Konferansın ardından akademisyenler ve öğrencilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Çin ile ilişkilerinde Doğu Türkistan'ın etkisine yönelik bir soruyu yanıtlarken Çin ile ilişkilerin güçlü bir şekilde geliştiğini ifade etti.
''Çin, kimsenin ihmal edeceği bir ülke değil'' diyen Gül, Çin'de birçok farklı ırk ve dinden insan yaşadığını, Müslümanların da bu unsurlardan biri olduğunu söyledi.
Çin'deki herkesin inançlarını rahatlıkla yaşayabilmesinin önemine değinen Gül, ''Çin ile ilişkilerimizde Doğu Türkistan'ı olumlu bir köprü olarak görmek istiyoruz. Çin ile bu konuları rahatlıkla konuşuyoruz'' dedi.
İran'ın nükleer faaliyetleri ve nükleer takas görüşmelerindeki rolüne ilişkin bir soru üzerine Gül, Türkiye'nin, sorunun diplomatik ve barışçı yollardan çözülmesi için çaba harcadığını belirtti.
Türkiye'nin bu çabalarını hayretle karşılayanlar olduğunu ifade eden Gül, ''Irak'ta, 1990'lı yıllardaki benzer süreçte Türkiye çok zarar gördü'' diye konuştu.
Nükleer takas konusunda ''ufak da olsa bazı adımlar atıldığını'' anlatan Cumhurbaşkanı Gül, İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın Türkiye'de yakın zamanda bir toplantı yapacağını söyledi. Gül, bu adımların ''güven verici'' olarak görülebileceğini kaydetti.
AB ÜYELİK SÜRECİ
Cumhurbaşkanı Gül, bir başka soru üzerine, AB'ye tam üyeliğin Türkiye'nin stratejik kararı ve partiler üstü bir politika olduğunu vurguladı. Türkiye'nin üyelik sürecinin devam ettiğini anlatan Gül, şöyle konuştu:
''Süreç devam ediyor ama olmaması gereken siyasi konular sürece sokuluyor. Türkiye'nin üyeliği önünde suni problemler çıkartılıyor. Bunlar kabul edilebilir değil. Ama Türkiye sürece devam edecek. Önemli olan Türkiye'nin AB kriterlerini tam adapte etmesi. Biz bununla, yani kendi işimizi yapmakla meşgulüz. Müzakere sürecinin gereği olan standartlar yükselince Türkiye'nin görüntüsü çok daha farklı olacak. İnanıyorum ki, bugün problem çıkaran ülkeler o günkü Türkiye'nin cazibesine itiraz edemeyecek.
Türkiye, müzakereleri başarıyla bitirse bile üyelik otomatik olarak gerçekleşmiyor. Türkiye'nin üyeliği AB ülkelerinde oylanacak. Biz, sonuçlara saygı duyacağız. O zaman Türk halkının da ne diyeceğini bilmiyoruz. Belki Norveç'te olduğu gibi referandumda AB'ye 'hayır' oyu verilecek.''
ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER
Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan ile ilişkiler ve kara sınırının açılmasında ne zaman sonuç alınacağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken Türkiye'nin bu konuda da çok çaba harcadığını söyledi.
''Bölgedeki donmuş sorunları kronik bırakmamak gerekir. Aksi halde birden patlayabilir'' diyen Gül, bunun en tipik örneği olarak Gürcistan'da yaşanan gelişmeleri gösterdi. Kafkasya'da bugünkü durumun kimsenin çıkarına olmadığının altını çizen Gül, sorunların çözümü için diyalog zeminine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Gül, son bir-iki yılda Kafkasya'daki sorunların çözümü için büyük çabalar harcandığını yineledi ancak BM tarafından da kabul edildiği gibi Dağlık Karabağ'ın işgalinin yok sayılamayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Ermenistan'ı, bağımsızlığını ilan ettiği ilk gün tanıdığına dikkati çekerek, bu adıma rağmen iki ülke arasında bazı sorunlar yaşandığını, sorunların çözümü için gayret sarf edildiğini dile getirdi.
Sorunların çözümüne yönelik çalışmalar sırasında bazen ümitlenildiğini, bazen de sessiz diplomasinin işlediğini kaydeden Gül, ''Kafkasların istikrarı için çalışmak gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz'' diye konuştu.