Bu hastalığa nasıl yakalandınız?

Makine teknisyeniyim. Ağır işlerle uğraşıyordum. Kendimi işime öyle vermişim ki kalbimi çok yormuşum. Vücut geliştirme sporuyla da profesyonel olarak ilgileniyordum. 3 yıl önce doktora gittiğimde ‘Son evre kalp yetmezliği’ teşhisi kondu. İlaç sonuç vermedi. Kalp nakli gerek dediler. Ama kalp bulamadık. 3 günlük ömrüm kalmıştı. Prof. Dr. Süha Küçükaksu imdadıma yetişti. 8 saatlik bir operasyonla ‘Berlin Heart’ denilen yapay kalp pompası kalbime takıldı.
Hayatınız nasıl değişti?
Ameliyat sonrası buzdolabı büyüklüğünde bir suni kalp cihazıyla yaşıyordum. Hastaneden çıkamıyordum. Berlin Heart ile özgürlüğüme kavuştum. Geziyorum, araba kullanıyorum, her ihtiyacımı karşılayabiliyorum.

CİHAZLA BÜTÜNLEŞTİM’

 Makine ilk takıldığında ne gibi zorluklar çektiniz?
İlk zamanlar ‘tik tak’ sesi çok rahatsız ediyordu. Eşim ve ben uyuyamıyorduk. Cihazın sesi bir otomobilin sinyal sesine benziyor. Artık cihazla bütünleştim.

BİSİKLET POMPASI

 Ya arıza olursa?
Makinenin kalp hortumu çıkabiliyor. Düzeltmem için 20 dakika sürem var. Çünkü makinenin kalbi yüzde 95 makineyle, yüzde 5 kendi ürettiği enerjiyle çalışıyor. 6 saatte şarjı bitiyor. Gece makineyi elektriğe takıyoruz. Arıza olursa bisiklet pompası ile kalbi çalıştırıyoruz. 3 ayda bir bakım yaptırıyorum.

‘BOMBA SANIYORLAR’
 Cihazın hayatınıza nasıl bir olumsuz etkisi var?
Özellikle alışveriş merkezlerine girerken bomba kontrolü yapıyorlar. Buna dayanamıyorum. Çünkü o sırada tüm insanların bakışları üzerimde oluyor.

SEBZE YİYEMİYORUM’

En çok neyi özlüyorsunuz?
En çok koşmayı ve rahatça gezebilmeyi, çalışmayı ve yemek yemeyi özledim. Sebze yemekleri yiyemiyorum. Kanda pıhtılaşma oluyor. Et, tavuk, çorba ve patates gibi yiyecekler tüketebiliyorum. Artık içki içmiyorum. Bakımımı devlet karşılıyor ve her ay maaş veriyor. Halkı organ bağışına duyarlı olmaya davet ediyorum. Yurtdışında haftada 3-5 nakil yapılırken, bizde yılda 40 bağış yapılıyor.

(sb)