Nevşehir'de oturan Metin Deş, askerde oğlunun intihar ettiği yönünde verilen bilginin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Devlet büyüklerinden olayın aydınlatılması için yardım bekliyorum" dedi. Baba Metin Deş, kaçakçılık yapan askerlerin, oğlunun ihbar etmesinden çekindikleri için oğlunun öldürüldüğüne inanıyor.

Geçtiğimiz şubat ayında Muğla Aksaz Deniz Üs Komutanlığı TCG Çandarlı gemisinde vatanî görevini yaparken hayatını kaybeden Taner Deş'in ailesine çocuklarının intihar ettiği bildirildi. Bu bilgi aynı gemideki bir askerin aileye 5 sayfalık bir mektup teslim etmesi ile ortaya çıktı. Mektupta gemide alkol ve sigara kaçakçılığı yapıldığı, Taner'in de komutanlara 'sizi ihbar edeceğim' dediği için öldürüldüğü anlatılıyor. Taner'in ailesinin otopsi talebi ise cevapsız kaldı.

Taner Deş, geçtiğimiz şubat ayında Muğla Aksaz Deniz Üs Komutanlığı TCG Çandarlı gemisinde vatanî görevini yaparken hayatını kaybetti. Askerî birimler, ailesine Deş'in intihar ettiğini bildirdi. Ancak bu açıklama aileyi tatmin etmedi. Çünkü çocuklarının intihar edebileceğine ihtimal vermiyorlardı. Taner'le birlikte aynı gemide bulunan bir asker, olaydan beş ay sonra aileye ulaşarak "Oğlunuz intihar etmedi, gemide yapılan sigara ve içki kaçakçılığını ihbar edeceği için öldürüldü.' şeklinde bilgi verdi. Kendi el yazısıyla yazdığı 5 sayfalık mektubu aileye teslim eden asker, mahkemede gizli tanık olarak ifade verebileceğini de söyledi. Gemide görev yapan bütün askerlerin bu durumdan haberdar olduğunu iddia eden asker, yazdığı mektubun terhis olduktan sonra kullanılmasını istedi.

Gizli tanık olmak isteyen asker, Deniz Kuvvetleri'ne ait TCG Çandarlı gemisinde sigara ve alkol kaçakçılığı yapıldığını iddia etti. Mektupta yer alan bilgiye göre Kıbrıs'tan gemiye yüklenen çok miktardaki sigara ve alkollü içecek, gemideki subay ve astsubaylar tarafından pazarlanıyordu. Taner Deş de bu olayları biliyordu ve komutanlarına kaçakçılık olayını ortaya çıkartacağını söylediği için öldürüldü.

İntihar ettiği söylenen Taner Deş'in babası Metin Deş de ifade veren askerin terhis olmasının ardından, savcılığa suç duyurusunda bulunarak tekrar otopsi yapılmasını istedi. Ancak savcılık ilk otopsi sonucu gelmeden yeni bir otopsi yapılamayacağını belirtti. 9 aydır çocuklarının ölümüyle ilgili otopsi raporunun gelmemesinden yakınan baba Deş, oğlunun ölümünün aydınlatılması konusunda devlet büyüklerinden yardım istiyor. Baba Deş, "28 Şubat 2010 tarihinde tezkeresine 85 gün kala Taner'in gemide intihar ederek hayatını kaybettiği yönünde bilgi geldi. Duyduğumuzda inanamadık. Çünkü Taner, intihar edebilecek birisi değildi. Gemideki komutanları bizim olay yerine gidip cenazeyi almamızı istemedi ve buna engel oldu. Cenazemizi Afyon'da yolda karşılayarak aldık. Cumhurbaşkanı'mız Abdullah Gül'e bu konuda bir dilekçe yazarak durumu anlatarak kendisinin yardımını isteyeceğiz." diyor.

Metin Deş, oğlunun cenazesini defnettikten sonra kendisinin gemiye gittiğini ve komutanlarıyla görüştüğünü anlatıyor. Aykut Binbaşı'nın kendisine "İntihar olayını kafana takma. Sen ne istiyorsan öyle bir belge düzenleriz.'' dediğini iddia ediyor.

"AMCA BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL"
Ayrıca gemiden ayrılırken bazı arkadaşlarının da kendisine sarılıp kulağına, 'Amca olay bildiğin gibi değil.' diye fısıldadığını dile getiren Deş, Taner'le birlikte aynı gemide görev yapan ve isminin verilmesini istemeyen arkadaşının da olaydan sonraki ilk izninde kendilerini ziyarete geldiğini ve 5 sayfalık yazılı ifade verdiğini söylüyor.

Taner'in annesi Ayşe Deş de oğlunun hiçbir şeyi umursamayan, maddî ve manevî sorunları olmayan bir çocuk olduğunu ve intihar etmiş olmasına ihtimal bile vermediğini söyledi. Çocuğunun öldürüldüğünü ve bunun gizlenmeye çalışıldığını kaydeden anne Deş, gözyaşları içerisinde sorumluların bir an önce ortaya çıkartılmasını istedi.

Mayıs ayında İzmir ve Balıkesir Emniyet müdürlüklerine gelen ihbar üzerine İspanya'dan Erdek'e gelecek olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait Edremit isimli savaş gemisine baskın düzenlenmişti. Askeri savcının gözetiminde yapılan aramada geminin cephanelik bölümünde koliler halinde 5 bin pakete yakın sigara ile 300 şişe viski bulunmuştu. İhbarda, gemi personelinden Teğmen A. E. ile astsubaylar S. T. ve E. A.'nın kaçakçılığı gerçekleştirdiği öne sürülüyordu. İhbarda adı geçen TSK personeli 3 kişiyle ilgili 'sigara kaçakçılığı' iddiasıyla adli soruşturma başlatılmıştı.