Uzmanlar, dünyada yılda yaklaşık 4 milyon kişinin kronik akciğer hastalığı (KOAH), 3 milyon kişinin pnömoni, 2 milyon kişinin ise akciğer kanseri gibi akciğer sorunları nedeniyle öldüğünü, sadece Avrupa Birliği ülkelerinin akciğer hastalıkları için her yıl 100 milyar Avro'nun üzerinde harcama yaptığını ifade ediyor.

Uzmanlar, bu hastalıklara bağlı olarak 2025 yılında ölümlerin, erkeklerde 4.3 kat, kadınlarda 2.8 kat artacağına dikkati çekiyor.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Öztürk, yaptığı açıklamada, astım, KOAH, akciğer kanseri, zatürre, tüberküloz ve solunum yetmezliği gibi akciğer hastalıkları yüzünden, dünyada her yıl on milyonlarca insanın nefes almakta güçlük çektiğini ve yaşam mücadelesi verdiğini belirterek, “10 milyondan fazla insan, akciğer hastalıkları yüzünden hayatını kaybetmektedir” dedi.

Akciğer hastalıklarının, dünya nüfusunu tehdit eden önemli bir sorun olduğunu belirten Öztürk, astım, KOAH ve akciğer kanseri gibi hastalıkların, özellikle düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde büyük sorunlar oluşturduğunu ve toplum sağlığı hizmetlerine büyük yük getirdiğini söyledi.

Öztürk, dünya genelinde ölümlerin yaklaşık yüzde 20'sinin akciğer hastalıklarına bağlı olarak oluştuğunu dile getirerek, kalp hastalıkları ve nörolojik sorunların ardından akciğer hastalıklarının ölümlerde üçüncü sırada yer aldığını ifade etti.

“Yılda yaklaşık 4 milyon kişi KOAH diye isimlendirilen kronik akciğer hastalığı nedeniyle yaşamını kaybettiğini” belirten Öztürk, “Her yıl 3 milyon kişi pnömoni, 2 milyon kişi ise akciğer kanseri gibi akciğer sorunları nedeniyle ölüyor” diye konuştu.

Avrupa, her yıl 100 milyar Avro'nun üzerinde harcama yapıyor

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Öztürk, sadece KOAH'lı hastaların yetişkin nüfusun yüzde 5-10'unu oluşturduğunu ifade ederek, yalnızca Avrupa ülkelerinde yılda 30 milyar Avro'luk bir ekonomik kayba yol açtığını söyledi.

Bu alanda yapılan harcamalara KOAH dışında, astım, akciğer kanseri, pnömoni, tüberküloz gibi sık görülen akciğer hastalıklarının da eklendiğini anlatan Öztürk, yalnızca Avrupa Birliği ülkelerinin akciğer hastalıkları için “her yıl 100 milyar Avro'nun üzerinde bir harcama yaptığını” belirtti.

Öztürk, kronik solunum hastalıklarının çoğunda, evde bakım organizasyonlarının kurulmasının, tedavi maliyetlerini düşürebilecek en etkin uygulama olduğunu belirterek, evde bakım ile hastaların daha az hastaneye yatış yapacağını veya daha erken hastaneden taburcu edilebileceklerini, bu şekilde de tedavi maliyetlerinin belirgin olarak düşeceğinin altını çizdi.

Öte yandan Öztürk, “Bu hastalıklara bağlı olarak 2025 yılında ölümlerin, erkeklerde 4.3 kat, kadınlarda 2.8 kat artacağına” işaret etti.

Sigara, yılda 5 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açıyor

Bu hastalıkların tümünü etkileyen önemli faktörlerin başında sigara kullanımının geldiğini vurgulayan Öztürk, “Sigaranın her yıl 1,3 milyonu akciğer kanserinden olmak üzere, 5 milyondan fazla insanın ölümüne” yol açtığını söyledi.
Öztürk, akciğer kanserinin özellikle Türkiye'de son yıllarda da gittikçe artma eğilimi gösterdiğini ve ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini vurgulayarak, “Türkiye'de özellikle sigara tüketiminin çok yoğun olması nedeniyle, akciğer kanseri sayıları gittikçe artma eğilimi gösteriyor. Ülkemizde yılda ortalama 15 bini geçen sayıda akciğer kanseri vakası teşhis ediliyor” dedi.

İleri ve gecikmiş dönemlerde tanı konuluyor

Türkiye'de akciğer kanseri dahil tüm solunum sistemi hastalıklarında, hastalara ileri ve gecikmiş dönemlerde tanı konulduğunu anlatan Öztürk, “Örneğin, akciğer kanserli hastaların yaklaşık yüzde 50'si en son dönemlerinde teşhis edilmektedir” şeklinde konuştu.
Öztürk, iş gücü kaybı ve sağlık harcamalarındaki artışa paralel olarak, akciğer hastalıklarının getirdiği mali külfetin, her yıl milyarlarca doları bulduğunun altını çizerek, “Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında, solunum sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisi için yapılan ödemeler, sağlık hizmetlerine yönelik ödemelerin yüzde 10'undan fazlasını oluşturmaktadır” diye konuştu.

Alt solunum yolu hastalıkları da etkili

Akciğer hastalıklarında alt solunum yollarının enfeksiyonlarının da önemli yer tuttuğunu anımsatan Öztürk, pnömoni veya zatürre ile bronş enfeksiyonlarının bu alanda sık karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer aldığını belirtti.
Tüberkülozun da son dönemde farklı bir boyutuyla ön plana çıktığını anlatan Öztürk, “Dirençli tüberküloz dediğimiz, tedaviye dirençli olan hastalarla kendini gösterebilen ve toplum için ciddi bir risk haline gelen bir sağlık sorunu halini aldı” dedi.

Atmosferde sera gazı emisyonlarının artması risk faktörü

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Öztürk, akciğer hastalıklarının gelişiminde, genetik bazı faktörlerin yanında kirli hava, allerjenler, küçük organizmalar, gazlar, sigara dumanı, farklı partiküller, solunumsal olarak mesleki bazı etkilenmeler ve tütün kullanımı gibi risk faktörünü artıran bazı çevresel maruziyetlerin de etkili olduğunu vurguladı.

Son dönemde küresel iklim değişikliği ve ısınma çerçevesinde atmosferde sera gazı emisyonlarının artmasının, solunum sistemi hastalıklarını tetikleyen faktörler arasında yer aldığına dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:

“Çünkü sera gazlarının en çok bilineni olan karbondioksidin kaynakları, araç egzozları, ısınma ve soğutma amaçlı yakıtların kullanımı, fabrika bacalarıdır. Ayrıca hastalık etmeni olan mikroorganizmaların virulansı ve çoğalma hızında artış, su ve gıda kaynaklarındaki değişiklikler, karşılaştığımız hastalıkların boyutunu ve niteliğini değiştirmektedir. İklim değişikliğinin biyolojik etkilerini azaltmak için, fosil yakıtların üretim ve tüketimini asgariye indirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak, insanların çevre dostu binalarda ve yeşil ortamlarda yaşamasını sağlamak önem taşımaktadır.”