle benim mücadelem devam edecek” diye konuştu.

“SENDİKA DÜŞMANLIĞI NEREDE?”

“Halide İncekara'nın kaderi, çocuklar için hareket ederken düşmanları çoğalıyor” diyen İncekara, “Ama ben düşman istemiyorum. Çocuklar için el ele yürüyebileceğim dostlar istiyorum” dedi.

Kendisine, “Bir çaydanlık meselesinden hareketle anlamsız yere çekilen, '657 düşmanı' ilan edilen ve öğretmenlerin sendikal hakkına saldıran bir kadın rolü seçildiğini” kaydeden İncekara, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O okulda bulunma nedenim, hem araştırma komisyonu başkanı olmak hem de Çocuk Hakları İzleme Komisyonu üyesi olmak. Ben 'eğitim aracı olarak şiddet dışında ne yapılacağını bilmiyorum' diye başladım konuşmaya. Ben bilmiyorum peki öğretmenler biliyor mu? Yok onlar da bilmiyorlar. Oradan geçtik duvara vurulan bir cetvelle örnek verdim. Ama sınıfa hakim olunacağı öğretilmediği için tahtaya vurarak disiplin sağlanmaya çalışılıyor. Bunun neresi öğretmen düşmanlığı? Gittiğim okuldaki bir manzarayı paylaştım, ayrı çaydanlıklar örneğini verdim ama örnek o okula aitti. Bahsettiğimiz kişiler o okuldaki kişilerdi. Hakaret mi ettik, hayır. Bunun sendika düşmanlığı neresindedir?”

“TAZMİNAT ÖDEMEM GEREKİYORSA DA ÖDEYECEĞİM”

Çocuk konusunun olduğu yerde aile ve çocuğun da bulunacağını ifade eden İncekara, “Konuşmayacak mıyız, yasak mı? Kendileri muhatap olmadıkları yerde, ne öğretmenlere bir tavır, ne bir sendikaya tavır olmadığı halde çıkıp çarşaf çarşaf beyanat verenler; tacizcilerin, dayakçıların, istismarcıların avukatlığını yapmayın. Yüz binlerce pırlantanın, Anadolu'nun dağlarında gecesini gündüzüne katan eli öpülesi öğretmenlerin içine sızmış bulunan 3-5 kişi bulunan güruhu savunmaya kalkmayın. Sizi çocuk düşmanı ilan ederim, sizi birkaç istismarcının avukatı ilan ederim. Yüz binlerce öğretmenin içine sızmış olanların avukatı ilan ederim. Ben birkaç kötüye yüz binlerce öğretmeni feda etmem. Kol kırılır yen içinde kalır dedirtmeyeceğim.”

Halide İncekara, hakkında tazminat davaları açılması üzerine çocukların kumbaralarını gönderdiklerini ifade ederken, gözyaşlarına hakim olamadı. Duygusal anlar yaşayan İncekara, “Susmayacağım, sinmeyeceğim. Milyarlarca lira tazminat ödemem gerekiyorsa da ödeyeceğim” dedi.

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan İncekara, bir soru üzerine kendisinin de suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, resmen bir linç
girişiminin başlatıldığını söyledi.

İncekara, konuya ilişkin muhalefetten tepki alıp almadığına ilişkin soruya ise, arkadaşlarının kendisinden ve çalışmalarından emin olduğu için tepki değil, destek aldığını bildirdi.

Eğitim-Sen ile karşı karşıya kaldığının hatırlatılması üzerine de İncekara, “Ben kimse ile karşı karşıya gelmedim. beni tehdit edenler var, bana küfür edenler var. Küfürlerini kendilerine iade ediyorum” karşılığını verdi.

NE OLMUŞTU

Senarist Melek Gençoğlu, Ak Parti Milletvekili ve TBMM Kayıp Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara'nın, "Yaprak Dökümü ve Fatmagül'ün Suçu Ne?" isimli televizyon dizileri için "Sapıklığa teşvik ediyor. Senaristlerin ruh sağlığından şüpheliyim" sözleri üzerine 50 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı.

Gençoğlu İncekara'nın geçtiğimiz ay içinde söyledikleriyle, dizileri kullanarak siyaset yapmayı amaçladığını öne sürmüş, aşağılayıcı, küçük düşürücü ve hakaret edici ifadeler kullanıldığını kaydederek, kişilik haklarına saldırıldığını ayrıca "ruh hastası ve sapık ilan" edildiğini savunmuştu.




(sb)